Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ya 03.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklının borçlu ... yönüyle takibin kesinleştiğini belirterek haciz talebinde bulunduğu, icra müdürlüğünce ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği ve takibin kesinleşmediği gerekçesiyle haciz talebinin reddedildiği, vaki şikayet üzerine mahkemenin icra müdürlüğü işleminin yerinde olduğunu belirterek şikayetin reddine karar verdiği anlaşılmaktadır. İcra müdürünün ödeme emrinin borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş olduğunu kendiliğinden gözeterek, alacaklının haciz talebini reddetme yetkisi bulunmamaktadır. Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre borçluya yapılan tebligatın yasaya uygun olup olmadığını tespit ve takdir yetkisi borçlu tarafından şikayet yoluna başvurulduğu takdirde icra mahkemesine ait olup, icra müdürünün böyle bir yetkisi yoktur. Borçlunun usulsüz tebligat şikayeti bulunmadığına göre, mahkemece istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre de açıkça şikayet dilekçesinde ileri sürülmesi kaydı ile borçluya satış ilanı tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olarak kabul edilmektedir. Şikayetçi borçlu tarafından her ne kadar ödeme emri, kıymet takdiri raporu ve satış ilanının borçlu şirkete usulüne uygun tebliğ edilmediğini belirtilmiş ise de; açıkça kendisine yapılan kıymet takdiri raporu ve satış ilanına ilişkin tebligatın usulsüzlüğünün ileri sürülmediği, tebligat usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini istemek hakkının sadece kendisine tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı vereceği, ihalenin feshini isteyen şikayetçi borçlunun kendisi dışındaki diğer ilgililere ödeme emri, kıymet takdiri raporu ve satış ilanının tebliğ edilmediği/ usulsüz tebliğ edildiği hususunu ileri süremeyeceği anlaşıldığından şikayetçi borçlunun bu yöndeki ihalenin feshi sebebi yerinde görülmemiştir (Ankara BAM 19....

    İcra Ceza Mahkemesi'nin 2018/533 esas sayılı dosyasında takibe konu 3 adet çek bakımından karşılıksız çek suçundan cezalandırılması talebinde bulunulduğu, ceza dosyasına sunulan şikayet dilekçesinde çeklerin tahsili amacıyla başlatılan takibe ilişkin takip dosya numarası ve icra dairesinin gösterildiği, ancak ceza davası şikayet tarihi itibariyle takip dosyasından borçluya henüz bir ödeme emrinin tebliğ edilmemiş olduğu, borçluya usulsüzlüğü ileri sürülen tebligatın daha sonra 24/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla bu tarihten önce ceza dava dosyası ile takipten haberdar olduğunun kabul edilmesi durumunda dahi, henüz usulsüz de olsa bir tebliğ işlemi olmadığından usulsüz tebliğ işleminden haberdar olduğu söylenemez. Ödeme emri tebliğinden önce de borca ve imzaya itiraz süresi başlamaz. Borçlu ancak bir tebliğ işleminden sonra usulsüz tebliği şikayet konusu yapabilir....

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin şikayet edilmediğine ilişkin gerekçenin doğru olmadığını, zira dava dilekçesinde ödeme emrinin tebliğ edilmediğini, takip dosyası içeriğinden 24/02/2021 tarihinde haberdar olduklarını belirterek usulsüz tebligat şikayetinde de bulunduklarını, müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, ayrıca 103 davet kağıdının tebliğ edilmesiyle ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin öğrenilmiş olmadığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, yetki itirazına ve alacaklının yetkili hamil olmadığı şikayetine ilişkindir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İcra dosyasının incelenmesinde; davalı-alacaklının davacı-borçlu hakkında kira alacağından kaynaklı 46.500,00 TL alacağa ilişkin olarak tahliye talepli takip yaptığı, borçlu adına çıkarılan örnek 13 no'lu ödeme emrinin TK 21/1 maddesi uyarınca 28/04/2022 tarihinde tebliğ edildiği, sonrasında TK 21/2 maddesine göre çıkarılan tebligatın da 14/06/2022 tarihinde tebliğ edildiği , davacı tarafından takipten 31/05/2022 tarihinde haberdar olunduğu belirtilerek bu tarihin tebliğ tarihi olarak kabulünün istendiği anlaşılmıştır. Dava, usulsüz tebliğ nedeni ile şikayete ilişkindir. Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabın tebliğe muttali olmuş ise bu tarih muteber sayılır ve beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Usulsüz tebliğ işleminin ileri sürülmesi "Şikayet" niteliğinde olup, İİK 16/1 gereğince öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur....

    Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ mutlaka bâtıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olur. Bunun için muhatabın tebliğden yeni haberdar olduğunu bildirerek bu işlemin usulsüzlüğünü şikayet etmesi gerekir. Bu durumda tebliğ tarihi, muhatabın bildirdiği öğrenme tarihidir (HGK'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). O halde mahkemece, borçludan tebligatı öğrenme tarihi sorulup belirlendikten sonra, şikayetin süresinde olduğu tespit edilirse belirlenen bu tarihe göre veya borçlu bir tarih bildiremezse en geç şikayet tarihi öğrenme tarihi sayılarak, buna göre ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, tebligatın iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ mutlaka bâtıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olur. Bunun için muhatabın tebliğden yeni haberdar olduğunu bildirerek bu işlemin usulsüzlüğünü şikayet etmesi gerekir. Bu durumda tebliğ tarihi, muhatabın bildirdiği öğrenme tarihidir (HGK'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/...-258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). O halde mahkemece, borçludan tebligatı öğrenme tarihi sorulup belirlendikten sonra, şikayetin süresinde olduğu tespit edilirse belirlenen bu tarihe göre veya borçlu bir tarih bildiremezse en geç şikayet tarihi öğrenme tarihi sayılarak, buna göre ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, tebligatın iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

        O halde mahkemece, davacı şirkete 01/06/2021 tarihinde yapılan satış ilanı tebliğ işlemi incelenerek usulsüz olup olmadığı tespit edildikten sonra satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği kanaatine varılması halinde davacı şirketin kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiği, kıymet takdirinden haberdar olunmadığı, taşınmazın düşük bedelle satıldığı yönündeki ve diğer sair şikayetlerinin değerlendirilerek davacı şirkete 01/04/2021 tarihinde kıymet takdirinin de usulsüz tebliğ edildiği kanaatine varılması halinde Kocaeli İli, Gebze İlçesi, Mustafapaşa Mah., 4792 ada, 1 parselde bulunan 22 numaralı bağımsız bölüm sayılı taşınmaz için borçlunun, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü kıymet takdirine ilişkin itirazı konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu marifeti ile keşif yapılarak taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde bu taşınmaz yönünden ihalenin feshine, muhammen bedelin altında ya da aynı olması halinde ise zarar unsuru...

        Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda, borçluya ödeme emri tebligatı dışında 103 davetiyesi de tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının bulunmadığı anlaşılmakla bu tebliğin usule uygun olup olmadığının incelenmesine gerek bulunmamaktadır. Buna göre, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince borçlunun ödeme emrinden en geç 103 davetiyesi tebliğ edildiği 29.12.2020 tarihinde haberdar olduğu kabul edilmelidir....

          Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesinin 1. fıkrasına göre; "Kendisine veya adresine Kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur....

            UYAP Entegrasyonu