Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 29/07/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından tebliğ işleminin usulsüzlüğü ileri sürülerek .../08/2016 tarihinde imzaya ve borca itirazda bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda ilk derece mahkemesince, borçlunun öncelikle usulsüz tebliğ şikayeti değerlendirilerek, oluşacak sonuca göre itirazlarının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde sonuca gidilmesi ve istinaf başvurusunun da ... Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsiz olup, ... Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temlik alan ... Varlık Yönetim A.Ş.'nin temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/.... maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/.... maddesi uyarınca, ... ... Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesinin 08/.../2017 tarihli, 2017/2475 E. -2017/2496 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA), ... .......
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı C.1.Gerekçe ve Sonuç Tebliğ mazbatasında, ...'ın okuma yazma bilmediğini beyan ettiğine dair herhangi bir ibare bulunmadığı, bu hususun aksini ispata yarar herhangi bir somut bilgi, belge ya da tanık beyanı olmadığı, tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, usulsüz tebliğ şikayeti reddedildiğinden ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun borca, faize ve ferilerine itirazının da süresinde olmadığı gerekçesi ile borçlunun istinaf başvurusunu esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Borçlu, şikayet ve itiraz dilekçesi içeriğini aynen tekrarlamış, bundan başka şikayet dilekçesinde tanık deliline dayanıldığını, tanıkların bildirilmesi için süre verilmediğini, gerekli araştırmanın yapılmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1....
Somut durumda açılan davada usulsüz tebliğ şikayeti ile İİK 58/3 ve 61/1. Maddelerine dayalı olarak takipte faturaya dayalı alacak talep edildiği halde ödeme emri ekinde dayanak belge suretlerinin tebliğ edilmediği iddiası ile şikayette de bulunulmuş, ancak mahkeme karar gerekçesinde davacının sadece usulsüz tebliğe dayalı şikayeti incelenerek İİK 58/3 ve 61/1. Maddelerine dayalı şikayetine ilişkin değerlendirme yapılmamıştır. Anılan durumda İİK 297. maddesine aykırı olarak karar verilmesi isabetli olmayıp davacı vekili istinaf talebinde haklıdır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile, HMK'nın 353/1- a/6. maddeleri uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/274 KARAR NO : 2022/525 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/11/2021 NUMARASI : 2021/353 ESAS, 2021/877 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ - KAMBİYO ŞİKAYETİ - İMZAYA İTİRAZ KARAR : İzmir 11. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/353 Esas, 2021/877 Karar sayılı dosyasında verilen davanın kabulü kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; İzmir 6....
Şikayet konusu haciz işlemi, şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden, eğer haciz işlemi tebliğ edilmemişse haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren başlar. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Borçlu, meskeniyet şikayeti ile birlikte haciz işlemi tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerse, öncelikli olarak haciz işlemi tebliğinin usulüne uygun olup olmadığının denetlenmesi, usulsüz olduğunun saptanması ve borçlunun, haczi öğrenme tarihine göre 7 gün içinde meskeniyet şikayetinde bulunduğunun anlaşılması durumunda işin esasının incelenmesi gerekir....
Dairemizce yapılan değerlendirmede: her ne kadar davacı tarafından dava dilekçesinin sonuç kısmında gecikmiş itiraz isteminin kabulüne karar verilmesi talep edilmiş ise de; dava dilekçesi kül halinde değerlendirildiğinde HMK'nun 33 maddesi gereğince hukuki tavsif hakime ait olduğundan iş bu dava usulsüz tebligat şikayeti olarak nitelendirilmiş olup, yapılan incelemede; Tebligat Kanunun 16. maddesine göre; "Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır." düzenlemesi ile muhataba bizzat yapılamadığı durumlarda kimlere tebligat yapılacağı düzenlenmiştir. Usulüne uygun yapılan tebligatlarda komşuya, yöneticiye, yada kapıcıya haber verilmesine gerek olmadığı gibi davacının dava dilekçesinde bahsettiği üzere TK 21/2'ye göre tebligat yapılması için gerekli şartların oluşmadığı görülmüştür....
Somut olayda, borçluların senet aslının icra kasasına alınmadığı yönünde bir şikayeti olmadığı gibi, borçluya çıkartılan ödeme emri tebliğ evrakının incelenmesinden, takip dayanağı senet suretinin ödeme emri ekinde gönderildiğine ilişkin şerh bulunduğu görülmektedir. İcra ve İflas Kanunu'nda takip öncesi alınan ihtiyati haciz kararının ayrıca borçluya tebliği zorunlu olmadığı gibi, takip talebi içeriğinde bu karara ilişkin bilgilerin de bulunduğu anlaşılmıştır. O halde, mahkemece şikayetin reddi ile borçlunun ödeme emri tebliğ tarihine göre süresinde olan yetki itirazının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, ödeme emri tebligatının iptali şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....
T2 17/10/2017 tarihinde takip dosyasına UYAP üzerinden aynı tarihte harçlandırılmış vekaletnamesini sunduğu anlaşılmış olup, bu halde borçlunun en geç 17/10/2017 tarihinde takipten ve dolayısı ile ödeme emri tebliğinden haberdar olduğunun kabulü gerekeceği, 24/11/2017 tarihinde yapılan usulsüz tebliğ şikayeti süresinde olmadığı, bu nedenle icra emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetin süre aşımı nedeniyle reddi karar vermek gerektiği(İstanbul BAM 23. H.D nin 03/10/2019 tarih 2018/2783 esas, 2019/1861 karar sayılı emsal ilamı), usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verilmekle davacı borçlunun yetkiye borca ve imzaya yönelik itirazların da süresi geçmiş olmakla bu itirazların da süre yönünden reddine dair karar vermek gerektiği gerekçesi ile usulsüz tebliğ şikayetinin ve imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2016/29569 E. sayılı dosyasını Av.Ersayın Işık'ın takip ettiğini, buna göre davacı tarafın hukuki süreçleri hangi vekili aracılığıyla takip edeceğinin taraflarınca bilinemeyeceğinden davacı asile tebligat gönderilmesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, zira davacı, yetki itirazı öncesi farklı bir vekil ile temsil edilirken, yetki itirazı gereği Kocaeli'ye gelen icra dosyasında farklı bir vekil ile temsil edildiğinden ötürü, tebligatın asile yapılmasında hem mevzuat hem de hakkaniyet gereği herhangi bir eksiklik bulunmadığını, tüm bu nedenlerle; icra dosyasında ödeme emrinin tebliğ tarihinin 17/06/2020 olarak belirlenmesi yönünde kararının kaldırılmasına yönelik karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, genel haciz yolu ile başlatılan (örnek 7 nolu) takipte İİK'nın 16. maddesine dayalı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ve borca itiraza ilişkindir....
Borçlu vekili tarafından her ne kadar takip dosyasından müvekkiline gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayette bulunulmuş ise de, borçlunun usulsüz tebliğ şikayetini takibin şekline göre ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren 7 gün içerisinde İcra Mahkemesine yapmasının zorunlu olduğu, İcra Mahkemesi yerine icra dairesine yapılan usulsüz tebliğ şikayetinin hukuki sonuç doğurmayacağı, öte yandan icra dosyasından borçlu adına çıkarılan ödeme emri tebligatı 16/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup, borçlunun 7 günlük itiraz süresi içerisinde 21/01/2020 tarihinde şikayette bulunması nedeniyle ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetinde hukuki menfaatinin bulunmadığı, dolayısıyla borçlu vekilinin ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır....