Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle , tahliye talepli icra takibinde müvekkiline tahliye emrinin usulsüz olarak tebliğ edilmiş olduğunu ,dava dilekçesinde tebligat memurunun tebliğ tutanağında beyanına başvurulan komşunun isim ve soy ismini belirtilmediği gibi tebligat parçasının mahalle muhtarlığına bırakıldığı ve bu konuda muhataba haber vermesi gerektiği hususunun komşuya bildirilmediğini, davacı müvekkiline hiç bir komşu veya kapıcı ve yönetici tarafınca tebligat geldiği hususu bildirilmediğini ve müvekkilinin söz konusu tebligatın yapıldığı durumunu ancak 08.09.2022 tarihinde öğrendiğini ve son olarak bu yönleri ile tebligatın usulsüz olarak yapıldığını beyan ederek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08.09.2022 olarak kabul edilmesini talep ettiklerini ,mahkeme kararının yerinde olmadığını ,tahliye emrinin, Tebligat Kanunu m. 21/1’e göre muhtara tebliğ edildiğini , tebligat memurunun tebliğ tutanağında beyanına başvurulan komşunun isim ve...

Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı, İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca, usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu nedenle, öncelikle borçlunun, takibi ve ödeme emri tebligatını öğrenme tarihinin tespiti gerekir. Murisin külli halefi olan mirasçının, asıl borçlu murisin itiraz hakkı kalmadığı durumlarda yeniden itirazda bulunması mümkün değildir. Burada dikkat edilmesi gereken husus; asıl borçlu murisin, itiraz (şikayet) hakkının olup olmadığıdır....

DAVA KONUSU : ŞİKAYET KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir 9. İcra Müdürlüğü'nün 2020/1995 E. sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, örnek 7 nolu ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini, dava tarihi itibariyle tebligat parçasının dosyada olmadığını, müvekkilinin usulsüz tebligatı 17/02/2020 tarihinde öğrendiğini, bu nedenle usulsüz tebligatın öğrenme tarihinin 17/02/2020 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekiline usulüne uygun tebligatın yapıldığı, cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davacı yanın usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine, karar verilmiştir....

Şikayetçi vekili, iptali istenen sıra cetvelinin kendisine usulsüz tebliğ edildiğini, tebligatı alan ... isimli şahsın kendi çalışanı olmayıp tebligatı almaya da yetkili olmadığını, tebligat usulsüz olduğundan şikayetin süresinde yapıldığını ileri sürmüştür. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun .... maddesi “Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını ... edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde ... edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır." hükmünü; tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan Yönetmeliğin .... maddesi "Belirli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını ... edenlere, o yerde de tebligat yapılabilir. Muhatabın işyerinde bulunmaması halinde tebliğ, aynı yerde sürekli olarak çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emrinin usulsüz olduğunu, takipten 23/11/2015 tarihinde haberdar olunduğunu ileri sürerek gecikmiş itirazda bulunmuş, mahkemece; başvuru, usulsüz tebliğ şikayeti olarak nitelendirilerek şikayetin kabulü ile ıttıla tarihinin 23/11/2015 olarak tespitine karar verilmiştir. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası, İİK'nun 16. maddesine dayalı şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren 7 günlük şikayet süresi içinde icra mahkemesine başvurulması gerekir....

      Kooperatifi icra mahkemesine başvurusunda; Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, ticaret sicil adresine Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılmış ise de belediye tarafından bina numarasının 40/A olarak değiştirildiğini, adresten ayrılmadıklarını, tebligatın ulaşmadığını, diğer borçlu ......

        Her ne kadar davacı takip borçlusu vekili dava dilekçesi ile ödeme emrinin usulsüz olduğundan bahisle öğrenme tarihinin 13/02/2020 tarihi olarak kabul edilmesi, borca itirazın kabulü ile takibin durdurulması ve hacizlerin kaldırılmasını istemişse de; takibin konusu itibarı ile borçlu vekilinin her türlü itirazını icra müdürlüğüne yapması gerektiği, icra hukuk mahkemesine yapılan itirazın sonuç doğurmadığı, ayrıca ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini iddia eden borçlu vekilinin usulsüz tebligat şikayetini takipten haberdar olduğunu iddia ettiği tarihten itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde ileri sürmesi gerektiği, 13/02/2020 tarihini tebliğ tarihi olarak kabul edilmesini isteyen takip borçlusu vekilinin yasal 7 günlük süre geçtikten sonra 02/03/2020 tarihinde usulsüz tebligata yönelik şikayette bulunduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesinde usulsüz tebligata yönelik şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiğine yönelik gerekçesi...

        Bu durumda ilk derece mahkemesince , sadece usulsüz tebliğ şikayetinin şikayet olarak kabulü diğer dava sebeplerinin itiraz olarak değerlendirilmesi hatalıdır. Bu nedenlerle , davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değil ise de gerekçede hata mevcuttur. Bu sebeplerle ilk derece mahkemesinin kararının HMK.nun 353- 1- b-2 gereğince gerekçede kısmi hata nedeniyle kaldırılmasına, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile Adana 2.İcra Müdürlüğünün 2016/16232 esas sayılı takip dosyasından davacıya gönderilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin 13/03/2017 olarak düzeltilmesine, davacının diğer şikayetlerinin reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Adana 2....

        bunun yapılmadığını, bu sebeple tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu, davacıya gönderilen kıymet takdir raporu tebliğinin de usulsüz olduğunu, davacının takipten 20/08/2021 tarihinde haberdar olduğunu beyan etmiş, haciz ihbarnameleri tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunun tespitine, haciz ihbarnameleri uyarınca davacının borçlu olarak dosyaya kaydedilmesi işleminin iptaline ve davacının mal varlığına konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        Dosya istinaf sebepleri ile birlikte HMK'nın 355 maddesi çerçevesinde incelenmiş ve kararın, mahkemece dosyada bulunan delillerin takdirinde hata yapılmadan iddia ve savunma ile birlikte hukuka uygun şekilde değerlendirilmek suretiyle dairemizce de benimsenen yasal ve hukuksal gerekçelere ve maddi delillere dayandırılarak verilmiş olduğu, şöyle ki; mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, iş bu dava usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkin şikayet olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda yapılan incelemede; davacı tarafın iddia ettiği şekilde şikayetin süresiz şikayet niteliğinde olmadığı, İİK'nun 16. maddesi gereğince 7 günlük süreye tabi olduğu, dava dilekçesi içeriğinden davacının takipten 15/08/2012 tarihinde haberdar olduğunun anlaşılması karşısında davanın öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük şikayet süresinden sonra 15/11/2021 tarihinde açıldığı görülmekle şikayetin süreden reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşıldığından...

        UYAP Entegrasyonu