Ödeme emri tebliği, icra müdürlüğü işlemi olup, bu işlemin usulsüz olduğu ancak tebliğ işleminin muhatabı tarafından İİK. nun 16.maddesine göre öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurulması halinde icra mahkemesince incelenir ve tebliğ işleminin usulsüz olduğu belirlenir ise İİK. nun 17. ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi öğrenme tarihi esas alınarak düzeltilir. Öte yandan; açıkça itiraz ve şikayetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi itiraz ve şikayeti konusuz kılmaz. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir. (Hukuk Genel Kurulunun 2011/12- 177 Esas, 2011/300 Karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı). Bu nedenle ilk derece mahkemesinin icra takip dosyasının kapatılması nedeniyle davanın konusuz kaldığına yönelik kararı yerinde değildir....
İcra Müdürlüğünün 2018/12096 Esas sayılı dosyasında usulsüz tebliğ şikayeti yönünden; davacı borçluya gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüzlüğünün tespitine, TK'nun 32. maddesi gereği ödeme emrinin tebliğ tarihinin 08/02/2019 olarak belirlenmesine karar verilmiştir. Davacı borçlu vekili istinaf başvurusunda özetle; takibin şekli farketmeksizin ödeme emrinin vekile tebliği gerektiğini, asile ödeme emri gönderilmesinin usulsüz olduğunu, lehlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Başvuru, ödeme emrinin vekil varken asile tebliğ edilmesi nedeniyle iptali talebi, bu talebin kabul edilmemesi/aksi kanaatte olunması halinde ise usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı - borçlu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde usulsüz tebliğ şikayeti, gecikmiş itiraz, ödeme emri ekinde dayanak belgenin gönderilmediği ve ödeme emrinin imzasız ve mühürsüz olduğu iddialarına dayalı ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve ödeme emri iptali istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 6. İcra Müdürlüğü'nün 2019/36188 Esas sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davacı-borçlu şirkete 05/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 26/01/2021 tarihinde açıldığı görülmüştür. Davacı-borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti ile gecikmiş itiraza ilişkin istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde; HMK. 'nun 114/1- ı maddesinde de açıkça belirtildiği üzere; aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olması dava şartı niteliğinde olup, HMK.'...
Davada haklı çıkan tarafın, davasını vekille takip etmesi durumunda, lehine hükmedilen vekalet ücreti de, HMK'nın 323/1- ğ maddesi uyarınca bir tür yargılama gideri olup, sorumlusu yine HMK'nın 326. maddesine ve yukarıda açıklanan kurala göre belirlenecektir. İncelemeye konu olayda, davalı alacaklının usulsüz tebligat şikayeti davasında tebligatın usulüne uygun olduğunu belirterek davaya karşı koyduğu ve yargılama sonucunda şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşıldığından, HMK'nın 326. maddesi uyarınca davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerekir. Bu halde, ilk derece mahkemesi kararı usulsüz tebligat şikayetine ilişkin yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden de usul ve yasaya uygundur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından davacının aynı dilekçe ile usulsüz tebligat, şikayeti ve gecikmiş itiraz sebeplerine dayanarak icra takibine itiraz davası açtığı ,dilekçe içeriği itibariyle usulsüz tebligat ve gecikmiş itiraz nedenleri ayrıntısı ile incelendiğinde tebligatın yönetmelik ve kanuna uygun olarak T.K.35’e göre tebliğ edildiğinin anlaşılmış olduğu ,gecikmiş itiraz kurumunun kanunda tahdidi olarak sayılmış olduğu ve somut olayda gecikmiş itiraz nedenlerinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunarak; emekli maaşını almış olduğu bankadan kredi çektiğini ve çekmiş olduğu krediyi ödeyemediğinden bankanın usulsüz şekilde emekli maaşına haciz koyduğunu, konulan hacizlerin usulsüz olup kendisinin %65 oranında bedensel ve zihinsel engelli olduğunu, imza yetkileri alınması gerekirken bankanın kendisine kredi vermesinin ve sözleşme imzalatmasının usulsüz olduğunu, engelli olduğundan kendisini ifade edemediğini, ifadelerinin dosyada tam geçmediğini belirterek kararın kaldırılmasına, emekli maaşına konan haczin ve işleyen faizin yeniden hesaplanarak dosya hesabının çıkarılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı, bu nedenle usulsüz tebliğ şikayetinin reddi gerektiği, ödeme emrinin 20/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise yasal süre sonrasında 12/06/2017 tarihinde açıldığı gerekçesi ile usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, borca, imzaya ve yetkiye itirazın süre aşımından reddine karar vermiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle, takip konusu bononun şirketi bilerek zarara uğratan eski şirket müdürü Abdülkerim Seven tarafından tek başına temsile yetkili olduğu dönemde şirkete zarar vermek amacıyla düzenlendiğini, şirketle bu kişi arasında husumet başlayıp adli makamlara intikal ettikten sonra takibe konu edildiğini, şirket kayıtlarında bu senede dayalı para giriş çıkışı bulunmadığını, davalının şirketle alışveriş yapmayıp Abdulkerim Seven'le alışveriş yaptığını beyan ettiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 169. maddesine dayalı borca itiraza ilişkindir....
Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti, imzaya ve borca itiraz nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile imzaya ve borca itirazın reddine karar verilmiştir. Kararın itiraz eden borçlu vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı itiraz eden borçlu vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Borçlu itiraz dilekçesinde, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, senetteki imzanın davacıya ait olmadığını ve borcunun olmadığını iddia ederek takibin durdurulmasına ve davalının tazminat ve para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/801 E. ve 2019/145 K. istinaf edildiği imzaya itiraz ve usulsüz tebilgata ilişkin kararın kesinleşmediği ; usulsüz tebilgata ilişkin kararın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği oluşacak sona göre asıl alacağın %20 si oranında tazminatın ve diğer ferilerinin icra edilebilceği anlaşılmakla aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Şikayetin kabulüne, Bakırköy 14. İcra müdürlüğünün 2019/5395 esas sayılı takibinin iptaline" karar verildiği görülmüştür. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bakırköy 3....