Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Dairesi'nin 2018/10540 E sayılı dosyasından başlatılan takip kapsamında davacıya birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnameleri gönderildiğini ancak her üç haciz ihbarnamesinin de tebliğinin usulsüz olduğunu, zira muhatabın tevziat saatlerinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tebliğ memuru tarafından araştırılmadığını, davacının köyde olması sebebiyle ve 3- 4 ay köyde kalıyor olması sebebiyle tebligatların iade edilmesi gerekirken TK 21/1 maddesine göre tebliğ edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, usulsüz tebligattan 15/11/2019 tarihinde haberdar olunduğunu, icra müdürlüğüne itiraz dilekçesi sunulmasına rağmen itirazın süresi içerisinde yapılmadığından bahisle reddedildiğini beyan etmiş, usulsüz tebliğ işlemi nedeniyle birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin 15/11/2019 olarak kabulüne, itirazın süresi içerisinde olduğunun tespitine, davacı hakkındaki haczin durdurulmasına, davacı hakkındaki takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/05/2021 NUMARASI : 2021/79 ESAS - 2021/369 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından nafaka ilamına dayalı olarak başlatılan takipte, müvekkiline gönderilen icra emrinin usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle nafaka borcunun ödenmemesi nedeniyle yapılan şikayetlerde icra ceza mahkemelerinde beraat kararı verildiğini, takip dayanağı ilamın ortadan kaldırılarak yeniden nafakaya hükmedilmesi üzerine alacaklı tarafın talebi üzerine yeni verilen karara göre düzenlenen icra emrinin müvekkiline tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerek takibin durdurulmasına, müvekkiline usulsüz...

ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; şirketin ticaret sicildeki adresine Örnek 7 ödeme emri gönderildiğini, bu adrese gönderilen ödeme emrinin 22/03/2021 tarihinde Tebligat Kanunu madde 21'e göre muhtara tebliğ edildiğini, adresin kapalı olması halinde tebligatın Tebligat Kanunu madde 35'e göre yapılması gerektiğini, ödeme emri tebliğ mazbatasında, haber bırakılan komşunun kim olduğuna dair isim bilgisinin okunamadığını belirttikten sonra, muhatabın adreste bulunmama sebebinin ve adrese geri dönüp dönmeyeceğinin tevsik edilmemesi nedeni ile ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu icra dosyasından 13.04.2021 tarihinde aracın yakalanmasıyla haberdar olduğunu, belirterek ödeme emri tebligatının iptali ile tebliğ tarihinin bildirilen öğrenme tarihine göre düzeltilmesini ve icra müdürlüğüne yapılan borca itirazlarının tebliğ tarihinin değişmesi nedeniyle süresinde kabul edilerek itirazları nedeniyle durdurulmasını, malvarlığı üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasını, talep etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emrinin usulsüz olduğunu, takipten 23/11/2015 tarihinde haberdar olunduğunu ileri sürerek gecikmiş itirazda bulunmuş, mahkemece; başvuru, usulsüz tebliğ şikayeti olarak nitelendirilerek şikayetin kabulü ile ıttıla tarihinin 23/11/2015 olarak tespitine karar verilmiştir. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası, İİK'nun 16. maddesine dayalı şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren 7 günlük şikayet süresi içinde icra mahkemesine başvurulması gerekir....

      Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Ankara 28. İcra Müdürlüğü'nün 2018/14890 Esas sayılı takip dosyasında, alacaklı banka tarafından borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilmasız takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 21.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Aynı takip dosyasında kıymet takdir raporunun 25.03.2019 tarihinde bizzat davacıya tebliğ edildiği ve kıymet takdirine itiraza ilişkin Ankara 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/342 esas sayılı dava dosyasının 29.03.2019 tarihinde açıldığı, usulsüz tebligata ilişkin şikayet ise 26.09.2019 tarihinde yapılmıştır....

      İcra Müdürlüğünün 2018/4234 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, müvekkili adına mernis adresine 7 örnek ödeme emri gönderilmek üzere iki defa tebligat hazırlandığını, fakat tebligatların gönderilmediğini, aynı adrese daha sonra TK 21/2 maddesi gereğince tebliğ edilmesi şerhli tebligat çıkartıldığını, tebligatın 09/08/2018 tarihinde Tebligat Kanununa aykırı olarak muhtara bırakılarak takibin kesinleştirildiğini, 23/02/2022 tarihinde müvekkilinin emekli maaşına haciz konulması üzerine takibi öğrendiklerini, tebligatın usulsüz olduğunu, öğrenme üzerine süresi içinde icra dosyasında borca itiraz ettiklerini belirterek usulsüz tebligat nedeniyle öğrenme tarihi olan 23/02/2022 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine, icra müdürlüğüne yapılan borca itirazlarının tebliğ tarihinin değişmesi nedeniyle süresinde kabul edilerek icra müdürlüğünün itirazlarının reddine ilişkin kararının şikayet yoluyla kaldırılmasına, icra takibinin itirazları nedeniyle durdurulmasına karar verilmesini...

      Somut olayda, şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği 13.06.2014 tarihli ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 16.04.2015 tarihinde yeniden ödeme emri, 28.05.2015 tarihinde de satış ilanının tebliğ edildiği ve bu tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından şikayetçinin en geç 28.05.2015 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla şikayetçinin, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek 02.07.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru süresinde değildir. O halde mahkemece, şikayetin süre aşımından reddi gerekirken işin esasının incelenerek istemin reddine karar verilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararın onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...

        Davalı alacaklı T3 tarafından davacı borçlu T1 aleyhine, hak ediş alacağı sebebine dayanarak ilamsız icra takibi yapılmış, davacıya 09/10/2018 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş, 06/12/2018 tarihinde açılan dava ile usulsüz tebligatın iptali ile yeniden tebligat yapılması istenilmiş, mahkemece şikayetin kabulü ile tebligat tarihinin 06/12/2018 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili usulsüz tebligat nedeniyle tebliğ işleminin iptali ile yeniden tebligat çıkartılmasına karar verilmesi gerektiğini iddia ederek istinaf başvurusunda bulunmuştur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile TK'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ tarihinin, öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekir....

        Borçlunun, şikayet dilekçesinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep etmesi yeterli olup, ıttıla tarihinin bildirilmemiş olması şikayetin incelenmesine engel teşkil etmez. Zira, dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre borçlunun usulsüz tebliğ işleminden haberdar olma tarihi mahkemece belirlenecektir. Bu durumda, borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Muhatap, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirmemiş ise, en geç şikayet tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca, mahkemenin, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihinin bildirilmemesi nedeniyle şikayetin yerinde olmadığına ilişkin ret gerekçesi yerinde değildir....

          Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12-258 E., 91/344 K. sayılı kararı). Somut olayda, şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği 25.08.2015 tarihli ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 13.10.2015 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdı tebliğ edilmiştir. Her ne kadar söz konusu tebliğ işlemleri Tebligat Kanunu uyarınca usulsüz yapılmış ise de, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 13.10.2015 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Kaldı ki borçlu, 16.10.2015 günü icra dosyasından fotokopi almış olduğuna göre tüm tebligatlardan haberdar olmuştur....

            UYAP Entegrasyonu