Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tebligat Kanunu'nun 17. ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 26. maddelerine göre; bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler o yerde bulunmadıkları takdirde, tebliğ o yerdeki daimi memur veya müstahdemlerden birine yapılır. Bu durumda, muhatabın o yerde geçici olarak bulunmadığı hususu tespit edilerek, tebligat mazbatasına şerh verilmelidir. Şerh gereğinin yerine getirilmemesi ise, tebligatı usulsüz kılar. Şikayetçi vekili Av. ...'a gönderilen satış ilânının; "Gösterilen adreste daimi çalıştığını beyan eden personel ...'a tebliğ edildi” açıklaması ile 22.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, vekil adına yapılan bu tebligatta, tebliğ memuru tarafından, muhatabın adreste bulunup bulunmadığı araştırılarak tespit edilmemiş olup, bu durumda tebliğ işlemi, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 17. maddesi hükümlerine uygun yapılmadığından usulsüzdür (HGK'nun 30.01.2013 tarih ve 2012/6-644 E. - 2013/164 K. sayılı ilamı)....

    a yapılan satış ilanı tebliğine ilişkin mazbatanın incelenmesinde; muhatabın tebligat esnasında adreste bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın ve bu husus net bir şekilde tespit edilmeksizin doğrudan ''Eşi ... imzasına tebliğ edildi" açıklaması ile Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine göre tebliğ işleminin gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla anılan yasal düzenleme ve yönetmeliğe göre yapılan tebligat usulsüz olup, İİK'nun 127. maddesi gereğince, ilgiliye satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi nedenidir. O halde mahkemece, şikayetçi ... yönünden istemin kabulüne ve ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde anılan şikayetçi yönünden de istemin reddi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçi ...'...

      No.29 K:4 D.4 Bayraklı/İzmir olduğunu, tebligat görevlisinin müvekkilinin bilinen adresine ve adres kayıt sisteminde kayıtlı olan adresine değil yanlış adrese gittiğini, müvekkilinin bulunamaması üzerine haber kağıdı yapıştırıldığını ve yanlış kişilere haber verildiğini, tebligatın usulsüz olduğunu, tebligat parçasında haber verildiği belirtilen Hasan Yıldız adında bir komşu, kapıcı veya yöneticinin bulunmadığını, tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkilinin ödeme emrinden haberdar olamadığını, müvekkilinin ödeme emrinde belirtildiği gibi alacaklıya borcunun bulunmadığını, müvekkilinin UYAP üzerinden yaptığı kontrol ile icra takibinden haberdar olduğunu belirterek, davanın kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 30/12/2020 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava dilekçesi karşı tarafa tebliğ çıkmamış, mahkemece evrak üzerinden karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile İzmir 20....

      Şti. tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile yapılan ilamsız icra takibinde, borçlu şirket vekili, icra mahkemesine başvurusunda; TK'nun 35.maddesine göre tebligat yapılan adresin müvekkilinin terk ettiği adres olduğunu, ticaret sicilindeki adrese tebligat yapılması gerekirken önceki adrese gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürerek takibin durdurulmasını talep etmiş olup, mahkemece, tebligatın şirketin değişen adresine yapıldığı ve TK'nun 35.maddesine göre usulsüz olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/.... maddesi uyarınca; daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri...

        İcra müdürlüğünün 2020/8869 esas sayılı dosyasında, müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, ilk tebligatta adreste tanınmadığı bilgisinin kimden alındığının tebligat zarfında gösterilmediğini, kapıya tebligat yapıştırılmadığını, bir hafta sonra ise aynı adreste iade ettiği tebligatı muhtara teslim ve tebliğ ettiğini, tebligatların usulsüz olduğunu bu nedenlerle usulsüz tebligatın iptali ile öğrenme tarihinin 27/01/2021 olarak düzeltilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Borçlunun mernis adresine usulüne uygun olarak tebligat çıkartıldığını, süresinde itiraz etmemesi nedeniyle takibin kesinleştiğini beyanla davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince; şikayetin kabulüne, tahliye emri tebliğ tarihinin 27/01/2021 olarak düzeltilmesine, dair karar verilmiştir....

        Davacı şirket yönünden usulsüz tebligat şikayetinde bulunulmuş ise de davacı şirkete çıkartılan ödeme emrinin bila tebliğ döndüğü, henüz ödeme emri tebliğ edilmeden imzaya yönelik itirazda bulunduğu, bu nedenle davacı şirketin usulsüz tebligat şikayetinin konusu bulunmadığı, imzaya yönelik itirazın süresinde olduğu, diğer davacının mernis adresine çıkartılan tebligatın bila dönmesi üzerine, aynı adrese TK 21/2'ye göre usulüne uygun tebligat yapıldığı, haber kağıdının kapısına yapıştırıldığı, ayrıca tebliğ zarfının mavi renkli olmamasının tek başına ödeme emrini usulsüz hale getirmediği, bu nedenle Halil İbrahim Deniz yönünden verilen kararın yasaya uygun olduğu , davacı şirket yönünden imzaya yönelik itiraz ile ilgili alınan kapsam ve sonucuna itibar edilen hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre takibe konu bonolardaki imzanın davacı şirket yetkilisi Halil İbrahim Deniz'in eli ürünü olduğu anlaşılmakla verilen kararda yasaya aykırılık bulunmadığından istinaf talebinin esastan...

        Dairemizce yapılan değerlendirmede: her ne kadar davacı tarafından dava dilekçesinin sonuç kısmında gecikmiş itiraz isteminin kabulüne karar verilmesi talep edilmiş ise de; dava dilekçesi kül halinde değerlendirildiğinde HMK'nun 33 maddesi gereğince hukuki tavsif hakime ait olduğundan iş bu dava usulsüz tebligat şikayeti olarak nitelendirilmiş olup, yapılan incelemede; Tebligat Kanunun 16. maddesine göre; "Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır." düzenlemesi ile muhataba bizzat yapılamadığı durumlarda kimlere tebligat yapılacağı düzenlenmiştir. Usulüne uygun yapılan tebligatlarda komşuya, yöneticiye, yada kapıcıya haber verilmesine gerek olmadığı gibi davacının dava dilekçesinde bahsettiği üzere TK 21/2'ye göre tebligat yapılması için gerekli şartların oluşmadığı görülmüştür....

        Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, diğer şikayet ve itirazlarının yanında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu da ileri sürdüğü halde, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı, olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmediği görülmektedir. Mahkemece; öncelikle tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin incelenerek tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılması halinde, usulsüz tebligattan haberdar olunan tarihe göre şikayetin süresinde olması durumunda, tebligat tarihinin TK.'...

          Kurban’ın adres kayıt sistemindeki adresine doğrudan Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu, Yine davalılardan ... ile ...’a tebliğe çıkarılan gerekçeli kararın ilk seferde tebligat parçasının arkasına posta memuru tarafından “belirtilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olması sebebiyle 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca evrak mahalle muhtarlığına teslim edilmiştir” ibaresi yazılmak suretiyle tebliğ edildiği ve bu işlemin de usulsüz olduğu, Gerekçeli kararın davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’nın adresleri olan ... Köyü’ne tebliğe çıkarıldığı, adı geçen davalıların tamamına aynı gün ve aynı posta memuru tarafından muhatapların çarşıda olmaları sebebiyle Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre tebliğlerin yapıldığı, anılan durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve tebliğlerin usulsüz olduğu, Gerekçeli kararın davalılar ..., ..., ... ve ... yönünden .......

            Tebliğ mazbatası üzerindeki “mernis adresidir” şeklindeki meşruhatın Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddesine uygun olmadığı, bu şerh dışında “adresin, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese TK.'nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılacağına dair meşruhat” bulunmadığı, bu hali ile tebligatın TK'nun 23/son ve Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddelerine aykırı olup usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek tebliğ tarihinin Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

              UYAP Entegrasyonu