"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi.... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borçlu, ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiği şikayetiyle birlikte takibin kesinleşmesinden önce takip dayanağı senedin zamanaşımına uğradığı itirazında bulunmuş olup, mahkemece duruşma açılmaksızın evrak üzerinde tebligatın usulsüzlüğü şikayeti kabul edilerek Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi hükmü uyarınca öğrenme tarihine göre başvuru süresinde kabul edilerek itirazın esası incelenmiş ve zamanaşımı itirazı kabul edilerek zamanaşımı nedeniyle icranın...
Uyuşmazlık, 70.000,00 TL asıl alacağın tahsili amacıyla başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte; takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi talebi ve usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte borcun kaynağı belirtilmediğinden bahisle ödeme emrinin ve takibin iptali talebine ilişkindir. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihine göre uyuşmazlık konusu değerin, yukarıda belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından, anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti yoktur. 5311 sayılı Kanunla değişik İİK.nin 364/1-2. maddeleri ve 6100 sayılı HMK'nin 366. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352. maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 03/02/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Her ne kadar, alacaklı takipten feragat etmiş ise de, borçlu tazminat talebinde bulunduğundan, mahkemece, öncelikle borçlunun ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayeti incelenerek, tebligatın usulsüz olduğunun tespiti halinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve buna göre icra mahkemesine yapılan başvurunun yasal sürede olduğunun saptanması durumunda, imza itirazında haklı olup olmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre tazminat talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Hukuk Mahkemesince ise, şikayetin kıymet takdirine yönelik olmayıp kıymet takdiri tebliğ işlemine yönelik olduğu, kıymet takdiri Denizli 1. İcra müdürlüğünün 2019/27 talimat sayılı dosyasından yapılmış ise de kıymet takdiri tebliğ işleminin Bakırköy 6.İcra Müdürlüğünün 2016/18242 esas sayılı dosyasından yapıldığı, İİK'nun 4. maddesine göre usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin yargılamanın usulsüz tebliğ işlemini yapan Bakırköy 6. İcra dairesinin bağlı bulunduğu Bakırköy 10. İcra Hukuk Mahkemesinin yetki alanına girdiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İİK'nın 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinden başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir....
Kambiyo şikayeti ve borca itirazların örnek 10 kambiyo takipleri kapsamında ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde yapılması gerekir. Görevsiz mahkemede açılan dava yasal süresinde görevli mahkemeye intikal ettirildiği takdirde görevsiz mahkemede açılan dava tarihi görevli mahkemede görülen dava tarihi olarak esas alınır. Yukarıda belirtildiği üzere davacı borçluya ödeme emri 19/03/2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup Asliye Ticaret Mahkemesine dava 09/04/2018 tarihinde ikame edilmiş olmakla yasal 5 günlük süre geçirilmiştir. Dava dilekçesi ve iddialar kapsamında usulsüz tebligat şikayeti - gecikmiş itirazın bulunmadığı anlaşılmıştır....
Dava dilekçesiyle de sabit olduğu üzere davacı kendisine gönderilen ve 03/11/2021 tarihinde tebliğ edilen 89/2 haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiğini, bu tebligattan 19/01/2022 tarihi haberdar olduğunu iddia etmiş ve bu tarihli itirazlarının geçerliliğini istemiştir. Öncelikle mahkemeninde gerekçesinde belirttiği üzere usulsüz tebliğ şikayetleri öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süreye tabi olup, davacı 89/2 haciz ihbarnamesinden 19/01/2022 tarihi itibarıyla haberdardır. Öyleyse usulsüz tebliğe ilişkin şikayetini 7 günlük süre içinde mahkemeye getirmediğinden artık tebligat tarihinin 03/11/2021 olarak kabulü zorunlu hale gelmiştir. Dolayısıyla davacının 89/2.maddeye dayalı ihbarnamenin usulsüz tebliğ edildiği yönündeki şikayetleri hükümsüzdür. Müdürlüğün 02/02/2022 tarihli kararına gelince; usulsüz tebligat şikayeti düşmekle İİK 89/2 ihbarnamesine yönelik itirazın süresinde olduğunun kabulü de olanaksız hale gelmiştir....
Öncelikle Usulsüz tebligat şikayeti yönünden yapılan incelemede; Şikayete konu ödeme emri tebligatının incelenmesinde; "Gösterilen adrese gidildi. Adresin kapalı olduğu sebebiyle Hasan Edem muhatabın çarşı olduğu sözlü beyan etti TK. 21 Maddesi ve tüzük 28. maddesine göre Belceağaç Mahallesi Muhtarı İsmet Akgül imzasıyla teslim edilerek 2 nolu haber kağıdı adresin kapısına yapıştırılıp, Hasan Eden'e haber verilmiştir." şerhi ile 29/06/2021 tarihinde tebliğ olunduğu anlaşılmıştır. Mahkemesinde davanın 14/07/2021 tarihinde açıldığı ve dava tarihinin ödeme emri tebligatına ıttıla tarihi olduğu davacı tarafça ileri sürülmüştür. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte ödeme emri tebligat usulsüzlüğü şikayeti ile hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK'nın 16, Tebligat Kanununun 10 ve 21 maddeleri. 3. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup borçlunun temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....
Davacı istinafa başvuru dilekçesinde özetle; haciz işleminden Aydın İcra Müdürlüğü'nün 2017/32547 Esas sayılı dosyası üzerinden gönderilen ve tarafına 13/02/2020 tarihinde tebliğ edilen bilirkişi raporuyla haberdar olduğunu, tarafına daha önce tebliğ edilmiş bir tebligat varsa da usulsüz olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, İİK 82/12 maddesi kapsamında açılan haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetidir. Bu dava İİK 16/1 maddesi anlamında şikayet niteliğindedir ve ileri sürme süresi öğrenme tarihinden itibaren 7 gündür. Somut olayda davacıya hacze ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ tarihi 21/12/2017 tarihidir. Davacının dava dilekçesinde yapılan tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin bir iddiası da bulunmadığına göre meskeniyet şikayeti için başvuru süresi 103 davetiyesinin tebliği ile başlamış durumdadır. Dava tarihi ise 18/02/2020 tarihidir....
Davacı borçlu tarafça, meskeniyet şikayeti ile birlikte, usulsüz tebliğ şikayetinde de bulunulmuş olmasına rağmen mahkemece, yalnızca meskeniyet şikayetine ilişkin hukuki değerlendirmede bulunulmuş, usulsüz tebliğ şikayeti ile ilgili olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355. Maddesi uyarınca, dairemizce resen nazara alınması zorunlu olduğundan; davacı tarafın istinaf sebepleri bu aşamada değerlendirilmeksizin, HMK'nun 355 ve 353/1- a-6 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen eksikliklerin giderilerek usulüne uygun şekilde hüküm kurulması için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....