Somut olayda; davacının istinafa konu davada usulsüz tebliğ şikayetinin bulunmamasına, başka bir dosyada tebliğin usulsüz olduğu iddiasında bulunduğunu bildirmesine karşın, Mahkemece davacı talebinin dışında tebliğin usulüne uygun yapılıp yapılmadığının incelenmesi HMK'nın 26. maddesinde belirtilen taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu gibi, davacının usulsüz tebliğe ilişkin şikayeti mevcut olduğu halde şikayet sonucu verilen kararın kesinleşmesi beklenmeksizin davanın süre yönünden reddine karar verilmesi HMK'nın 166/1. maddesine aykırı ve isabetsizdir. O halde davacının aynı Mahkemede açtığı 2018/941 Esas sayılı dosyada usulsüz tebliğ şikayetinin reddine dair karar İstanbul BAM 20....
Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olunduğu tarihten itibaren yedi günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması gerekir. Somut olayda, İstanbul 28. İcra Müdürlüğü'nün 2015/4708 Esas sayılı takip dosyasına sunulan 13.02.2015 tarihli itiraz dilekçesinde borçlunun hakkındaki takipten 12.02.2015 tarihinde haberdar olduğu belirtilmektedir. Borca itiraza ilişkin olarak sunulan dilekçede muttali olma tarihi 12.02.2015 olarak beyan edildiğine göre, 20.02.2015 tarihinde yapılan başvuru yukarıda açıklanan yasa hükmünde öngörülen yedi günlük şikayet süresinden sonradır. Bu durumda mahkemece, ödeme emrine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayeti sebebiyle ve takip dayanağı senedin bono vasfında olmadığı iddiasına dayalı borca itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulsüz tebligat şikayeti bakımından kabulüne, ... 9. İcra Müdürlüğü'nün 2019/8103 E. sayılı dosyasında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunun ve davacının ödeme emrine 13.08.2019 tarihinde muttali olduğunun tespitine, kambiyo vasfına yönelik şikayet bakımından davanın kabulüne, ... 9. İcra Müdürlüğü''nün 2019/8103 E. sayılı dosyasında takibin iptaline karar verilmiştir. Kararın davalı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; Kayseri Genel İcra Dairesinin 2021/34917 Esas sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığı, örnek 7 ödeme emrinin tebliğ edildiği, davacının usulsüz tebligat ve borca itiraza ilişkin iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır....
Borçlunun ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayeti, İİK'nın 16. maddesi uyarınca, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Davacı borçlu, şikayet konusu işlemi 24/01/2022 tarihinde öğrendiğini bildirmiş olup, icra dosyasına da 26/01/2022 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunulduğu anlaşılmakla, 28/01/2022 tarihinde yapılan usulsüz tebligat şikayeti yasal 7 günlük süresindedir. Somut olayda, davacının Bayraklıdede Mah., Turgut Özal Blv., 4. Sk., No:4/4, Kuşadası/Aydın adresine çıkarılan ödeme emri tebligatında, "muhatap adreste isim ve imzadan imtina eden Seda...soruldu. Tanınmadığı/taşındığı sözlü beyanından anlaşıldığından çıkış mercine iade edildi....
Şikayete konu tebligata, haber verilen kişinin kim olduğu açıkça şerh düşülmediği gibi (kendisine tebligat yapılacak) muhatabın tebligat tarihinde yurt dışında olmasına rağmen çarşıda olduğunun şerh düşülmesi de yerinde olmadığından şikayete konu tebligat, Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 30. maddelerine aykırı olup, usulsüzdür. Hukuki tavsif hakime ait olmakla ve tebligatın usulsüz olduğu görülmekle usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Öncelikle usulsüz tebligat yapıldığı hakkındaki şikayet incelenerek davanın süresinde açılıp açılmadığının tespiti, buna göre de, itiraz ve şikayetlerin süre yönünden incelenmesi gerekir. Davacı tarafın davadaki usulsüz tebligat şikayeti, borca itirazları ve aşkın haciz iddiaları mahkemece değerlendirilmemiştir. Bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılarak davacının tüm talepleri hakkında karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Ankara 10....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/02/2021 NUMARASI : 2020/647 ESAS 2021/107 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligata İlişkin) KARAR : Mersin 5....
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, 08/03/2021 tarihli şikayet dilekçesi ile davacı vekilinin ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek tebligatı öğrenme tarihinin 30/09/2020 tarihi olarak düzeltilmesini ve Erzincan İcra Müdürlüğü'nün 2020/3509 Esas sayılı dosyasında yetkiye, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerinin tespitine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece davacı vekilinin usulsüz olduğunu iddia ettiği tebligatları avukat portal üzerinden 18/02/2021 tarihinde saat:12.22.44 ve 12.22.25 saatlerinde gördüğü anlaşılmakla 7 günlük süre içerisinde şikayet yoluna başvurulmaması nedeniyle hak düşürücü süre sebebiyle şikayetin usulden reddine karar verildiği ,karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. 7201 sayılı Kanun'un 32.maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
Söz konusu takip dosyasında, borçlunun, icra mahkemesine başvuru tarihinden daha önce usulsüz tebliğe muttali olduğuna ilişkin bir belge bulunmadığına göre, şikayetçinin en geç şikayet tarihi olan 28.12.2018 tarihi itibariyle usulsüz tebliğe muttali olduğunun kabulü gerekir. O halde , ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle gecikmiş itiraz dışındaki tüm şikayet ve itirazların esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken reddine karar verilen memur muamelesine ilişkin şikayetin açıklanmaması ,borca ve ferilerine itirazın, mükerrerlik itirazının süre yönünden reddine karar verilmesi isabetsizdir. Bu nedenlerle , davacı vekilinin istinaf başvurusun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK.nun 353/(1)-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine gönderilmesine, davacı vekilinin sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....