Dava, borçlunun çeke dayalı kambiyo takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası yanında icra dairesinin yetkisine, çekin kambiyo vasfına, imzaya, borca ve takip öncesi/sonrası zamanaşımına ilişkin itiraz ve şikayete ilişkindir. Kendisine ödeme emri gönderilen 3. kişinin tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nın 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince 3. kişinin bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, borca itiraz istemine ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Davacı taraflarca dava dilekçesinde, her iki davacı yönünden ayrı ayrı taleplerde bulunularak şikayet yoluna başvurulmuş olmasına rağmen ve her iki davacı yönünden şikayet sebepleri ileri sürülmesine rağmen, mahkemece, hangisi olduğu belirtilmeden tek davacı hakkında değerlendirme yapılarak sonuca gidilmiş ve hüküm kurulmuş, ancak her bir davacı yönünden ayrı ayrı olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, usulsüz tebliğ şikayetine ilişkindir. İstanbul Anadolu 16. İcra Müdürlüğü'nün 2018/30228 Esas sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı tarafından, davacıların kat maliki olduğu Altınevler Site Yönetimi aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacı - borçlular tarafından vekilleri aracılığıyla 21/12/2018 tarihinde borca, faize ve ferilerine itiraz edildiği görülmektedir....
in usulsüz tebligat şikâyeti dışındaki sair itiraz ve şikayetlerin; asıl dava dosyasında da şikayet dilekçesinde aynen tekrar edilmiş olduğu gerekçesi ile birleşen davada borçlu ...'in borca itiraz, zaman aşımı itirazı, takibe konu senedin sonradan doldurulduğuna ilişkin şikayet ile mükerrer takibin iptali talebi yönünden HMK'nin 114/1-ı maddesi gereği derdestlik nedeniyle birleşen davanın usulden reddine karar verildiği görülmekle birlikte, alacaklının davada kendini bir vekille temsil ettirdiği de gözetilerek, ilk derece yargılaması açısından birleşen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 11/3. maddesi uyarınca maktu tarife üzerinden alacaklı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının birleşen dava yönünden temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19....
Maddesine göre yapılan tebligatın usule uygun olduğu, buna göre borca ve imzaya itirazın süresinde olmadığı, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında dosya kapsamına, toplanan delillere, mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından şikayetçi borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Şikayetçi borçlu vekilinin Ankara Batı 2....
İcra Dairesinin 2021/9039 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, ödeme emri tebliğinin Tebligat Kanunu'na aykırı ve usulsüz olduğunu, zira müvekkilinin, takip konusu ödeme emrini içeren tebligatta gösterilen adresine hiç gidilmediğini ve takip konusu ödeme emrinin; doğrudan Sakarya ili Akyazı ilçesi Kumköprü Mahalle Muhtarı Bahri Yılmaz'a teslim edilmek suretiyle tebliğ edildiğini ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarname gösterilen adresteki bina kapısına yapıştırılmadığını, bu nedenlerle, Tebligat Kanunun ilgili maddeleri gereğince ödeme emrine ilişkin olarak yapılan tebligatın usulsüz yapıldığından müvekkiline gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin 15/10/2021 olarak düzeltilmesini ve icra dosyasına yapılan itirazlarının süresi içinde yapılan itiraz olarak kabul edilmesini; takibe dayanak senetteki imzanın müvekkiline ait olmaması sebebi ile imzaya itirazları cihetinde davalarının kabulü ile takibin durdurulmasına ve iptaline, dava sonuçlanıncaya...
Başvuru bu hali ile İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olup, borçlunun icra dairesine yaptığı itiraz üzerine takibin durmuş olması şikayetin esasının incelenmesine engel teşkil etmez. O halde mahkemece usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
” hükmünün bulunduğunu, ödeme emrinin tebliğinin iade olduğuna ilişkin tebliğ mazbatasının dosyada bulunmamasının kanuna aykırı olduğunu, ilk tebligatın usulsüz olarak yapılması nedeniyle ikinci gönderilen tebligatın nasıl yapıldığı irdelenmeden, usulsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, tebligatın iade olduğuna ilişkin net bir tespit yapılmadan, TK. m. 35’e göre tebligat yapılamayacağını, müvekilinin ticaret sicil adresine T.K. m. 35’e göre yapılan tebligatın da usulsüz olduğunu, tebligata verilen şerhde tebliğe ilişkin durumdan komşu “Mustafa Keser’in” haberdar edildiğinin yazıldığını, ancak buna ilişkin adı bildirilen komşu imzasının alınmadığını veya komşunun imzadan imtina ettiğine ilişkin bir şerhin mazbataya düşülmediğini, yapılan her iki tebligatta da usulsüzlükler bulunduğunu belirterek, mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne, öğrenme tarihi olan 28/08/2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilip düzeltilmesine, yetkiye, borca ve fer'ilerine ilişkin itirazın...
Taraflar arasındaki ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte asıl dava dosyasında icra emrinin usulsüz tebliği ve takip dosyasında birden fazla icra emri olup, bu belgeler arasında içerik ve miktar yönünden farklılık bulunduğu ve takibe dayanak belgelerin icra emrine eklenmediğine yönelik şikayet sebebiyle yapılan yargılama ve birleşen dava dosyasında icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti, icra dairesinin yetkisine itiraz, takip dosyasında iki farklı icra emri bulunduğu itirazı ve borca, faize ve tüm fer'ilerine itiraz sebebiyle yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl dava dosyası yönünden; davacıların usulsüz tebliğ şikayetlerinin kabulü ile Ankara 9....
İcra Müdürlüğünün 2012/1074 sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takip nedeniyle tahsil edildiğini, yine senedin söz konusu krediye teminat olarak verildiğini, müvekkili aleyhine kambiyo takibi başlatılmasının mükerrer tahsilata yol açtığını, ayrıca ödeme emri usulsüz tebliğ edilip, bu tebligat nazara alınarak takip kesinleştirilmiş ise de, usulsüz tebligata göre yapılan işlemler de geçersiz olduğundan takip tarihi olan 2012 yılından bu yana 3 yıllık zamanaşımı süresinin de dolduğunu, tüm bu nedenlerle usulsüz tebligatın iptaline, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına, senede ve borca itirazların kabulü ile takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, haksız ve mesnetsiz davanın süre ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 8....