WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Mahkemece, usulsüz tebligata ilişkin şikayet incelenip sonuçlandırılmadan ve dolayısıyla borçlunun borca itirazının süresinde olup olmadığı tesbit edilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

Ayrıca en yakın komşu/kapıcı/yöneticiye haber verilmiştir" şerhi düşülerek 13/05/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından icra dosyasına 23/05/2022 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunulduğu, yine dava dilekçesinde takipten 23/05/2022 tarihinde haberdar olduklarının belirtildiği, usulsüz tebligata ilişkin şikayet 7 günlük süreye tabi olup, davacı vekili tarafından takipten haberdar olunan tarihe göre davanın İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süre geçtikten sonra 08/11/2022 tarihinde açıldığı, buna göre dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra dosyasında usulsüz bir çok tebligat yapılmış olup, itirazlarının süresinde olduğunu, müvekkiline yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, 15.11.2021 tarihinde öğrenilen borç için itirazının süresinde olduğunu, taraflar arasında bu miktarda hiç bir iş takibi, ticaret yapılmadığı gibi müvekkilinin bu miktarda borçlanabilecek maddi durumu da olmadığını, ayrıca davalının da bu miktarda borç verecek maddi durumu olmadığını, bu sebepten dolayı borca, faize ve ferilerine açıkça itiraz ettiklerini, yerel mahkemenin hatalı şekilde borca itirazlarını süre yönünden reddettiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraza ilişkindir....

Borçlu vekilinin 18.03.2014 tarihinde takip dosyasının fotokopisini aldığı ve icra mahkemesi nezdinde 25.03.2014 tarihinde eldeki şikayet başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Dairemizin istikrar kazanan uygulama ve içtihatlarına göre, ikinci kez ödeme emri tebliğ edilmesi borçluya yeniden itiraz ve şikayet hakkı verir. İcra ve mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır. Bu durumda, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olan 18.03.2014 tarihine nazaran 25.03.2014 tarihinde yaptığı usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük sürededir. Buna göre, usulsüzlüğü iddia edilen 08.03.2013 tarihinde yapılan tebligattan önce, bu tebligata ıttıla edildiğine yönelik mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır....

    Borçlu vekilinin 18.03.2014 tarihinde takip dosyasının fotokopisini aldığı ve icra mahkemesi nezdinde 25.03.2014 tarihinde eldeki şikayet başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Dairemizin istikrar kazanan uygulama ve içtihatlarına göre, ikinci kez ödeme emri tebliğ edilmesi borçluya yeniden itiraz ve şikayet hakkı verir. İcra ve mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır. Bu durumda, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olan 18.03.2014 tarihine nazaran 25.03.2014 tarihinde yaptığı usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük sürededir. Buna göre, usulsüzlüğü iddia edilen 08.03.2013 tarihinde yapılan tebligattan önce, bu tebligata ıttıla edildiğine yönelik mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır....

      Açıklanan nedenlerle davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar vermek gerekmiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takiplerde borca ve yetkiye itiraz ile şikayet ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük hak düşürücü süreye tabi olup, mahkememizce resen göz önüne alınması gerektiğinden, davacı borçluya çıkartılan ödeme emrinin açıklanan gerekçelerle usulüne uygun olarak 11/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle davacı borlunun borca ve yetkiye itirazını yasal 5 günlük hak düşürücü süreden sonra 24/09/2020 tarihinde yaptığı anlaşılmakla, davacı borçlunun süresinde açılmayan borca ve yetkiye itiraz davasının ile şikayetinin ayrı ayrı reddine" dair karar verildiği görülmüştür....

      Borçlu vekilinin 18.03.2014 tarihinde takip dosyasının fotokopisini aldığı ve icra mahkemesi nezdinde 25.03.2014 tarihinde eldeki şikayet başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Dairemizin istikrar kazanan uygulama ve içtihatlarına göre, ikinci kez ödeme emri tebliğ edilmesi borçluya yeniden itiraz ve şikayet hakkı verir. İcra ve Mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır. Bu durumda, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olan 18.03.2014 tarihine nazaran 25.03.2014 tarihinde yaptığı usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük sürededir. Buna göre, usulsüzlüğü iddia edilen 08.03.2013 tarihinde yapılan tebligattan önce, bu tebligata ıttıla edildiğine yönelik mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır....

        Gerekçe ve Sonuç Borçlu şahıslara yapılan tebligatların usulüne uygun olduğu, borçlu şirkete tebligat yapılmadığı, senedin kambiyo vasfında olduğu, borca ve faize itirazların yerinde olmadığı gerekçesi ile borçlu şahıslar yönünden usulsüz tebligat şikayetinin reddi ile bu borçlular yönünden süresinde olmayan şikayet ve itirazın reddine, borçlu şirket yönünden şikayet ve itirazın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlular istinaf başvurusunda bulunmuştur. B.İstinaf Sebepleri Borçlular, şikayet dilekçesi içeriğini aynen tekrar ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. C....

          YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının usulsüz tebligat iddialarının gerçek dışı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, icra takibinde borçlunun mernis adresinin tebligat adresi olarak belirtildiğini, borca, yetkiye ve imzaya itirazların süresinde yapılmadığını, gecikmiş itiraz ile usulsüz tebligat birbirinden farklı kurumlar olup, ileri sürülen taleplerin çelişkili olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, gecikmiş itirazın reddine, yetkiye, imzaya, borca ve fer'ilere itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....

          İcra Ceza Mahkemesi'nin 2018/533 esas sayılı dosyasında takibe konu 3 adet çek bakımından karşılıksız çek suçundan cezalandırılması talebinde bulunulduğu, ceza dosyasına sunulan şikayet dilekçesinde çeklerin tahsili amacıyla başlatılan takibe ilişkin takip dosya numarası ve icra dairesinin gösterildiği, ancak ceza davası şikayet tarihi itibariyle takip dosyasından borçluya henüz bir ödeme emrinin tebliğ edilmemiş olduğu, borçluya usulsüzlüğü ileri sürülen tebligatın daha sonra 24/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla bu tarihten önce ceza dava dosyası ile takipten haberdar olduğunun kabul edilmesi durumunda dahi, henüz usulsüz de olsa bir tebliğ işlemi olmadığından usulsüz tebliğ işleminden haberdar olduğu söylenemez. Ödeme emri tebliğinden önce de borca ve imzaya itiraz süresi başlamaz. Borçlu ancak bir tebliğ işleminden sonra usulsüz tebliği şikayet konusu yapabilir....

          UYAP Entegrasyonu