Davalı -alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tebligat Kanunu m. 32 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik m.53/1 uyarınca kendisine usulsüz tebligat yapılan muhatap tebligatı öğrendiği andan itibaren tebliğ geçerli sayılacağını,Davacı İstanbul 10....
İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; davacı yönünden dava dosyasının incelenmesinde takibe dayanak 30/05/2016 vade tarihli bonoya dayalı olarak ilamsız takibe geçilmiş olup davalı tarafça yasal süresinde borca ve fer'ilerine itiraz edildiği anlaşılmış, davacı vekilince senet aslı mahkememize ibraz edilerek davalı tarafın imzaya itirazının da bulunmadığı gözetilerek takibe dayanak belge İİK 68 anlamında itirazın kaldırılmasına yarar belge olarak mahkememizce kabul edilmiş olup davacı tarafça da ödeme belgesi ibraz edilmediği anlaşılmış ancak faize itiraz etmekle dava dosyası faiz hesabı yönünden mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmiş olup, mali müşavir bilirkişinin takipte talep edilen yasal faiz uyarınca hesaplama yöntemi bakımından usul ve yasaya uygun 04/12/2019 tarihli kök ve 06/01/2020 tarihli ek raporları doğrultusunda talep edilebilecek faizin talep ile uyumlu bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile davalının takip dosyasına vaki itirazının kaldırılmasına...
Taraflar arasındaki ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte asıl dava dosyasında icra emrinin usulsüz tebliği ve takip dosyasında birden fazla icra emri olup, bu belgeler arasında içerik ve miktar yönünden farklılık bulunduğu ve takibe dayanak belgelerin icra emrine eklenmediğine yönelik şikayet sebebiyle yapılan yargılama ve birleşen dava dosyasında icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti, icra dairesinin yetkisine itiraz, takip dosyasında iki farklı icra emri bulunduğu itirazı ve borca, faize ve tüm fer'ilerine itiraz sebebiyle yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl dava dosyası yönünden; davacıların usulsüz tebliğ şikayetlerinin kabulü ile Ankara 9....
Hukuk Dairesi'nin 27/09/2021 tarih ve 2020/2151 E., 2021/2030 K.sayılı kesin nitelikteki kararı ile şikayetin kabul edilerek, ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 24/07/2020 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmek suretiyle nihayete erdirilmiş olduğu anlaşılmıştır. Davacı yan şikayet yargılaması devam ederken 04/08/2020 tarihinde icra dosyasına sunduğu dilekçesi ile ödeme emri tebligatına ilişkin usulsüz tebligat şikayeti yapılmış olduğunu, ayrıca borca itiraz edilmiş olduğunu, her türlü itiraz ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla haciz baskısı altında ve müvekkillerinin geri dönüşü olmayacak zararlarının önüne geçmek amacıyla işbu kere dosya borcunun ihtirazı kayıtla ödenmiş olduğunu, dosyada bulunan paranın alacaklı tarafa ödenmesine muvafakatlerinin olmadığını bildirdiği ve aynı gün icra dosyasına dosya borcunun yatırılmış olduğu anlaşılmıştır....
Maddesine aykırı olarak ödeme emri tebliğ edildiğini, ekte sunulu vekaletnameye parmak bastığını, müvekkilinin karşı tarafa hiç bir borcu bulunmadığını, icra müdürlüğünün 2021/4068 sayılı dosyasından yapılan icra takibine itiraz ile duran icra takibinin alacaklı ve borçlu ve borcun kaynağının aynı olduğunu, ayrı bir takip başlatmasının usul ekonomisine aykırı olduğunu belirterek, okuryazar olmayan müvekkiline 2021/4067 E. sayılı dosyasından yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna ve tebliğ tarihinin 07.07.2021 olduğuna, Aksaray İcra Dairesinin 2021/4067 sayılı dosyasından 08.07.2021 tarihli tensip zaptının kaldırılmasına ve takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/8581 ve 2014/8582 Esas sayılı icra takip dosyalarından ödeme emirlerinin borçluya 07.04.2014 tarihinde, 2014/2175 Esas ayılı dosyasından 31.01.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise İİK'nun 168. maddeinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra 23.05.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurup ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu ileri sürüp imzaya itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, öncelikle, borçlunun ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti konusunda inceleme yapılıp tebligatların usulsüzlüğü hakkında HMK'nun 297. maddesine göre bir karar verilmeden ve dolayısıyla İİK'nun 168. maddesi uyarınca imzaya itirazın süresinde olup olmadığı saptanmadan imzaya itirazın esasının incelenmesi suretiyle karar verilmesi isabetsizdir. Diğer taraftan, borçlunun İstanbul 2....
Somut olayda, davacı - borçluya ödeme emrinin 14/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, bunun yanında davacı - borçluya 103 davetiyesinin 14/07/2020 tarihinde, kıymet takdir raporunun 28/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, dava dilekçesinde 103 davetiyesinin ve kıymet takdir raporunun tebliğ işlemlerine ilişkin usulsüzlük iddiasında bulunulmadığı, bu durumda davacı - borçlunun takipten ve tebligattan en geç 14/07/2020 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerekir. Sonuç olarak takipten ve tebligattan haberdar olunduğu 14/07/2020 tarihi itibariyle ve bu öğrenme tarihine göre dava dilekçesinde 103 davetiyesinin ve kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiği iddiası da bulunmadığından, usulsüz tebliğ şikayetine yönelik ve takip talebinde alacaklının adresinin yazılı olmamasına yönelik şikayete ilişkin olarak 18/03/2021 tarihinde açılan davanın İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süre geçtikten sonra olduğu sabittir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/92 Esas, 2020/368 Karar sayılı dosyasında verilen şikayetin reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, icra takibinde taraf ehliyetinin takip şartı olduğunu, taraf ehliyetinin gerçek ve tüzel kişiliği haiz oluşumlar için söz konusu olduğunu, adi ortaklığın taraf ehliyetinin ortakları vasıtasıyla kullanıldığını ve aralarında zorunlu takip arkadaşlığı olduğunu, takibe konu kira sözleşmesinde Esat Tanık-T1 adi ortaklığı ibaresinin bulunduğunu, takibin her iki ortağa karşı yöneltilmesi gerektiğini, ayrıca söz konusu takip çerçevesinde müvekkiline ödeme emrinin ikamet etmediği, müvekkilinin çalışanın bulunmadığı bir adreste tebliğ edilmeye çalışıldığını, müvekkilinin Mimar Sinan Mah., Mimar Sinan Cad., No:31/15, Konak/ İzmir adresinde ikamet ettiğini, bunun dışında yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, usulsüz tebligat nedeni...
Mahkemece, belirtilen hususlarda, tebliğ tarihi itibariyle ve yeterli araştırma yapılmamıştır....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/124 Esas sayılı dosyasından ödeme emrinin borçluya 21.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise İİK'nun 168. maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra 28.08.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurarak borca itiraz ettiği 29.08.2014 tarihli dilekçesinde ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu tebligata 26.08.2014 tarihinde tebligatı öğrendiğini ileri sürdüğü görülmektedir. Şu halde borçlu öğrendiğini bildirdiği tarihe göre süresinde icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmakla mahkemece öncelikle borçlunun ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti konusunda inceleme yapılması, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunun anlaşılması halinde tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi, düzeltilen tebliğ tarihine göre süresinde olan borca itirazın incelenmesi aksi halde itirazın süreden reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....