İcra Müdürlüğünün 2018/9451 Esas sayılı dosyası ile 17.304,70 TL bedelli faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatıldığını, takip uyarınca müvekkiline usulüne uygun bir şekilde tebligat yapılamadığını, tebligatın şirket olmaları nedeniyle herhangi bir çalışana yapılamayacağını, şirket yetkilisinin adreste bulunup bulunmadığının araştırılmamış olması nedeniyle yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkiline itiraz hakkı tanınmadan icra takibinin kesinleştirildiğini, usulsüz tebligatın müvekkili tarafından şikayet tarihinde haricen öğrenildiğini belirterek, usulsüz tebligatın, ödeme emrinin ve icra takibinin iptaline, icra takibini öğrenme tarihinin şikayet tarihi sayılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 11.08.2014 tarihinde tapuda haciz şerhi işlendiği, İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiyenin borçluya 27.10.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde 103 davetiyesi tebliğ işlemine yönelik bir tebligat usulsüzlüğü iddiasının bulunmadığı, icra mahkemesine yapılan meskeniyet şikayeti başvurusunun ise 24.08.2015'te olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda; şikayete konu taşınmazın haczedildiğine ilişkin olarak borçluya tebliğ edilen 103 davetiyesi tebligatının usulsüz olduğuna ilişkin bir iddia bulunmadığından bu tebliğ işleminin usulsüz olduğu mahkemece resen gözetilemeyeceği gibi, borçlunun şikayet dilekçesinde ileri sürmediği 103 davetiyesi tebliğ işlemine ilişkin usulsüzlük iddiasını temyiz aşamasında ileri sürmüş olması da, şikayet konusu yapılmayan hususların temyiz aşamasında değerlendirilemeyeceği tabi olduğundan sonuca etkili olmayacaktır....
Yine davacı tarafından icra dairesinin kararı şikayet konusu edilmiş ise de ; icra dairesi tarafından ödeme emrinin tebliğ tarihi mahkemece düzeltilmediği takdirde dosya kapsamında yapılan tebliğin tarihine göre değerlendirme yapılacağı ve buna göre davacıya ödeme emrinin 31.05.20222 tarihinde tebliğ edildiği, borca itirazın ise 30.06.2022 tarihinde 7 günlük süreden sonra ileri sürüldüğü dolayısıyla icra müdürlüğünün 07.07.2022 tarihli takibin devamına ilişkin kararının da yerinde olduğu anlaşılmakla usulsüz tebliğ şikayetinin süreden reddine, icra müdürlüğü kararına yönelik şikayetinde kararın usul ve yasaya uygun olması nedeniyle esastan reddine karar verildiği, işbu karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulduğu görülmüştür....
Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 21.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal beş günlük süreden sonra 01.06.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak takibe konu senedin kambiyo vasfında olmadığına yönelik şikayet ile birlikte imzaya ve borca itirazda bulunduğu, başvurusunda usulsüz tebligat şikayetinde de bulunmasına rağmen mahkemece bu husus gözardı edilip imzaya itirazın esastan incelenerek sonuca gidildiği görülmektedir. Mahkemece, öncelikle usulsüz tebligat şikayeti yönünden inceleme yapılmalıdır. Ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği sonucuna varılması halinde diğer şikayet ve itirazların süre yönünden reddi, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tespiti halinde ise, TK'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi düzeltilerek, buna göre şikayet ve itiraz süresinde ise işin esasının incelenmesi, aksi takdirde istemin süreden reddi gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;t akip tarihi ve ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle (24.12.2021) davacının UETS hesabının aktif olmaması nedeniyle kurum sistemlerinde tespit edilemediği gibi e-tebligat almaya da kapalı olması nedeniyle elverişli olmadığı, davalı tarafın kendisinden kaynaklanmayan bu zorunlu sebep dolayısıyla davacı limited şirkete ödeme emri ve dayanak belgeyi e-tebligat olarak gönderememesinin tebligatı usulsüz hale getirmeyeceği, davacı adına çıkartılmış ödeme emri ve dayanak belgeyi bulunduran tebligatın; hükmi şahıslara çıkartılan tebligata ilişkin Tebligat Kanununun 12, 13 ve 35. maddelerine uygun şekilde tebliğ edildiği ve yapılan tebligata dair herhangi bir usulsüzlük olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Mahkemece İİK.nun 18/3 ve HMK 320/1 maddelerine göre, şikayet konusu nedeniyle açıklama yapılmasına ve duruşma açılmasına gerek olmadığı takdir edilerek evrak üzerinde yargılama yapılarak hüküm kurulmuştur. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: ".... İstanbul 29.İcra Müdürlüğü 2017/19158 Esas sayılı dosyasında Tebligat Kanunu 32. Maddesine göre tebligatlar usulsüz olsa bile öğrenme tarihinin tebliğ tarihi sayılacağı, ancak şikayetçinin tebligatları öğrenme tarihini bildirmediği, ayrıca İ.İ.K. 89. Maddesindeki ihbarnamelere karşı icra müdürlüğüne itiraz edilmesi gerektiği halde icra müdürlüğüne şikayetçi tarafından herhangi bir itiraz dilekçesi verilmediği, bu durumda şikayet konusu İ.İ.K. 89/1....
Mahkeme; davacıya gönderilen ödeme emri tebligatının iade olduğu, bunun üzerine çıkarılan tebligatın, tebligatta mernis adresi şerhi bulunmadan posta memuru tarafından TK'nın 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği, bu hali ile tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 07/02/2022 olarak düzeltilmesine karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu, davacının bildirdiği tarihten önce kendisi ile yapılan görüşmeler nedeniyle takipten haberdar olduğunu, bu nedenle şikayetin süreden reddi gerektiğini, şikayet dilekçesi kendilerine tebliğ edilmeden karar verilmesinin savunma haklarını kısıtladığını beyanla Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İİK'nın 18/3. maddesi gereğince, şikayet hakkında duruşma açılmadan karar verilmesi olanaklı ise de, bu durum davalıya (varsa vekiline) şikayet dilekçesi tebliğ edilmeden doğrudan karar verilebileceği anlamına gelmez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi.... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek ve diğer şikayet nedenlerini bildirerek ihalenin feshini istediği, mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK.nun 134/2.maddesi uyarınca ihalenin feshi ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde istenebilir. İİK.nun 134/6.maddesi gereğince satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa şikayet müddeti öğrenme tarihinden başlar....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16.maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlu şikayet dilekçesinde, hakkında başlatılan takipten 03.10.2014 tarihinde haberdar olduğunu belirttiğine göre, 22.09.2014 tarihinde yapılan ödeme emri tebliğ işlemine en geç bu tarihte muttali olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda 13.01.2015 tarihinde icra mahkemesine yapılan başvuru, ödeme emri tebliğ işlemini öğrenme tarihinden itibaren İİK.nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olup, mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin 20.01.2021 tarihi olarak düzeltilmesine, ikinci haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.". Borçluların kendilerine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurmaları “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12- 258 E., 1991/344 K.). Borçlu vekilinin, 15.02.2021 tarihinde verdiği şikayet dilekçesinde müvekkiline tebliğ edilen 1. haciz ihbarnamesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi nedeniyle iptalini istemiş ise de, aynı icra dosyasından çıkartılan 2. Haciz ihbarnamesi davacıya bizzat 20.01.2021 tarihinde tebliğ edilmiştir....