Dairemizce yapılan değerlendirmede; her ne kadar davacı borçluların yurt dışında olduklarından bahisle tebligatların usulsüz olduğu iddia edilmiş ise de, dosya arasına alınan mernis adres bilgisi kayıtlarının yapılan incelemesinde, borçlulara tebliğlerin yapıldığı mernis adreslerinden taşındıklarına ilişkin 28/07/2020 tarihinde beyanda bulundukları ve bu tarihte tescil edildiği, dolayısıyla 16/03/2020 tarihinde yapılan ödeme emri tebliğlerinin borçluların mernise kayıtlı adreslerine TK'nun 21/2 maddesi gereğince usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, borçluların tebliğ tarihinde yurt dışında olmalarının tebligatları usulsüz hale getirmeyeceği anlaşılmakla usulsüz tebligat şikayetinin reddi ile 29/07/2020 tarihinde yapılan yetkiye ve borca itiraz ile kambiyo senedinin vasfına ilişkin şikayet ile İİK 58 ve 61. Maddelere aykırılığa ilişkin şikayetin yasal 5 günlük sürede olmadığından süreden reddinin gerektiği görülmüştür....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takibe karşı, borçlu icra mahkemesine yaptığı başvuruda; sair, iddiaların yanında usulsüz tebliğ şikayetinde bulunduğu ve İcra Müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiği, mahkemece, usulsüz tebliğ şikayeti ve yetki itirazının reddine, zamanaşımı itirazının kabulüyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği, kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince sadece alacaklı tarafın istinaf başvurusu değerlendirilerek karar verildiği, borçlunun istinaf başvurusu hakkında değerlendirme yapılmadığı hükmün taraflarca...
Kesin yetki kuralının söz konusu olmadığı hallerde mahkemelerin yetkisine yönelik itirazlar, ilk itirazlardan olup (HMK.md.116/l-a) bu husus mahkemece öncelikle ve esasa girilmeden ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır (HMK. md. 117/3). Taraflara yetki itirazı ile ilgili delilleri sorulup, tarafların dava tarihi itibarıyla Merkezi Adres Kayıt Sistemindeki "yerleşim yeri" adresleri de araştırılarak tüm delillerin toplanıp gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yetki itirazının reddi ile işin esasının incelenerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Talat Özat'a ne böyle bir tebligat memuru gelmiş, ne böyle bir beyan alındığını, 35. madde gereğince olan tebligat adreste kapıya yapıştırıldığını iddia edilse bile hem şirket merkezi hem de Avukatlık Bürosu olarak çalışan bu iş yerinde kapıya yapıştırılan bir tebligat söz konusu olmadığını, ayrıca müvekkilinin takipteki miktar kadar borcu olmadığını, takipte İzmir İcra Müdürlüklerinin yetkili olmadığını ve yetkili icra dairelerinin Manisa İcra Daireleri olduğunu, yetki itirazının da kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiğini, şikayet dilekçesinde talep edilen hiçbir delilin toplanmadığını, uyuşmazlık konusu hakkında araştırma yapılmadığını, tanıklar dinlenmediğini, yetki itirazının değerlendirilmediğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emrinin usulsüz tebliği nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir....
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu isteğin usulsüz tebliğ şikayeti olmayıp, ilam niteliğindeki bir belgenin 10 yıl sonra icra takibine konu edilmesi bakımından, İİY 33/1 maddesi gereği zamanaşımı itirazı olduğunu, İİK.'nun 33/2.maddesinin ilk cümlesi uyarınca, "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma isteklerinin her zaman yapılabileceğini, (Y. 12. HD 21.03.2019 2018/6147 E., 2019/5018 K.)...
İcra Hukuk Mahkemesince, tapu kaydına 14/07/2021 tarihinde doğrudan 2021/985E sayılı dosyadan haciz konulduğu, kıymet takdirine ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin, haciz kararını ve kıymet takdiri yapılması kararını veren esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olup, anılan yetki, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul 27. İcra Hukuk Mahkemesince ise, kıymet takdirine konu taşınmazın Diyarbakır İcra Dairesince tesis edildiği, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayeti inceleme yetkisi, kıymet takdiri raporunu düzenleyen icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olup, anılan yetki, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....
DAVA Davacı borçlu vekili dilekçesinde; Kayseri Genel İcra Dairesi 2020/182913 Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, ödeme emri tebliğ evrakının müvekkilinin reşit olmayan kızına usulsüz tebliğ edildiğini, takip konusu senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, takibin yetkisiz yerde başlatıldığını, yetkili yerin Antalya olduğunu ileri sürerek yeniden ödeme emri gönderilmesini, imzaya ve yetkiye itirazlarının kabulü ile takibin iptalini, karşı tarafın haksız icra takibi başlatması nedeniyle %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; senet üzerindeki imzanın borçluya ait olduğunu, ödeme emri tebliğ evrakının Tebligat Kanununun 21/1. maddesine uygun olarak tebliğ edildiğini, kötüniyetli olarak mahkemeye başvurulduğunu beyan edilerek talebin reddi ile lehe %20'den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini istemiştir. III....
Haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihleri itibariyle davacının yurt dışında olduğu anlaşıldığından, yurtiçi adresinde bizzat tebliğ şerhiyle yapılan haciz ihbarnameleri tebligatları usulüne uygun değildir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir (H.G.K. 25.01.2006 Tarih ve 2005/2- 772 E. 2006/17 K.). Usulsüz tebliğ şikayeti İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yasal yedi günlük süreye tâbi olup, bu sürenin başlangıcı usulsüz tebliğin öğrenildiği tarihtir ( Yargıtay 12. HD'nin 22.09.2022 tarihli, 2022/7290 E, 2022/9215 K. Sayılı içtihadı). Somut olayda, davacı 3. kişi dava dilekçesinde haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğinden ve hacizlerden 08.01.2020 tarihinde haberdar olduğunu belirtmiş olup, dosya içerisinde usulsüz tebliğden daha önce haberdar olduğunu gösteren herhangi bir bilgi ya da belgeye rastlanmamıştır....
İcra Müdürlüğünün 2019/1417 Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine takip yapıldığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, tebliğ işlemi sırasında evde olmayan müvekkilinin geçici olarak mı, kalıcı olarak mı bulunmadığı hususunun araştırılmadığını, tebliğ mazbatasına Uşak'ta olduğunun yazıldığını, müvekkiline bu tebliğ ile ilgili olarak komşusu tarafından da haber verilmediğini, takip dosyasında taraflarına vekalet verilmeden önce davacı vekilliğinin Av....
Usulsüz tebligatta ise, İİK.nun 65. maddesine göre yapılacak incelemeden farklı olarak, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamıştır. Bu durumda icra hakimi tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığını inceleyecek ve aynı kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihini düzeltecektir. Somut olayda, davacı taraf usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte gecikmiş itirazda da bulunduğunu beyan etmektedir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur....