Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, dava dilekçesinde 103 davetiyesi tebliğinin usulsüzlüğünün açıkça ileri sürüldüğünü bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 169. maddesine dayalı borca itiraza ilişkindir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....

TK'nun 23.maddesinde "Tebliğ bir mazbata ile tevsik edilir." hükmü yer almaktadır. Somut olayda, ödeme emrinin şikayetçiye tebliğ edilmek üzere gönderildiğinin sabit olduğu, ancak tebliğ mazbatasının takip dosyasına dönmediği, tebliğ işlemi sadece mazbatayla tevsik edilebileceğinden PTT'den getirtilen "gönderi reklamasyon belgesi" veya "tebligat teslim belgesi" içeriğine göre usulsüz tebligat şikayetinin incelenemeyeceği, bu durumda şikayet süresinde yapılmış ise ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesinin gerekeceği, şikayet dilekçesinde usulsüz tebligatın 10/08/2020 tarihinde öğrenildiğinin belirtildiği şikayetin de 7 günlük yasal süre içinde kalan 17/08/2020 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından mahkemece bu gerekçeyle şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken başka gerekçeyle şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur....

Somut olayda; meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmazın 10.05.2013 tarihinde haczedildiği, haczin borçluya 103 davetiyesi ile 25.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 30.04.2014 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Taşınmaz haczine ilişkin 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet de İİK'nun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Borçlu meskeniyet şikayet dilekçesinde açıkça 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddiada bulunmamış, süresinden sonra 19.06.2014 tarihli duruşmadaki beyanı ile tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürmüştür. O halde mahkemece meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Bu durumda mahkemece öncelikle borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı belirlenip, tebligatın usulsüz yapıldığının ve başvurunun da süresinde olduğunun tesbiti halinde takibin şekline göre işin esasının incelenmesi, aksi halde istemin süre aşımından reddi gerekir. 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda; borçlu vekilleri Av. .... ve Av. ... tarafından ... C....

      İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin şikayet nedenleri dışındaki diğer şikayet nedenlerini tekrar ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. C....

        Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öğrenme tarihinin aksi ise, ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....

        İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkiline usulsüz tebliğ edildiğini, tebligatı alan kişiyi müvekkilinin tanımadığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi durumunda icra işlemlerinin yapılması ve kişinin hak kaybına uğraması halinde bu durumun süresiz şikayete tabi olduğunu, usulsüz tebligat sonucunda takibin kesinleştiğini, müvekkilinin aleyhine tahliye davası açıldığını söyleyerek takibin ve takip işlemlerinin, usulsüz tebligatın iptaline karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Somut olayda, şikayetçi borçlunun, UYAP üzerindeki resmi kayıtlara göre şikayete konu takip dosyasından 28.04.2021 tarihi itibariyle haberdar olduğu ancak işbu şikayet için icra mahkemesine 7 günlük süre geçtikten sonra 19.10.2021 tarihinde başvurduğu anlaşıldığından şikayetin hak düşürücü süreden reddine'' karar verildiği görülmüştür....

        İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; usulsüz tebligat halinde muhatabın tebliğ tarihine ilişkin beyanının esas olduğunu, kendilerinin de beyan ettikleri tarihe göre süresinde dava açtıklarını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz ödeme emri tebliği şikayetine ilişkindir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Somut olayda, takip dosyasında ödeme emrinin davacıya 01/06/2015 tarihinde tebliğ edildiği, sonrasında davacı vekili tarafından 06/08/2018 tarihinde takip dosyasına vekaletname sunulduğu ve 09/10/2019 tarihli dilekçe ile de haciz kaldırma talebinde bulunulduğu görülmüştür. Bu durumda davacının usulsüz tebligata ilişkin başvuru süresi 06/08/2018 tarihinde başlamış durumdadır....

        ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi gereğince yapılan ödeme emri tebliğ işleminin, posta memurunca gerekli araştırma yapılmaması nedeniyle usulsüz olduğunu, zira muhatabın adresi terk ettiği tespit edilmediği gibi haber kağıdının kapıya asıldığının da şüpheli olduğunu ve icra takibinden 24.6.2022 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek, ödeme emri tebligatının iptalini, tebligatı öğrenme tarihinin 24.6.2022 olarak kabulünü ve uygulanan tüm hacizlerin kaldırılması ile takibin durdurulmasını talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesi sunmamıştır. III....

          Dosya incelendiğinde; davacılardan T2 icra emrinin 17.01.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacılar vekilinin işbu davayı 07.02.2020 tarihinde açtığı, davacılar vekili borçlu şirket yönünden icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası bulunmakla birlikte T2 yönünden icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasında bulunmadığı, esasen davacı T2 icra emrinin bizzat tebliğ edildiği, bu durumda davacı T2 tarafından ileri sürülen iddialardan 7 günlük şikayet süresine tabi olan hususların ilk derece mahkemesince süreden reddi, kamu düzeninden olan ve süreye tabi olmayan şikayet sebepleri bakımından işin esasının incelenmesi gerekmekte olup, ilk derece mahkemesince süreye tabi olan hususlara yönelik şikayet başvurusunun süreden reddi gerekirken esastan reddi doğru değildir. Bu durumda yukarıda belirtilen açıklamalara göre istinaf incelemesi, davacı T2 yönünden kamu düzeninden olan hususlar çerçevesinde, diğer davacı ECS Gay. Yat. Ort. Ltd....

          UYAP Entegrasyonu