Dolayısıyla, ilk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı tarafın ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine, ödeme emrinin iptaline yönelik şikayetin reddine, davacı tarafın borca itirazının ve memur muamelesine yönelik şikayetinin de reddine, karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmadığından, HMK'nun 355. ve 353/1- b-2 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden; davacı tarafın ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine, ödeme emrinin iptaline yönelik şikayetin reddine, davacı tarafın borca itirazının ve memur muamelesine yönelik şikayetinin reddine, davacı tarafın yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun reddine, oy birliği ile karar verilmiştir....
Ancak davacı - borçlunun icra müdürlüğüne yapmış olduğu 25/03/2021 tarihli borca itiraz dilekçesi sunulduğunda henüz icra takip dosyasına yurt dışı tebligatına ilişkin belgelerin dönmediği, Londra Başkonsolosluğunun davacı borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işlemine ilişkin 10/05/2021 tarihli cevabi yazısının icra dosyasına Uyap ortamından 15/05/2021 tarihinde aktarıldığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak; her ne kadar davacı - borçlu tarafından takipten 25/03/2021 tarihinde haberdar olunmuş ise de; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünün dava tarihi olan 31/08/2021 tarihinden daha önce öğrenildiği konusunda dosyada bir bilgi ve belge bulunmadığı sabittir. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12- 258 E., 1991/344 K.)....
İcra Müdürlüğüne yazı yazılarak 2016/5482 E. sayılı dosyadan çıkartılan ve 14.05.2016 tarihi atılmak suretiyle muhtara bırakılan tebligat olup olmadığının sorulması var ise bu tebligata ilişkin tebliğ mazbatasının celp edilmesi , yine anılan icra müdürlüğünden aynı dosyadan mernis (AKS) şerhiyle çıkartılan tebligat olup olmadığının sorulması , var ise bu tebligata ilişkin tebliğ mazbatasının celp edilmesi , ayrıca davacı tarafa iddia ettiği 14.05.2016 tarihi atılmak suretiyle muhtara bırakılan tebligata ilişkin delillerini, davalı tarafa iddia ettiği mernis (AKS) şerhiyle çıkartılan tebligata ilişkin delillerini bildirmek üzere kesin süre verilmesi ve toplanacak deliller incelenerek ve gerekçede incelenen tebligatın ayırt edici unsurları açıklanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir....
edilmesine, itirazı süresinde yaptıklarına, bonodaki imzanın tarafına ait olmaması nedeniyle imzaya, borca ve fer'ilerine itiraz ederek takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Madde kapsamında borca itiraz olarak değerlendirilmelidir. ( Yargıtay 12.H.D'sinin 2017/8925 Esas 2018/11927 Karar sayılı ilamı) Dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu ise davacı tarafça yazılı belge ile ispatlanamamıştır. Ayrıca borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilir. Alacaklı tercih hakkını bu takip türünden( kambiyo takibi)yana kullanmıştır. Bu itibarla ; yukarıda açıklanan Yasa hükümleri , ilke ve kurallar kapsamında; dayanak senedin kambiyo vasfını haiz olduğu, borçlunun borca, takibe ve senede yönelik itiraz ve şikayetlerini yöntemince ispatlayamadığı " gerekçesiyle "Davacının usulsüz tebligat şikayetinin KABULÜ ile; Erzurum 2....
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, süresi içinde borca itiraz edilmemiş, 30 günlük süresi içinde kira borcunun ödenmemiş olmasına, davanın ihtar müddeti dolduktan sonra açılmasına, dava konusu takibin süresinde itiraz edilmemesi üzerine kesinleşmesine, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasının icra mahkemesi önüne şikayet yolu ile getirilmesi gerekmekte olup, kiralananın tahliyesi istemli olarak açılan davada ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasının incelenemeyecek olmasına, dava dilekçesi ve tensip zaptının davalıya 21/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 02/02/2022 tarihli mazeret dilekçesi gönderdiği, dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı, davalı tarafça yapılan 20.100,00 TL ödemenin 30 günlük ödeme süresinin geçirilmesinden sonra 06/01/2022 tarihinde T1 kira borcu için" açıklaması ile yapıldığının belirlenmesine, istinaf olunan ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; "...Davacının davasının usulsüz tebligat şikayeti yönünden REDDİNE, Davacının diğer itirazları yönünden davasının süre yönünden REDDİNE, Davanın esasına girilmeden süreden edildiğinden davalının icra inkar tazminatı talebinin reddine ve davacı hakkında para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına..." karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili tarafından; dava dilekçesindeki nedenler tekrar edilerek istinaf yasa yoluna başvurulduğu görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davanın usulsüz tebligata yönelik şikayet ile birlikte borca itiraz niteliğindedir. Ünye İcra Müdürlüğünün 2020/2288 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı Dumanlar Taah. Nal. Paz. Tic. Ltd. Şti tarafından borçlu davacı aleyhine Antalya 1....
Bu durumda mahkemece; HMK'nın 297. maddesi uyarınca öncelikle davacının ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti bakımından değerlendirme yapılıp bir karar verilmesi, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü halinde kambiyo takibine yönelik itiraz ve şikayetlerin de yasal 5 günlük süresinde olduğunun anlaşılması durumunda inceleme sırası gözetilerek (öncelikle varsa icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz, ardından senet vasfına ve takip hakkına yönelik ve İİK'nın 170/a maddesindeki şikayet konuları, bu şikayetlerin kabul edilmemesi halinde, varsa imzaya itiraz ve kabul edilmemesi halinde ise varsa borca, faize ve diğer fer'ilere yönelik itirazlar değerlendirilmelidir.) herbiri hakkında hüküm yerinde olumlu olumsuz bir karar verilip gerekçede değerlendirilmesi gerekirken, davacının usulsüz tebliğ şikayeti bakımından hiçbir değerlendirme yapılmadan, olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden doğduran imzaya itiraz bakımından bir karar verilmesi yerinde olmadığı gibi, imzaya itirazın...
Ziraat Bankası AŞ. olduğunu, hesap kat ihtarı incelendiğinde; icra takibine konu edilen asıl alacak miktarı ile ipotek alacağına ilişkin miktarın birbiri ile uyumlu olmadığının, ödenmesi gereken taksitlerin belirtilmediğinin, hangi taksitlerin muaccel olduğunun belirtilmediğinin görüldüğünü muacceliyet ihtarının usulune aykırı yapıldığını, asıl alacağın ve BSMV alacağının tamamına itiraz ettiklerini, takip tarihinden itibaren istenen %27,30 oranındaki faizin fahiş olduğunu ve neye göre istendiğinin belli olmadığını, 76.959,85 TL lik birikmiş faiz alacağı talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, icra emri ekinde genel kredi sözleşmesinin tebliğ edilmediğini, bu yönden de icra emri tebliğinin usulsüz olduğunu, kredi sözleşmesi içeriğine ilişkin itiraz ve şikayet haklarını saklı tutuklarını, hesap kat ihtarının yasanın aradığı koşulları taşımadığını bu itibarla muacceliyet şartının gerçekleşmediğini belirterek icranın geri bırakılmasını ve takibin iptalini talep etmiştir....
Mahkemece; Borca itiraz dilekçesinde borçlunun adresinin olmaması nedeniyle borca itirazın geçersiz olduğu şikâyeti bakımından: dilekçede başlı başına borçlunun “adresinin” bulunmamasının genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde borca itiraz iradesini geçersiz kılamayacağı, çünkü; borca itiraz dilekçesini veren borçlunun adresinin hâlihazırda gerek takip talebi gerekse örnek 7 numaralı ödeme emrinde yazılı olduğu, bu hâliyle borca itiraz dilekçesinde borçlunun adresinin yazılmamış olmasının İİK 62’deki düzenlemenin amacını zedeler biçimde “takibin sürüncemede kalması” sonucu doğurmadığı, somut dosya bakımından borçlunun adresinin bilinir ve kullanılır olması nedeniyle takibin verimli ve hızlı olarak işlemesi koşullarının oluştuğu, yapılan açıklamalar ışığında borca itiraz dilekçesinde borçlunun adresini göstermemesinin sonradan giderilmesi olanaklı basit ve esasa etkili olmayan bir eksiklik olduğu saptanmakla bu aşamada belirtilen gerekçelerle şikâyetin reddine karar verilmiştir....