İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı T1 dilekçesinde özetle; kendisinin 2008- 2009 yıllarında Gürcistan'da bulunduğunu, hakkında icra takibi başlatıldığını, Türkiye'de bulunmadığı sırada adına tebligatlar gönderildiğini, kendisine tebliğ edilmeyen ve eline ulaşmayan tebligatlara istinaden bilgisi dışında ve haberi olmadan icra takibinin kesinleştiğini, usulsüz olarak yapılan tebligatlar nedeni ile icra takibinin usulsüz olarak kesinleştirildiğini, tapuda adına kayıtlı davaya konu taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, kıymet takdiri yaptırıldığını ve daha sonra da taşınmazın satışa çıkarıldığını, bu durumu öğrendiğinde meskeniyet iddiasında bulunduğunu, taşınmazın kendisine münasip ev olduğunu, aile konutu olan bu taşınmazdan başka herhangi bir menkulünün bulunmadığını, bu taşınmazda kızı ile birlikte ikamet ettiğini, bu taşınmazın satılması durumunda yokluğa düşeceğini, yapılan tüm tebligatların usulsüz olarak yapıldığını, hiç bir tebligattan haberdar olmadığını, taşınmazın satışının yapılacağını öğrendiği...
Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca, borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, .... İcra Müdürlüğü'nün 2014/8588 Esas sayılı dosyasından borçlu adına ödeme emrinin 30.01.2015 tarihinde, hacze ilişkin 103 davetiyesinin 13.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu vekili ise, şikayet dilekçesinde, sadece 30.01.2015 tarihli ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünü şikayet konusu yapmış olup, açıkça şikayet konusu yapılmayan 13.05.2015 tarihli 103 davetiyesi tebliğ işlemine göre, 17.06.2016 tarihinde yapılan başvuru, yukarıda açıklanan yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır. O halde, mahkemece şikayetin süre aşımından reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Açıklanan nedenlerle davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar vermek gerekmiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takiplerde borca ve yetkiye itiraz ile şikayet ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük hak düşürücü süreye tabi olup, mahkememizce resen göz önüne alınması gerektiğinden, davacı borçluya çıkartılan ödeme emrinin açıklanan gerekçelerle usulüne uygun olarak 11/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle davacı borlunun borca ve yetkiye itirazını yasal 5 günlük hak düşürücü süreden sonra 24/09/2020 tarihinde yaptığı anlaşılmakla, davacı borçlunun süresinde açılmayan borca ve yetkiye itiraz davasının ile şikayetinin ayrı ayrı reddine" dair karar verildiği görülmüştür....
O halde, Avukat Burçak Öven’in yetki belgesinde yetki belgesinin kapsamının mübrez vekaletname olduğu, dosyada vekillikten azil ya da istifa durumlarının bulunmadığı görülmekte ise de, alınan yetki belgesinde vekile sadece duruşmalara girme yetkisinin tanındığı, dolayısıyla avukatın temsil yetkisinin sınırlandırılmış olduğu, iş bu yetki belgesine dayanılarak avukat Burçak Öven'e gönderilen icra emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu sabit olup, mahkemece icra dosyası kapsamında yetkili vekile yapılmış bir tebliğ işlemi bulunmadığı nazara alınarak şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken şikayetin reddine karar verilmesi hatalı olup, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(2) maddesi uyarınca kabulü ile, Ödemiş İcra Hukuk Mahkemesinin 02/12/2020 tarih, 2020/81 esas, 2020/250 karar sayılı kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile icra emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmiştir....
Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi yapılmış, davacı borçluya 18/11/2014 tarihinde ödeme emri ve 15/10/2018 tarihinde yenileme emri tebliğ edilmiş, borçlu vekili icra müdürlüğüne 12/11/2018 tarihinde borca itiraz dilekçesi vermiş, icra müdürlüğünün 20/11/2018 tarihli kararı ile itirazın süresinde yapılmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, 10/12/2018 tarihinde yapılan şikayet ile usulsüz yapılan tebligat nedeni ile icra müdürlüğüne yapılan borca itirazın kabulüne karar verilmesi istenilmiş, mahkemece şikayetin süre yönünden reddine karar verilmiştir. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
İcra Müdürlüğünün 2021/6573 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerinin müvekkiline tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, bu ihbarnameleri öğrenme tarihinin 20/09/2021 olarak kabulü gerektiğini, 89/1 haciz ihbarnamesinin şirket yetkilisinin adreste olup olmadığı, nereye gittiği tevsik edilmeden ve tebliğ almaya yetkili kişiler bakımından sıraya uyulmadan tebliğ edildiğini, bu tebliğ işleminin T.K'nun 12 ve 13. maddelerine uygun olmadığını, bu usulsüz tebligat nedeni ile yok hükmünde olan ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ işleminde ise haber verilen komşunun isminin belirtilmediğini, bilgi sahibinin isim ve imzadan imtina etmesi nedeni ile gerekli araştırmanın yapılmadığını bildirerek, 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihlerinin öğrenme tarihi olan 20/09/2021 tarihi olarak tespitine karar verilmesini istemiştir....
TL tutarında alacak kaleminin talep edildiğini, söz konusu komisyonun kanunen talep edilmesinin mümkün olmadığını, takip öncesi işlemiş faizin fahiş olduğundan iptalinin gerektiğini, takip konusu borcun aslını kabul etmekle birlikte ödeme emrindeki hesaba alınan faiz oranlarına itiraz ettiklerini belirterek takibin tedbiren durdurulmasına, usulsüz tebliğ nedeni ile vekaletname olmadan avukata yapılan tebligatın iptaline, takibin yetki yönünden iptaline, %0,3 komisyon adlı alacak kalemine ve usulsüz reeskont faiz oranına işlemiş faize ve işleyecek faiz oranına yaptıkları itirazın kabulü ile icra takibinin kaldırılmasına ve ödeme emrinin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
, çekte ciro silsilesinin kopuk olduğunu, takibe dayanak çek üzerindeki imzanın da müvekkiline ait olmadığını, ayrıca dosya işlemsiz bırakılmakla çekteki zamanaşımı süresinin de dolduğunu ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayeti ile yetkiye, borca, imzaya, feriler ile zamanaşımına itirazlarının kabulüne, tazminat ve para cezasına karar verilmesini talep etmiştir....
Savcılığına yaptıkları şikayet üzerine yürütülen soruşturmanın devam ettiğini, buna rağmen icra müdürlüğünce senet aslının dosyaya ibrazı istenmeden ve senet aslı görülmeden ödeme emri düzenlenmesinin usulsüz olduğunu belirterek icra (ödeme) emrinin iptalini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, borçlu vekili tarafından yapılan itiraz ve şikayet dilekçesinde ve icra dosyasına sunulan dilekçede haricen tebligattan 26.09.2019 tarihi itibari ile haberdar olduklarını bildirdikleri, Tebligat Kanununun 32....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 02/11/2021 gün, 2021/391 Esas- 2021/680 Karar ilamı ile, "1- Davacının yetki itirazının KABULÜNE, diğer şikayet ve itiraz konularında, icra müdürlüğünün YETKİSİZLİĞİNE karar verildiğinden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2- Bakırköy İcra Müdürlüklerinin YETKİSİZLİĞİNE, 3- İzmir İcra Müdürlüklerinin takipte YETKİLİ OLDUĞUNA, 4- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde takip dosyasının davacı borçlu yönünden İzmir İcra Müdürlüklerine GÖNDERİLMESİNE, " karar verilmiştir....