WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, şikayetçinin başvurusu, kendisine gönderilen İİK’nın 89/1, 89/2 ve 89/3. maddeleri kapsamında düzenlenen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğine ilişkin olup, bölge adliye mahkemenin birinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğ işlemlerinin usulüne uygun olduğuna dair kabulü yerindedir. Ne var ki; şikayetçi tarafından ikinci haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin de usulsüz olduğu iddia edilmiş olup, bu duruma üçüncü haciz ihbarnamesi tebliği (11.09.2017) ile muttali olunacağından şikayetçinin ikinci haciz ihbarnamesine yönelik tebligat usulsüzlüğü iddiası (14/09/2017) süresindedir ve incelenmesi gerekir....

    Ayrıca, borçlu vekili tarafından usulsüz tebliğ şikayetlerinin 17.06.2021 tarihinde kabulü üzerine 18.06.2021 tarihinde gecikmiş itirazda bulunulduğu, usulsüz tebliğ şikayetinin sonuçlanmasının beklenmesi gerektiği belirtilmiş ise de; davacının tebligattan haberdar olduğu günden, gecikmiş itirazını sunduğu tarihe kadar başvuruya engel bir durum olduğunun belirtilmediği ve delillendirilmediği gibi, icra dairesine süresinde (engelin kalktığı 3 gün içinde) başvurduğu hallerde usulsüz tebligat şikayetinin kesinleşmesi, gecikmiş itiraz koşullarına bağlanacağından ilgili şikayetin sonuca etkili olmadığı, borca itirazların icra dosyasına sunulması için usulsüz tebliğ şikayeti hakkında bir karar verilmiş olmasının gerekli olmadığı, borca itirazların usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin dava dilekçesinde zikredilmiş olmasının, İİK'nın 62.maddesi dikkate alındığında davacıya ek süre tanımayacağı, İİK'nın 62.maddesinde açıkça ilamsız takiplerde borca itirazların icra müdürlüğünde ileri sürülmesi gerektiğinin...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, ilamlı icra takibinde maaş haczi müzekkeresinin usulsüz tebliği şikayeti, davacı yetkililerin borçlu olarak eklenmelerine ilişkin memur işlemini şikayet ve ödenen paranın iadesi istemlerine ilişkindir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır....

    Borçlu vekili İcra Mahkemesine başvurusunda ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü şikayeti yanında yetki itirazında bulunmuş ve ayrıca İİK.nun 170/a ve 58.maddelerine dayanarak ödeme emri ile takibin iptalini istemiştir. Mahkemece ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayeti kabul edilmiş, ancak, sair itiraz ve şikayetleri konusunda bir hüküm kurulmamıştır. Takibin şekline göre her türlü itiraz ve şikayetin İcra Mahkemesince değerlendirilmesi gerektiğinden mahkemece eksik inceleme ile sair hususlar incelenmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.  SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29.05.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.  ...

      Davalı tarafa dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilmemiş, tensiben karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararında; hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan uyuşmazlığın ilk olarak ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayet olduğu, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu, davacının öğrenme tarihi olarak bildirdiği tarihin aksini gösterir bir bilgi veya belge bulunmadığı, ilamsız takiplerde borca itirazın ise icra dairesine yapılması gerektiği, icra mahkemesine yapılan itirazların hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 06/03/2019 olarak tespitine, esasa ilişkin itirazların reddine karar verilmiştir....

      Borçlu, takip dosyasında kendisine yapılan 103 davetiyesi tebligatının usulsüz olduğu iddiası ile birlikte aynı davada meskeniyet şikayetinde bulunabileceği gibi tebliğ usulsüzlüğüne ve meskeniyet şikayetine yönelik olarak ayrı ayrı dava açarak talepte bulunması mümkündür. Dava dilekçesi içeriğinde davacının tebliğin usulsüz olduğu iddiasının bulunması halinde Mahkemece bu iddia önsorun olarak incelenmeli, davacının öğrenme tarihine göre usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte davadaki asıl talebin yasal süre içerisinde yapıldığının belirlenmesi halinde asıl talep incelenerek dava karara bağlanmalıdır. Somut olayda, dava dilekçesinde davacının tebliğin usulsüz olduğunu ve hacizden hangi tarihte haberdar olduğunu ileri sürdüğü, öğrenme tarihine göre meskeniyet şikayetinin yasal süresi içerisinde yapıldığından kabulüne karar verilmesini istediği açıkça anlaşılmaktadır....

      DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ VE BORCA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlular vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket adına şirket çalışanı olmayan Gülhan Acar'a usulsüz tebliğ yapıldığını, tebligattan 26/11/2019 tarihinde haberdar olduklarını, müvekkillerden T2 yapılan tebligatın Gülhan Acar adına yapıldığını, müvekkilin Gülhan Acar adında bir çalışanının bulunmadığını, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, takipten 26/11/2019 tarihinde haberdar olduğunu, takip talebinde müvekkilden 1.057.331,56 TL masraf alacağı talep edildiğini, müvekkilin böyle bir masraf borcu bulunmadığını, takip alacaklısının kötü niyetli olduğunu belirterek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ıttıla tarihinin 26/11/2019 tarihi olarak belirlenmesine, takibin iptaline, %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Öncelikle belirmek gerekir ki; davacı tarafça dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayetinin yanında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemi de yer almakta ise de davacı vekilinin yargılama sırasındaki yazılı ve sözlü beyanlarında davalarının yalnızca usulsüz tebligat şikayetine yönelik olduğunu beyan etmesi karşısında artık davaya usulsüz tebligat şikayeti olarak devam edilmesi gerektiğinden mahkemece davacı tarafın menfi tespit istemi hakkında hüküm kurulması yerinde değildir. Öte yandan taraf teşkili dava şartı olduğundan, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Şikayet, İcra ve İflas Hukukunda düzenlenmiş kendine özgü bir yol olup, Medeni Usul Hukuku kapsamında bir dava veya kanun yolu değildir....

      Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Somut olayda, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile ihalenin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, Karapınar İcra Hukuk Mahkemesi'nin 23/06/2020 tarih ve 2019/95 E. 2020/80 K. sayılı kararı ile talebin reddine karar verildiği, davacılar vekili tarafından, talebin reddine dair ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nin 14/10/2020 tarih ve 2020/1115 E. 2020/1109 K....

        Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Her ne kadar ilk derece mahkemesince davacı vekili tarafından ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğünün ileri sürülmediği belirtilerek açılan davanın süreden reddine karar verilmiş ise de, dava dilekçesinde ödeme emri tebligatının müvekkiline yapılmadığının açıkça belirtildiği, yine ilk derece mahkemesince 26/01/2021 tarihli celsede davacı vekilinin usulsüz tebligat şikayeti olup olmadığı yönünde davasını açıklamak üzere gelecek celseye kadar süre verilmesine karar verildiği ve bu ara karar uyarınca davacı vekilinin 09/02/2021 tarihli beyan dilekçesi sunarak bu dilekçesinde müvekkili ile kendisine ödeme emri tebliğ edilen oğlu Veysel Keleşoğlu'nun aynı adreste ikamet etmediğinin ve aralarında husumet bulunduğunun iddia edildiği, bu şekilde davacı tarafça ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun şikayet konusu yapıldığı anlaşılmakla, usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin iddialar araştırılmadan ve bu hususta değerlendirme yapılıp karar verilmeden...

        UYAP Entegrasyonu