Somut olayda; davacı borçlu tarafından kendisine tebliğ edilen Örnek 10 ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin iddia edildiği, mahkemece, davacının iddiaları doğrultusunda ödeme emrinin tebliğ tarihinin 29/11/2018 olarak kabulüne karar verildiği, bu hususa ilişkin istinaf başvurusu olmadığı, bu halde, tebliğ tarihine göre yasal 5 günlük süre içerisinde dava ve ıslah başlıklı dilekçesini icra mahkemesine sunduğu, her iki dilekçenin de İİK.'nun 168/1- 5.maddesinde belirlenen 5 günlük süre içinde verildiği anlaşılmıştır. Davacı borçlu vekilinin 03/02/2019 tarihinde mahkemeye sunduğu dilekçesi ise, takipte talep edilen işlemiş faiz ve faiz oranına itirazı ve kambiyo vasfına ilişkin şikayeti kapsamaktadır. Sözkonusu dilekçede davacı borçlu vekili açıkça dava dilekçelerini bu konuda ıslah ettiklerini bildirmiş ve ayrıca yine dava dilekçelerinde belirttikleri hususlar da nazara alınmak suretiyle davalarının kabulünü talep etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davacı gerçek kişiler arasında menfaat çatışması olduğundan aynı vekil tarafından temsil edilmelerinin mümkün olmadığını, bu nedenle usul yönünden davaya itiraz ettiklerini, davacı şirketin sigortasız çalıştırdığı kişiler nedeniyle daha sonradan tebligata itiraz etmesinin kötüniyetli olduğunu, tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu, ayrıca davacı şirketin muhasebe birimi ile defalarca telefon görüşmesi yaptıklarını ve maaş haczinden haberdar olmamalarının mümkün olmadığını, davacı tarafın usulsüz tebliğden bahsetmiş olmasına rağmen usulsüz tebliğin iptalini talep etmediğini, mahkemenin taleple bağlı olduğunu belirterek şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda borçlu kooperatife ödeme emrinin tebliğ edildiği adres, adı geçenin ticaret sicilinde yazılı adresi olup anılan tebliğ işlemi 7201 Sayılı Kanunun 21.maddesine ve usulüne uygundur. Kaldı ki, borçluya kıymet taktir raporu ve satış ilanı, yine ticaret sicil müdürlüğünde kayıtlı olan adresinde şirket çalışanları çarşıda olduğundan bahisle 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca 29.12.2011 tarihinde yapılmış olup, usulüne uygundur. Bu durumda ödeme emri tebliğ işlemi usulsüz kabul edilse bile muhatabın en geç bu tarihte usulsüz tebliğ işlemini öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin şikayeti anılan tarihe göre İİK. nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır. Şikayet süresinin geçirilmesinden sonra borçluya kayyum atanmış olması sonuca etkili değildir. Diğer bir ifadeyle bu husus şikayet süresini yeniden başlatmaz....
itiraz ettiklerini bildirerek müvekkiline gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olması nedeniyle ödeme emri tebliğ tarihinin icra takibini haricen öğrenme tarihi olan 16/07/2019 tarihi olarak düzeltilmesine, gecikmiş itiraz ile diğer itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tensip zaptının tebliğinin yapıldığını, dava haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve reddinin gerektiğini, davacı tarafın iddiasının aksine, davacı-borçluya yapılan tebligat usulüne uygun ve tebliğ edilen ödeme emrine itiraz edilmediğinden takip kesinleşmediğini, Bursa 5. İcra müdürlüğünün 2019/4346 esas sayılı dosyasında yer alan 16/06/2022 tebliğ tarihli mazbatanın bulunduğunu, haksız ve hukuk dayanaktan yoksun ihtiyati tedbir talepleri ile davanın reddine, kötüniyetli davacı aleyhine takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak koşuluyla kötüniyet tazminatına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince; davacının usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, davacının kambiyo vasfına yönelik şikayetin süre yönünden reddine, dair karar verilmiştir....
İlk Derece Mahkemesince, gecikmiş itirazının ve yetki itirazının kabulüne karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, ödeme emrinin usulsüz olduğu, gecikmiş itirazın usulsüz tebliğ şikayeti olarak değerlendirilmesi gerektiği, genel haciz yolu ile takipte her türlü itirazın İİK’nın 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılmasının zorunlu olduğu, icra mahkemesine yapılan itirazın sonuç doğurmayacağı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ödeme emrinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 15.11.2021 olarak düzeltilmesine, borca ve yetkiye itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür. İİK'nın 65. maddesinde (Değişik: 18/2/1965-538/35 md.); "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir....
İcra Müdürlüğünün 2020/3658 Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı T2 tarafından borçlu davacı T1 ve dava dışı borçlu Umut Gürsoy aleyhine 08.07.2020 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 14.07.2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu davacının 04.09.2020 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunduğu, icra müdürlüğünce verilen karar ile ödeme emrinin 14.07.2020 tarihinde tebliğ edilmesi gerekçesi ile davacı borçlunun borca itirazın reddine karar verildiği görülmüştür. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir....
Dava İİK'nun 16,21 maddeleri uyarınca açılmış ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemine yönelik şikayet ve İİK'nun 169/a maddesi uyarınca açılmış kambiyo takibinde borca itiraz davasıdır....
Şti. tarafından Aquaesmar Plastik Denizcilik San ve Tic. ismine düzenlenen 07/01/2017 tanzim 25/04/2017, 10/05/2017 ve 25/05/2017 ödeme tarihli 3 adet senedin oluşturduğu, 10 örnek ödeme emrinin borçlu davacıya T.K'nın 21/1 maddesine göre 06/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, Turgut Özal Cad., No:97/1A, Kaynaklar, Buca/İzmir adresinde borçlu davacının huzurunda 22/03/2018 tarihinde haciz işlemine başlandığı ve borçlu davacının haciz mahallini terk ettiğinin tutanağa yazıldığı anlaşılmıştır. Borçlunun ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Somut olayda, davacı borçlu şikayet konusu işlemi 22/03/2018 tarihinde öğrendiğini bildirmiş olup, usulsüz tebligat şikayeti yasal süresindedir....
Öte yandan, haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....