WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkı, sadece kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayan ilgilisine ait olup, ihalenin feshini isteyen davacının, kendisine ya da vekiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu da, ayrıca ve açıkça ileri sürmediği sürece, bu husus kamu düzeninden olmadığından, mahkemece resen fesih nedeni olarak incelenemez. Somut olayda; 03.10.2017 tarihli şikayet dilekçesinin incelenmesinde şikayetçiler tarafından kendilerine yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz tebliğ edildiğinin açıkça fesih nedeni olarak ileri sürülmediği, sadece taşınmaz satış ilanının tebliğine ilişkin hukuki düzenlemelere uyulmadığının ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır....

    Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, ... ili ... ilçesi, ... köyü, 247 ada 15 parsel sayılı taşınmaz için meskeniyet iddiasının ileri sürüldüğü ancak, taşınmaz üzerine haciz tarihinden önce 19.04.2006 tarih ve 1987 yevmiye numası ile Türkiye ... Bankası A.Ş. lehine ipotek tesis edildiği ve mahkemece ipoteğin niteliği ya da borcun haciz tarihinden evvel ödenip ödenmediği araştırılmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece yapılacak iş, öncelikle borçlunun usulsüz tebliğ şikayetinin değerlendirilmesi ve tebligatın usulsüz olduğu tespit edilirse istemin öğrenme tarihine göre yasal süresinde olup olmadığının değerlendirilmesidir....

      Somut olayda; borçlunun şikayet dilekçesinde, satış ilanı tebliğ işleminin usulsüzlüğünü ileri sürmediği, "ilanların" usuülüne uygun yapılmadığını ileri sürdüğü halde, mahkemece borçlunun şikayet dilekçesinde dayandığı vakıaların dışına çıkılıp, kamu düzeniyle ilgili olmayan, re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında da bulunmayan; "satış ilanının ilgililerden HSBC Bank'a tebliğ edilmemesi" nedenine dayalı olarak ihalenin feshine karar verilmesi doğru değildir. Kaldı ki, feshi isteyen ilgili, yalnızca kendisine yapılan tebliğin usulsüzlüğünü ileri sürebilir. O halde; mahkemece, borçlu tarafından ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürülen ilanların usulsüz yapıldığı iddiası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        22.09.2020 tarihli kararının kaldırılmasına, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 15.09.2020 olarak düzeltilmesine, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        İcra Hukuk Mahkemesinde açılan davadan sonra alacaklı vekilinin talebi üzerine borçluya yeniden icra emri çıkartılması üzerine davacı borçlu şirket süresi içerisinde takibin iptali istemli şikayette bulunduğu, davacıya ikinci kez icra emrinin tebliğ edilmesi nedeni ile davacının itiraz ve şikayet hakkının olduğu, ancak hesap kat ihtarının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğine yönelik şikayet 7 günlük süreye tabi olup, hesap kat ihtarı usulsüz tebliğ edilse bile davacı taraf icra dosyasında ilk icra emrinin tebliğ tarihi olan 13.12.2011 tarihinde hesap kat ihtarından haberdar olduğu TK 32.madde gereğince öğrenme tarihinden itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde bu konuda şikayet yoluna başvurulmadığı gerekçesi ile alacaklının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....

          Bu durumda, borçlu ... adına gönderilen ödeme emri tebligatı, usulsüz tebliğ edilmiş olduğundan, adı geçen borçlu yönünden usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin, şikayet dilekçesinde bildirilen öğrenme tarihi olan 17.10.2015 tarihi olarak düzeltilmesi gerekir. Öte yandan, İİK'nun 168/1. maddesinin 3, 4 ve 5. bentleri gereğince, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Bu süre en geç ödeme emrinin, itiraz ya da şikayet edene tebliğinden sonra başlar....

            Ancak, mahkemece Dairemizin kaldırma kararından sonra; ilk derece Mahkemesince satış ilanının usulsüz tebliğine yönelik şikayet bakımından tefrik kararı verilmesi ve hesap kat ihtarı tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayet bakımından değerlendirme yapılması yerinde ise de; dava dilekçesinde şikayet konusu yapılan icra emri ve kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğine yönelik şikayet bakımından yine hiçbir değerlerdirme yapılmaması HMK'nun 297/2. maddesine aykırı olmuştur. Dairemizin HMK'nın 353/1- a-6. maddesi uyarınca verilen kaldırma kararı ile ilk hüküm ortadan kaldırıldığından mahkemece yapılacak yargılama sonucunda yeniden verilecek kararda yine taleplerin değerlendirilmesi ve karar verilmesi zorunludur. Bu nedenle davacının icra emri ve kıymet takdiri raporu tebliğine ilişkin şikayet nedenleri değerlendirilmelidir....

            Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince de şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda, borçluya ödeme emri tebligatı dışında kıymet takdiri raporunun da tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporu tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının bulunmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince borçlunun ödeme emrinden en geç kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği 26.5.2014 tarihinde haberdar olduğu kabul edilmelidir....

              ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebliğ işleminin, tebligatın verildiği gelini olan ... ile aynı konutta ikamet etmediklerinden usulsüz olduğunu, adı geçenle, aynı apartmanda ancak farklı dairelerde oturduklarını, ... tarafından tebligatın borçluya haber verilmediğini, borçlu ile tebligatı alan ... arasında husumet bulunduğunu ve takipten 16.02.2021'de haberdar olduğunu ileri sürerek, ödeme emri tebligatının iptali ile tebliğ tarihinin 16.02.2021 olarak tespitini talep etmiştir. I....

                Hukuk Dairesi HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret İLK DERECE MAHKEMESİ : Fethiye İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ve haczedilmezlik şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; usulsüz tebligat iddiası yönünden şikayetin kabulü ile, şikayetçi borçlu muris ...'e yapılan 26.11.2020 tarihli tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespitine, tebliğ tarihinin 23.12.2020 tarihi olduğunun kabul ve tespitine, haczedilmezlik iddiası yönünden şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararın şikayet eden-borçlu mirasçıları vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun reddine karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu