No:98 İç Kapı No:6 Melikgazi/Kayseri" adresine mernis şerhli olarak çıkartıldığı, tebligatın 28/03/2022 tarihinde usulüne uygun olarak TK'nın 21/2 maddesi uyarınca muhtara bırakılmak suretiyle tebliğ edildiği, İİK'nın 170/a maddesi delaletiyle İİK'nın 168/3 maddesi uyarınca, takibe dayanak senedin kambiyo senedi vasfında bulunmadığına ilişkin iddiasının 5 gün içerisinde yapılması gerektiği, davacı borçlu T1'ye ödeme emrinin 28/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, iş bu davanın ise 08/04/2022 tarihinde 5 günlük hak düşürücü süreden sonra açıldığı yine usulsüz tebligat şikayetinin ise en geç ödeme tarihinden itibaren 7 gün içerisinde şikayet edilmediği bu nedenle usulsüz tebligat şikayetinin ve takibin iptaline ilişkin taleplerinin yasal süre içerisinde yapılmadığı anlaşılmıştır....
İcra Müdürlüğü'nün tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin 01/11/2019 tarihli kararının iptalinin talep edildiğini ve mahkemece itirazın ancak dava yolu ile yapılabileceğinden bahisle alacaklının itirazının kabul edildiğini ancak işin esasına girilmediğini, müvekkilinin karardan bugün haberdar olduğunu, usulsüz tebligat işlemine ilişkin kararların kesinleşmesinin arandığı Yargıtay içtihatları ile de sabit olmasına rağmen icra müdürlüğünce müvekkili şirketin malvarlığına karşı haciz işleminin yapılmasının hukuka açıkça aykırı olduğunu, iddia ve talepler dinlenmeden karar verildiğini belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz ödeme emri tebliğ işlemini şikayete ilişkindir. Davacı borçlu şirket hakkında İzmir 27....
No:4/1 Esenler/İSTANBUL adresinde komşusunun beyanıyla dışarıda olduğu kaydıyla tebliğ edildiğini, yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, bu hususta emsal teşkil eden dayanak Yargıtay ve B.A.M. nezdinde verilen ilamlar bulunduğunu, tebliğ tarihinin müvekkilinin maaş haczi sebebiyle ödeme emrinden haberdar olduğu 22/09/2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesinin gerektiğini, müvekkilinin takip alacaklısına herhangi bir borcu olmamasına rağmen müvekkilinin izni ve bilgisi olmadan doldurulduğunu ve müvekkilinin imzası taklit edilerek senet borçlusu gibi gösterildiğini ve kötüniyetle takipte bulunulduğunu, takibe konu senedin kambiyo senedi vasfı taşımadığı gibi zamanaşımına da uğradığını, tüm bu sebeplerle davalı tarafın açıkça kötüniyetli olduğunun ortaya konulduğunu beyan ederek anılan sebeplerle ödeme emrinin usulsüz tebligat şikayetlerinin kabulüne, ödeme emrinin tebliğ tarihinin 22/09/2021 tarihi olarak düzeltilerek tebligatın 22/09/2021 tarihinde yapılmış olduğuna karar...
İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 12/02/2015 NUMARASI : 2014/181-2015/70 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsuz haciz yoluyla takibe karşı borçlunun ödeme emrinin usulüz tebliğ ediliğini ve takibe dayanak senedin kambiyo vasfında bulunmadığını ileri surerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece icra dosyası içinde ödeme emri tebligat parçası bulunmadığı, alacaklı vekilinin talebi üzerine borçlunun maaşına haciz konulmasına ilişkin müzekkereler yazıldığı, icra müdürlüğünce taleplerin yerine getirildiği, buna göre takibin kesinleştiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir....
Somut olayda, borçlunun ödemeye ilişkin bu minvalde her hangi bir delil ibraz edemediği anlaşıldığından borca yönelik itirazınında reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Davanın kısmen kabulü ile usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 28/03/2019 olarak düzeltilmesine, Davacının diğer şikayet ve itirazlarının reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kambiyo senetlerinde takip öncesi ve takip sonrası zaman aşımı itirazının hükümlerinin farklı olduğunu, İstanbul 6....
HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı borçlu tarafça, sair şikayet ve itirazların yanında, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü, 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği, takibe ilişkin şikayet ve itirazlar ve borca itiraz şeklinde şikayet ve itirazlarda bulunulmuş, mahkemece, belirtilen bu hususlardan, davacının 103 davetiyesinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayeti konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355....
Bu haliyle, şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihinin aksini gösterir bir yazılı delil de mevcut olmadığına göre, mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verilmesi ve bildirilen öğrenme tarihine göre diğer şikayet ve itirazlar da süresinde olduğundan, bu şikayet ve itirazlar da incelenerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, ödeme emri tebliğinin usule uygun olduğuna dair aksi yönde tespit yapılarak sair şikayet ve itirazların esasına yönelik inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. İstinaf başvurusu yerinde görülmüştür....
Şikayet İcra ve İflas Hukukuna özgü bir kanun yolu olup, dava olmadığından Medeni Usul Hukukunda düzenlenen davaya ilişkin kurallar ve bu anlamda HMK'nın gider avansına ilişkin hükümleri şikayetler hakkında uygun düştüğü ölçüde uygulanır. Buna göre somut olayda borçluların başvurusu dikkate alındığında icra mahkemesince istenen 130,00 TL gider avansının olaya uygun düşmediği görülmektedir. Kaldı ki, İİK.nun 18.maddesi uyarınca şikayet hakkında duruşma açılması zorunlu olmadığından duruşma açılmasına yasal zorunluluk olmayan hallerde HMK.nun gider avansına ilişkin hükümleri şikayet hakkında uygulanmaz. O halde mahkemece, duruşmadan önce gider avansının yatırılmış olduğu da göz önüne alınarak işin esası incelenmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, borçlular vekiline gereken miktarın üzerinde avans yatırması için kesin süre verilerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir....)...
Somut olayda, şikayet edene hesap kat ihtarı tebligatı yapılmış olmakla, her ne kadar tebligat usulsüz ise de borçlu tarafından en geç icra emri tebliğ tarihinde bu husustan haberdar olunduğu nazara alındığında şikayetin süresinde olmadığı görülmüştür....'' şeklindedir....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, senedin kambiyo senedi vasfını taşıdığını, davacının senedin aradaki kira ilişkisi nedeniyle borçlu Saral Ltd. Şti. verildiğini ve ödeme yapıldığını iddia ederek itfa iddiasında bulunduğunu, takibe konu senedin dayanağı asıl ilişkinin ve borcun davacı tarafça kabul edildiğini, davacının çift vade ve kambiyo hukukuna ilişkin itiraz ve taleplerinin yerinde olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, şikayetin reddine karar verilmiştir....