WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2020/14346 Esas sayılı dosyasında ilamsız takip yapıldığı, örnek 7 ödeme emrinin 30/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiasıyla 12/08/2020 tarihinde icra dosyasına dilekçe yazarak itirazda bulunduğu, dava dilekçesinde de davacının tebligattan 11/08/2020 tarihinde haberdar olduğunu açıkça belirtildiği, bu durumda tebligatın yapıldığının öğrenildiği 11/08/2020 tarihinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içinde usulsüz tebligat şikayetinde bulunulması gerekirken, yasal 7 günlük şikayet süresi geçirildikten sonra 28/09/2020 tarihinde şikayette bulunulduğu gerekçesi ile usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine, usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verildiğinden sair talepler hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin pandemi nedeniyle kısmi faaliyette bulunduğunu, belirli saat aralıklarında kısmi personelle çalıştığını, tebliğ mazbatasında hatalı olarak sürekli kapalı olduğu ve yakın komşularından tanıyan olmadığı gerekçesi ile tebligatın iade edildiğini, bunun üzerine 01/07/2021 tarihinden TK 35/4'e göre tebliğ yapıldığını, bila dönen 08/06/2021 tarihindeki tebligatın usulsüz olduğunu belirterek, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ıttıla tarihinin 27/07/2021 tarihi olarak belirlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Borçlu, yetkili icra dairesinden gönderilen ödeme emrinin usulsüz olduğunu, usulsüz tebligattan 03/02/2015 günü haberdar olduğunu ileri sürerek 04/02/2015 tarihli itirazları gereğince takibin durdurulmasını istemiş olup, borçlunun bu yöndeki istemi, tebligat usulsüzlüğü şikayeti olmakla, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda; 22/01/2015 günü tebliğ edilen örnek 7 ödeme emrinden borçlu 03/02/2015 tarihinde haberdar olduğunu beyan ederek, bu tarihten itibaren yasal yedi günlük süreden sonra 25/02/2015 tarihinde icra mahkemesine başvurmuştur. O halde mahkemece, tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir....

    Dava usulsüz tebligat şikayeti istemine ilişkindir. 7201 sayılı TK'nun "aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat " başlıklı 16.maddesinde "kendisine tebliğ yapılacak şahıs adreste bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerden birine yapılır" hükmü ile Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25.maddesinde "kendisine tebligat yapılacak kişi adreste bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerden birine yapılır" hükmü yer almaktadır....

    Somut olayda, takip dosyasında ödeme emrinin davacıya tüzel kişiliğin temsilcisi tebliğ tarihinde adreste bulunmaması sebebiyle daimi amiri Aleyna Çolak imzasına 11/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde davacının öğrenme tarihinin 09/09/2019 tarihi olduğunun beyan edildiği görülmüştür. Bu durumda davacının usulsüz tebligata ilişkin başvuru süresi öğrenme tarihi olarak da bildirilen 09/09/2019 tarihinde başlamış durumdadır. Dava tarihi ise 03/10/2019 tarihidir. O halde, dava tarihi itibarı ile davacının usulsüz tebligat şikayeti bakımından dava açma süresi dolmuş olup açılan dava süresinden sonradır. Bu hal karşısında mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, şikayetin süresinde olup olmadığı değerlendirilmeksizin şikayetin esası hakkında değerlendirme yapılarak kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir....

    Takibe dayanak belgelenin tebliğ edilmediği şikayeti yönünden yapılan incelemede; İş bu şikayet tebliğ tarihinden itibarin yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde yapılması gerektiğinden ve usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilmediğine göre, şikayetin tebliğ tarihi olan 05/10/2020 tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde yapılmadığı anlaşıldığından, buna ilişkin şikayetin süre aşımı nedeniyle reddi gerekmektedir. Bu nedenle istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Ne var ki, mahkemece bu şikayete ilişkin olumlu olumsuz hüküm kurulmamış olması HMK'nın 297/2 maddesine aykırıdır. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup, resen gözetilmesi gerekmektedir. Tüm bu tespitler ve izahatlar ışığında, neticeten şikayetin reddi gerektiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde değil ise de, kamu düzenine aykırılık gözetilerek, Yargıtay 12....

    Ancak, usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle haczin geçerli olup olmayacağı, tebligat usulsüzlüğü şikayeti üzerine verilen kararın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Bu durumda tebligat usulsüzlüğüne ilişkin karar kesinleşmeden dosyaya yatan paranın iadesi istenemez. Yine dosyaya teminat olarak yatırılan paranın iadesi ise ancak teminatın yatırıldığı dosyadan talep edilebilir. Açıklamalar kapsamında davanın reddine ilişkin karar yerinde olmakla davacının istinaf talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstanbul Anadolu 3....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayete konu 103 davetiyesi ve kıymet takdiri Tebligat Kanunu’na göre işlem yapılmadan tebliğ edilmeye çalışılması nedeni ile usulsüz tebliğ edildiğinden kıymet takdiri ve 103 davetiyesi tebliği hukuka aykırı olduğunu ve iptali gerektiğini, yine usulsüz tebliğ edilen kıymet takdiri ve 103 davetiyesi aynı zarf içerisinde tebliğ edilmiş olup bu iki evrakın hukuken nitelikleri ve itiraz süreleri ayrı olup farklı iki evrakın tek zarfta tebliği bile tek başına hukuka aykırılık olduğunu, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek bu adrese TK' nın 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden dağıtıcı tarafından TK' nın 21/2. maddesine göre tebliğ...

    No:5 İç Kapı No:5 Ovacık Tunceli" olduğu , bu hali ile yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmıştır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesinde; tebliğ usule aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise tebliğ işleminin muteber sayılacağı ve muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği öngörülmüştür....

    , takibe dayanak çek üzerindeki imzanın da müvekkiline ait olmadığını, ayrıca dosya işlemsiz bırakılmakla çekteki zamanaşımı süresinin de dolduğunu ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayeti ile yetkiye, borca, imzaya, feriler ile zamanaşımına itirazlarının kabulüne, tazminat ve para cezasına karar verilmesini talep etmiştir....

    UYAP Entegrasyonu