WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İİK 89/1 birinci haciz ihbarnamesinin 17/05/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı T1 adına gönderilen İİK m 89/1,2,3 haciz ihbarnamelerine itiraz adı altında, konunun maaş haczi şeklinde hatalı algılanarak şirket muhasebesi tarafından, T1 tebliğ ve tebliğ konusu evrak hakkında bilgi verilmeden, muhasebeci tarafından res'en hareket edilerek cevap verildiğini, cevabı kendisinin vermediğini ve bu durumun sorumlusunun muhasebecisinin olduğunu iddia ettiğini, ancak davacıya bizzat tebliğ edilen 89/3 haciz ihbarnamesi nedeniyle muhasebeci yanlış cevap verdi ise bile 89/3 haciz ihbarnamesi nedeniyle haberdar olup davanın süre aşımından reddi gerektiğini, İİK m. 89/1 birinci haciz ihbarnamesi usulsüz tebliğ edilmediğini, kaldı ki bir an için tersi düşünülse bile 23/06/2022'de 89/3 haciz ihbarnamesi bizzat muhataba tebliğ edilmiş olup bu nedenle 29/07/2022 tarihinde öğrendik beyanının doğru olmadığını, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir...

ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebliğ edilen adresin elverişsiz bir adres olduğunu, tebliğ çıkarılan adreste hiçbir zaman ikamet etmediğini, ortak konutu kullanmadığı ve aralarında husumet bulunan ... adlı kişiye usulsüz olarak tebliğ yapıldığını, takipten 10.06.2019 tarihinde haberdar olduğunu belirterek ödeme emri tebligatının iptali ile tebligatı öğrenme tarihinin 10.06.2019 olarak kabulünü talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; tebliğin bilinen adrese yapıldığını, icra takibine istinaden yapılan tüm işlemlerin mevzuata uygun olduğunu, iddiaları kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....

    Her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde, davacıya ait ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini iddia etmiş ise de, öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin süresinde olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir. Davacı hakkında yürütülen takip sırasında kıymet takdir raporunun 05/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, dava dilekçesinde davacı vekili tarafından kıymet taktir raporunun tebligatı hususunda herhangi bir usulsüz tebliğ iddiasının bulunmadığı, İİK 16. maddesi gereğince usulsüz tebligat şikayetinin en geç 05/02/2019 tarihinden itibaren 7 günlük yasal sürede mahkememizde ileri sürülmediği, davanın ise 09/09/2019 tarihinde açıldığı anlaşıldığından usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. " şeklindeki gerekçelerle davacının usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmiştir....

    Dosya istinaf sebepleri ile birlikte HMK'nın 355 maddesi çerçevesinde incelenmiş ve kararın, mahkemece dosyada bulunan delillerin takdirinde hata yapılmadan iddia ve savunma ile birlikte hukuka uygun şekilde değerlendirilmek suretiyle dairemizce de benimsenen yasal ve hukuksal gerekçelere ve maddi delillere dayandırılarak verilmiş olduğu, şöyle ki; mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, iş bu dava usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkin şikayet olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda yapılan incelemede; davacı tarafın iddia ettiği şekilde şikayetin süresiz şikayet niteliğinde olmadığı, İİK'nun 16. maddesi gereğince 7 günlük süreye tabi olduğu, dava dilekçesi içeriğinden davacının takipten 15/08/2012 tarihinde haberdar olduğunun anlaşılması karşısında davanın öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük şikayet süresinden sonra 15/11/2021 tarihinde açıldığı görülmekle şikayetin süreden reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşıldığından...

    İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, dava dilekçesinde 103 davetiyesi tebliğinin usulsüzlüğünün açıkça ileri sürüldüğünü bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 169. maddesine dayalı borca itiraza ilişkindir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....

    TK'nun 23.maddesinde "Tebliğ bir mazbata ile tevsik edilir." hükmü yer almaktadır. Somut olayda, ödeme emrinin şikayetçiye tebliğ edilmek üzere gönderildiğinin sabit olduğu, ancak tebliğ mazbatasının takip dosyasına dönmediği, tebliğ işlemi sadece mazbatayla tevsik edilebileceğinden PTT'den getirtilen "gönderi reklamasyon belgesi" veya "tebligat teslim belgesi" içeriğine göre usulsüz tebligat şikayetinin incelenemeyeceği, bu durumda şikayet süresinde yapılmış ise ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesinin gerekeceği, şikayet dilekçesinde usulsüz tebligatın 10/08/2020 tarihinde öğrenildiğinin belirtildiği şikayetin de 7 günlük yasal süre içinde kalan 17/08/2020 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından mahkemece bu gerekçeyle şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken başka gerekçeyle şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur....

    Somut olayda; meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmazın 10.05.2013 tarihinde haczedildiği, haczin borçluya 103 davetiyesi ile 25.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 30.04.2014 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Taşınmaz haczine ilişkin 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet de İİK'nun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Borçlu meskeniyet şikayet dilekçesinde açıkça 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddiada bulunmamış, süresinden sonra 19.06.2014 tarihli duruşmadaki beyanı ile tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürmüştür. O halde mahkemece meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin şikayet nedenleri dışındaki diğer şikayet nedenlerini tekrar ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. C....

        Bu durumda mahkemece öncelikle borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı belirlenip, tebligatın usulsüz yapıldığının ve başvurunun da süresinde olduğunun tesbiti halinde takibin şekline göre işin esasının incelenmesi, aksi halde istemin süre aşımından reddi gerekir. 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda; borçlu vekilleri Av. .... ve Av. ... tarafından ... C....

          Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öğrenme tarihinin aksi ise, ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....

          UYAP Entegrasyonu