Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı T1 mernis adresine çıkartılan ilk tebligatın bila dönmesi üzerine çıkartılan 2.tebligatta yukarıda belirtildiği şekilde tebligatın 21/2.madde gereğince mernis adresine yapıldığına ilişkin şerh bulunmadığından tebligat usulsüz ise de, davacıya kıymet takdiri raporunun tebliğine ilişkin tebligatın barkod sorgulamasına göre, 10.02.2020 tarihinde T.K. 21.maddeye göre tebligat yapıldığı, dava dilekçesinde kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğine dair bir şikayetin bulunmadığı, davacının en geç kıymet takdiri raporunun tebliğ tarihi olan 10.02.2020 tarihinde takipten haberdar olmasına rağmen, 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 27.02.2020 tarihinde usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu, şikayetin süresinde olmadığı, dolayısıyla yetki itirazının da süresinde olmadığı, HMK.355 mad....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ'nin 07/11/2022 tarih, 2022/502 Esas ve 2022/623 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA; 2- Usulsüz tebligat şikayetinin KABULÜNE, İstanbul Anadolu 14....

Gerekçe ve Sonuç Borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi ile mersis kayıtlarındaki adreslerinin birebir örtüşmediği, bu durumda mersis kayıtları esas alınarak borçluya Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapılamayacağı, tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesi ile borçlu şirkete usulsüz tebliğ edilen ödeme emri tebligatının tebliğ tarihinin usulsüz tebligata ıttıla tarihi olarak bildirilen 01.07.2021 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre ,davalı tarafından davacı hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde bulunulduğu ,davacı vekili tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile şikayette bulunulduğu ilk derece mahkemesi tarafından şikayetin kabulüne karar verildiği, davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Tebligat parçasının incelenmesinde tebligat esnasında tüzel kişiliğin yetkilisinin adreste bulunmadığı ve bulunmama sebebinin araştırılarak mazbata üzerinde belirtilmediği, tebligatı alan kişinin tebligat almaya yetkili olup olmadığı ve şirket yetkilisinden sonra gelen yetkili biri olup olmadığı tevsik edilmeden doğrudan tebligat yapıldığı anlaşıldığından ödeme emri tebligatı usulsüz olduğundan şikayetin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygundur....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri uyarınca; yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeninin yönetmelikte belirtilen kişilerden beyanının alınması, beyanda bulunan kişinin mutlaka adı ve soyadının ve sıfatının tebligat parçasına yazılması, ayrıca en yakın komşuya haber verilmesi gerekir....

    Toroman İşhanı No: 43/2/16 Kadıköy/İstanbul' adresine tebligat çıkartıldığını, adres kapalı olmasına ve tebliğ evrakı üzerine Tebligat Kanunu madde 21/2'ye göre tebligat yapılabileceğine ilişkin herhangi bir şerh düşülmemesine karşın direkt Tebligat Kanunu madde 21/2'ye göre usulsüz tebliğ edildiğini, yerel mahkeme tarafından yapılan eksik inceleme sonucu tebligat şikayetlerinin şirket açısından reddine karar verildiğini, bu değerlendirmenin hatalı olup, yapılacak olan istinaf incelemesi sonucu işbu kararın kaldırılması ve şirket açısından tebligat şikayetlerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, takibe konu senet teminat senedi olup kambiyo senetlerine özgü icra takibine konu edilemeyeceğini, karşı tarafın icra takibine konu ettiği senedin bankaca teminat olarak alındığı ve vade tarihinin özellikle doldurulmadığını, işbu bononun sonradan muvafakatleri alınmadan ve taraflarına bilgi verilmeden takipten önce doldurulduğunu, bono üzerinde yazılı vade tarihinin neye göre yazıldığının...

      DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ortaca İcra Müdürlüğü'nün 2022/1905 Esas sayılı dosyasından ödeme emrinin müvekkili bankaya 27.04.2022 tarihinde fiziken tebliğ edildiğini, oysa 7201 sayılı Tebligat Kanununun Elektronik Tebligat başlıklı 7/A maddesi ve Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin 5. maddesi uyarınca elektronik tebligat adresi bulunan müvekkili T1 ödeme emrinin elektronik tebligatla (UETS 35057- 67509- 05185) gönderilmesinin zorunlu olduğunu, dolayısıyla müvekkili bankaya fiziken gönderilen ödeme emri tebligatının usule aykırı olduğunu, ödeme emrinin müvekkili bankaya usulsüz tebliğ edilmiş olması nedeniyle yasal sürede müvekkili bankaca borca itiraz edilemediğini, icra dosyasının alacaklı vekilinin iletişimiyle haricen 10.05.2022 tarihinde öğrenilmiş olduğunu, aynı gün dosyaya...

      Somut olayda davacı, yargılamanın yenilenmesi istemine konu Kadastro Mahkemesi kararının, kendisine tebliğ edilmediğini, dosyadaki tebligat evrakında kararın kendisine "bizzat" tebliğ olunduğu yazılı ise de böyle bir tebligatın kendisine yapılmadığını, tebligat evrakının gerçeğe aykırı ve usulsüz olduğunu; dolayısı ile usulsüz tebligat nedeniyle kararın kesinleşmediğini iddia etmektedir. Başka bir anlatımla yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan davacının talebi, kararın kesinleşmediği iddiasına dayanmaktadır....

        Şikayetçi-Borçlu taraf 02.10.2017 tarihli memurluk işleminin kaldırılması talebiyle şikayet yoluna gelmiş ise de; İlamsız takipte kendisine ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığını iddia eden tarafın öğrenme tarihi olarak beyan etttiği tarihten itibaren ödeme emrinde gösterilen itiraz süresinde itirazlarını İcra Müdürlüğüne bildirmesi ve aynı süre içinde İcra Hukuk Mahkemesinde usulsüz tebligata ilişkin şikayetini ileri sürmesi gerekli ve yeterlidir. "Usulüne aykırı tebliğin hükmü başlığını taşıyan Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca; tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi kabul edilir. Bu hükme göre, usulsüz bir tebligat, mutlaka geçersiz olmayıp, Usulsüz tebligatı muhatabının öğrenmesi halinde, bu öğrenme tarihi itibarı ile hüküm doğurur. Anılan maddeden kaynaklanan usulsüz tebligat şikayetinde bulunmak hakkı ise tebligatın muhatabına aittir....

        İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı her ne kadar satış ilanının kendisine tebliğinin usulsüz olduğunu beyan etmiş ise de; davacıya çıkan 01.12.2018 tarihli tebligat mazbatasının üzerinde davacının adresten taşınmış olduğunun aynı adreste oturan şahsa sorulmak suretiyle tespit edilerek şerh düşüldüğü, akabinde tebligat yapılamaması nedeniyle tebligatın merciine iade edildiği, tebligatın iade edilmesi halinde Tebligat Kanunu 21/1'de belirtilen tüm şerh ve tevsiklerin tebligat mazbatasında aranmasının gerekli olmadığı, davacıya satış ilanının Tebligat Kanunu 21/2 uyarınca yapılan tebligatta yalnızca tebliğ zarfının açık mavi renkli olmaması nedeniyle tebligatın usulsüz olduğu yönünde yapılacak değerlendirmenin aşırı şekilcilik olacağı, sırf bu nedenle ihalenin feshine karar vermenin usulsüz olacağı, Basın İlan Kurumuna yazılan yazıya verilen cevapta gazete ilanının tirajı 50.000'in üzerindeki ulusal gazetede yapılmış...

        UYAP Entegrasyonu