"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibine başlandığı, borçlunun icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ve sair şikayet sebepleri yanında hesap kat ihtarına itiraz ettiğini, talep edilen faiz oranlarının fahiş olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne ve alınan bilirkişi raporuna dayalı olarak faize ilişkin itirazların kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....
Haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihleri itibariyle davacının yurt dışında olduğu anlaşıldığından, yurtiçi adresinde bizzat tebliğ şerhiyle yapılan haciz ihbarnameleri tebligatları usulüne uygun değildir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir (H.G.K. 25.01.2006 Tarih ve 2005/2- 772 E. 2006/17 K.). Usulsüz tebliğ şikayeti İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yasal yedi günlük süreye tâbi olup, bu sürenin başlangıcı usulsüz tebliğin öğrenildiği tarihtir ( Yargıtay 12. HD'nin 22.09.2022 tarihli, 2022/7290 E, 2022/9215 K. Sayılı içtihadı). Somut olayda, davacı 3. kişi dava dilekçesinde haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğinden ve hacizlerden 08.01.2020 tarihinde haberdar olduğunu belirtmiş olup, dosya içerisinde usulsüz tebliğden daha önce haberdar olduğunu gösteren herhangi bir bilgi ya da belgeye rastlanmamıştır....
Davacı Şenay Yılmaz'a ödeme emri 28/12/2019 tarihinde, davacı Oğuz Yılmaz'a ödeme emri 27/12/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davacılar mahkememizde usulsüz tebliğ şikayeti ile borca itiraz davalarını 09/08/2020 tarihinde açmıştır. İİK 168/4. Maddesi gereğince borca ve imzaya itiraz etmek isteyen borçlu yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine başvurarak borca itirazını bildirmek durumundadır. Davacı takip borçlusu Şenay Yılmaz'a ödeme emri 28/12/2019 tarihinde bizzat tebliğ edilmiş olup, mahkememizde borca itiraz davasını 09/08/2020 tarihinde açtığından süresinde olmayan borca itirazın reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı Oğuz Yılmaz'ın usulsüz tebliğ şikayeti olup, AKS sisteminde kayıtlı olan "Merkez Mah. Güldemet Sok. No:2 İç kapı no:1 Gaziosmanpaşa İstanbul" adresine gönderilen tebligatın iade olması nedeniyle aynı adrese TK 21/2 maddesi şerhli olarak tebligat çıkarıldığı anlaşılmıştır....
Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 6. fıkrasında borca itirazın esasa ilişkin nedenlerle reddi halinde takibin muvakkaten durdurulmuş olması koşuluyla alacaklının isteği üzerine borçlunun takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda mahkemece, boçluların takibi öğrendiklerini beyan ettikleri tarihten daha önceki bir tarihte haberdar oldukları tespit edilmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve bunun sonucu olarak da borca itirazın süresinde olmadığı görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, usulsüz tebligat şikayeti ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve yetki itirazı ile borca ve ferilerine itiraz ettiği, Mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin reddi ile buna bağlı olarak da imzaya itirazın süresinde yapılmadığından reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Tebligat Kanunu'nun 10. maddesinin 1. fıkrası "Tebligat tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adreste yapılır" hükmü düzenlenmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Alacaklı tarafından nama yazılı senede dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddialarının yanısıra ödeme emrine, icra dairesinin yetkisine, borca ve faize itiraz ettiği, ayrıca takip dayanağı senedin tüketici senedi olduğundan bu senede dayanılarak kambiyo takibi yapılamayacağından bahisle takibin iptalini istediği, İlk Derece Mahkemesince davacının usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilerek ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltildiği, davacının sair itiraz ve şikayetlerinin reddine karar verilmesi üzerine davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır....
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın usule ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili hakkında icra takibi yapıldığını ve ödeme emri gönderildiğini, ancak tebliğin müvekkiline yapılmadığını, müvekkilinin hiçbir tanışıklığı olmayan Yasin Yücel isimli kişiye tebliğ edildiğini, taraflarınca tanınmayan ve aynı konutta bulunmayan birine usulsüz yapılan tebligatın yok hükmünde olduğunu, borca taraflarınca 29/01/2021 tarihinde itiraz edildiğini, buna rağmen usulsüz tebligata göre itiraz günü sayıldığından süre geçirilmiş kabul edildiğini, bu durumun hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilinin borçlu olmadığı bir dosyayı icra tehdidi altında ödeme durumu ile karşı karşıya kaldığını ve telafisi imkansız zararların doğacağını, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, yapılan tebliğin geçersiz sayılarak tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 29/01/2021 olarak kabul edilmesini ve takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 31.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise İİK'nun 168. maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra 14.08.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürüp, imzaya itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece; öncelikle, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti hakkında HMK'nun 297. maddesine göre bir karar verilmesi, tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ve itirazın süresinde olduğunun anlaşılması halinde, işin esasının incelenmesi, aksi halde istemin süreden reddi gerekirken, tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayet hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden ve dolayısıyla İİK'nun 168. maddesi uyarınca itirazın süresinde olup olmadığı saptanmadan imzaya itirazın esasının incelenmesi isabetsizdir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 62. maddesi uyarınca borca itiraza ilişkindir. Fethiye İcra Müdürlüğü'nün 2021/1430 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı tarafından borçlu davacılar ve İsmail Çavuşoğlu hakkında genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takibi olduğu, ödeme emirlerinin davacılara 26/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlular tarafından takip dosyasına herhangi bir itiraz dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafın usulsüz tebligat şikayeti mahkemece kabul edilmiş olup davalı tarafın bu kısma yönelik herhangi bir istinaf istemi olmamakla birlikte davacı taraf bu kararla birlikte lehine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf isteminde bulunmuştur. HMK'nın 326. maddesi gereğince, kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu şirketinin, aleyhine başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takibe ilişkin olarak sair itiraz nedenleri ile birlikte tebliğ tarihinde adresin boş olduğunu, tebligatın şirket yetkilisine tebliğ edilmediğini, şirket yetkilisinin tebliğ tarihinde yurdışında olduğunu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek, öğrenme tarihinin 16.11.2017 olarak tespitine karar verilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin kabulünü karar verildiği, alacaklı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ......