Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Somut olayda, icra dosyasında şikayetçiye 19.02.2014 tarihinde “adreste muhatabın kendisine” P şerhi ile 103 davet kağıdı tebliğ edildiği görülmüştür....
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu 18.İcra Müdürlüğünün 2020/22295 Esas sayısı ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin halen oturmakta olduğu adrese örnek no 13 ödeme emrinin gönderildiğini, ancak adreste tanınmadığından bahisle tebligatın usulsüz bir şekilde iade edildiğini, daha sonra T.K. nun 21/2 maddesi şerhini taşıyan yeni bir tebligat çıkarıldığını ve 25/01/2021 tarihinde muhtara teslimi ile usulsüz bir şekilde tebliğ edildiğini, müvekkili hakkında başlatılan takipten 08/03/2021 tarihinde yapılan haciz ile haberdar olduğunu bildirerek, usulsüz tebligat nedeniyle icra dosyasının öğrenme tarihi olan 08/03/2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine, usulsüz tebligatın iptaline, icra müdürlüğüne yapılan borca itirazının tebliğ tarihinin değişmesi nedeniyle süresinde kabul edilerek icra müdürlüğünün itirazlarının reddine dair kararın şikayet nedeniyle kaldırılmasına, icra takibinin itiraz nedeniyle durdurulmasına...
İİK'nun 134/2 maddesi gereğince, kendisine satış ilanı tebliğ edilen borçlu şikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde ihalenin feshini isteyebilir. Somut olayda, satış ilanının 08.03.2019 tarihinde bizzat şikayetçiye tebliğ edildiği, ihalenin feshi talepli şikayet dilekçesinin ise 17.05.2019 tarihinde mahkemeye verildiği anlaşıldığından şikayetin süre yönünden reddi gerekirken, bir kısım şikayet sebepleri yönünden esasa girilerek şikayetin reddine ve şikayetçinin para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi hatalı olmuştur. Şikayetçinin okuma yazma bilmediği, tebliğ memurunun "tebligat var, teyze şurayı imzala" diyerek mazbatayı imzalattığı iddiası, dar yetkili icra mahkemesinde incelenemeyeceğinden (yargılamayı gerektirdiğinden) sonuca etkisi bulunmamaktadır. Açıklanan bu gerekçe ile ilk derece mahkemesi kararının HMK'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, şikayetin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir....
Yukarıda belirtilen tüm hususlar hep birlikte değerlendirilerek ödeme emrinin usulsüz tebliğine yönelik şikayetin kabulü ile; şikayet eden aleyhine Ankara 24. İcra Müdürlüğü'nün 2021/4093 Esas takip sayılı dosyası ile yapılan takipte şikayet edene yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu" gerekçesi ile şikayetin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin şikayet eden yönünden 19.04.2021 olarak düzeltilmesine, borca itirazın icra dairesine yapılması gerektiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yetkilisi olduğu şirket aleyhine başlatılan ilamsız tcra takihinden 19/04/2021 tarihinde haberdar olduğunu, 21/04/2021 tarihinde İİK'na göre 3 günlük yasal süre içinde gecikmiş itiraz talebinde bulunduğunu, buna dair tüm bilgi belgeleri de sunduğunu, Ankara 3....
Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öte yandan, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun ileri sürülmesi "şikayet" niteliğinde olup, İİK'nun 16/l. maddesi gereğince şikayetin, işlemi öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda borçlu ...'a gönderilen ilk örnek 7 ödeme emrinin 17/09/2015 tarihinde yapılan tebligatının iade edildiği, son tebligatın da 10/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği ve anılan bu ödeme emrinin usulsüzlüğünün şikayet konusu olduğu fakat borçlunun anılan şikayetinden önce 30.05.2016 tarihinde yaptığı başvuru ile ... İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/306 Esas sayılı satış sırasına itiraz davasında, aynı icra takibine dair şikayette bulunulduğu da görülmektedir. Dolayısıyla borçlunun 30.05.2016 tarihinde anılan takipten haberdar olduğu ancak, usulsüz tebligat şikayetinin İİK'nun 16/l. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılmadığı anlaşılmıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ödeme emri tebliğ mazbatasını 04/04/2022 tarihinde uyap vatandaş portal üzerinden okuduğunu, dolayısıyla usulsüz tebliğden bu tarihte haberdar olduğunu, ancak 7 gün içerisinde şikayetçi olmadığını, Antalya 6. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2022/277 Esas 2022/270 Karar sayılı ilamı ile şikayetin süreden reddine, tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olarak karar verildiğini, daha sonra şikayetçi taraf vekilince aynı konuda kesin karar olmasına rağmen Antalya 6. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2022/285 Esas sayılı dosyası ile aynı konuda dava açıldığını, 2022/285 Esas sayılı dosyasından davacının talebini kesin hüküm sebebiyle ikinci kez reddedildiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; usulsüz tebliğ iddiasıyla açılan şikayet davasının öncesinde Antalya 6. İcra Hukuk Mahkemesinde açılmış olduğu ve yargılama sonunda Antalya 6....
Maddesi ile değişik 1.maddesi uyarınca harçtan muaf olduğu gözetilmeksizin hüküm kurulmuş olması hatalı olup şikayet eden borçlunun istinaf başvurusunun yapılan açıklamalar uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararı kaldırılarak aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulmuştur....
ŞİKAYET Borçlu vekili şikayet dilekçesinde, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, hükmi şahıslara tebligatın 12,13 ve 21.maddeye göre yapılması gerektiğini, tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse yahut evrak müdürü gibi bu işlerle görevlendirilmiş kişinin orada bulunup bulunmadığı araştırılmadığını, tebliğ yapılan ...nin bu işle görevlendirilmiş bir kişi olmadığını, ayrıca tebliğ mazbatasında tebliğ isteyen tarafın adı soyadı ve adresinin yazılı olmadığını, tebligatın usulsüz olduğunu, icra dosyasından 06.04.2021 tarihinde haberdar olduklarını belirterek davanın kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olarak düzeltilmesine ve hacizlerin fekkine karar verilmesini talep etmiştir. II....
Mahkemece,İcra Müdürlüğünce davacının ödediği paranın davalıdan alınarak davacıya verildiği gerekçesi ile ihtiyati hacze itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına, konusuz kalan esas davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, usulsüz kesinleşen takip nedeni ile haczedilen paranın istirdadı istemine ilişkindir.Davaya konu icra takibi sırasında kesinleşen ödeme emrinin iptali üzerine hacizler fekkedildiğinden usulsüz haciz işlemleri nedeniyle tahsil edilen paranın iadesi için İcra Dairesi'nin görevli olması ve İcra Müdürlüğü'nün işlemlerine ilişkin “şikayet” yolu ile İcra Mahkemesi'ne başvurulması gerekmesine ve menfi tespite ilişkin bir istemde bulunulmamasına göre davaya bakmakla İcra Mahkemesi'nin görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
yapılan usulsüz tebliğ şikayetinin bu nedenle süreden reddine'' karar verildiği görülmüştür....