Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ve yapılan usulsüz işlemler nedeniyle tebligat evrakının ancak 20 Ağustos 2020 tarihinde ilgiliye teslim edildiğini, kendisinin tebligattan haberdar edilebildiğini belirttiğini, bu usulsüz tebligat sonucu 10 Ağustos 2020 olarak kaydedilen tebligat tarihinin değiştirilerek tebligat evrakı ve tebligattan haberdar olunan gerçek tebliğ tarihi olan 20 Ağustos 2020 olarak değiştirilmesi talebiyle 26 Ağustos 2020 tarihinde İcra Hukuk Mahkemesi’ne şikayet yoluna başvurduklarını, ancak yerel mahkeme belirtildiği şekilde tebligat tarihini gerçek tarih ile değiştirmesi yahut tahliye emrini iptal etmesi gerekirken, şikayetini reddettiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve tahliye emrinin tebligat tarihinin 20.08.2020 olarak düzeltilip takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince " Davacı açtığı dava ile Usulsüz Tebligat, Yetkiye ve Borca İtiraz ile takipten önce zaman aşımı iddialarını öne sürmüştür. Bakırköy 14. İcra Müdürlüğünün 2018/1672 E. sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacının 21.07.2020 tarihinde bizzat icra dairesine başvurarak takip dosyasında örnek aldığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere usulsüz tebligat iddiasının öğrenilmesinden itibaren yasal yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde öne sürülmesi gerekmekte olup, 12.08.2020 tarihinde açılan işbu davanın yasal yedi günlük hak düşürücü süreden sonra olduğu anlaşılmakla usulsüz tebligat iddiasının süre yönünden reddine " dair karar verildiği görülmüştür....

Bu nedenle, gerekçeli kararın adı geçene 7201 sayılı Tebligat Kanun'u ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenmesi, 2- Yine, davacı ... mirasçılarından ... adına tebliğe çıkartılan gerekçeli karar, "aynı konutta ikamet eden ağabeyi ..." şerhi ile tebliğ edilmiş olup, tebligatı bu kişi adına alan şahsın reşit ve tebellüğe ehil olduğu tebliğ mazbatasında belirtilmediğinden, yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, gerekçeli kararın anılan şahsa 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenmesi, 3- 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/1. maddesi gereğince tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır....

    İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddine, diğer itirazların usulden reddine dair verilen önceki karar Dairemizin 21/02/2019 gün 2018/1471 E, 2019/418 K. Sayılı kararı ile HMK'nun 353/1- a(6) maddesi uyarınca kaldırılmış, ilk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emrinin davacı borçluya 27/11/2017 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına, itirazların reddine karar verilmiştir....

    Tatvan İcra Müdürlüğü'nün 2019/510 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde borçlu T1'a çıkarılan ve 30/03/2019 da gönderilen tebligatın Tebligat Kanunu 21/2 maddesince yapıldığı ancak bu maddede ki şartları tebligat mazbatasının taşımadığı analışlımış bu yönden ilk derece mahkemesinin 2019/30 Karar sayılı şikayetin kabulü yönündeki kararının usul ve yasaya uygun oluduğu anlaşılmıştır. Yine alacaklı T3 vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde icra takibinin borçlunun öğrenme tarihinin şahitleri huzurunda yapılan telefon görüşmeleri ve 25/04/2019 tarihinde bonoların düzenlenme tarihi olarak belirtilmesi karşısında öğrenme tarihinin daha erken bir tarih olduğu ifade edilmiş ise de, usulsüz tebligat halinde usulsüz tebligatının muhatabının öğrenme tarihi olarak bildirdiği tarih öğrenme tarihi olarak esas alınmalıdır....

    'a dava dilekçelerinin tebliğ edildiği adresler yerine başka adreslere çıkartılan gerekçeli karar tebligatlarının tebliğ edilememesi üzerine bu davalılar adına usulsüz olarak ilanen tebligat yapıldığı; davalı ... 'nun daha önce tebligat yapılan adresine gerekçeli kararın tebliğ edilememesi üzerine Tebligat Yasasının 35. maddesine göre tebligat yapılması gerekirken usulsüz olarak ilanen tebligat yapıldığı; davalılardan ...,...,... 'ya dava dilekçesinin tebliğ edilmediği, gerekçeli karar tebligatı bila tebliğ iade edilince bu davalıların adreslerinin Tebligat Yasasında yazılı usuller çerçevesinde araştırma yapılmaksızın gerekçeli kararın ilanen tebligat yolu ile tebliğ edildiği anlaşılmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil K A R A R Dairenin 04.06.2012 tarih ve 2011/6329 Esas, 2012/5198 Karar sayılı geri çevirme yazısıyla davalı...’a yapılan hükmün tebliğine ilişkin tebligatın usulsüz olduğunu bu nedenle 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca yöntemine uygun bir biçimde hükmün tebliğine karar verilmiştir. Ne var ki, mahkemece, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21. maddesi gereğince yapılan tebligatın yine usulsüz olduğu 07 ibaresinin ne anlama geldiğinin anlaşılamadığı, kapalı olması nedeniyle muhatap isim ve imzadan imtina ettiğinin açıklandığı verilen meşruatta komşusunun isim, soy isim ve imzasının bulunmadığı, evrakın mahalle muhtarına bırakıldığı ancak muhtarın isim, soy isim ve imzanın da olmadığı ve yapılan tebliğin usulsüz olduğu belirlenmiştir. Dava dilekçesi ve diğer tebligat parçalarının da usulüne uygun yapılmadığı anlaşılmıştır....

        Dava İİK'nun 16. ve T.K'nun16. maddeleri uyarınca yapılmış usulsüz tebligat şikayetidir.  7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde; “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” denilmekte olup Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde ise; “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda, davacı borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin “Tebliğ evrakı muhatap işte olduğundan çalışanı Cuma Doğan imzasına tebliğ edilmiştir....

        Usulsüz tebliğe ilişkin istinaf talebinin değerlendirilmesinde, Tebligat Kanunu’nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek, bu adrese TK.'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup, tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden tebliğ memuru tarafından TK'nın 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı açıktır....

        Yukarıda detaylı olarak izah edildiği üzere Tebligat Kanunu’nun 21/2 maddesine göre tebligat yapılabilmesi için öncelikle muhatabın bilinen en son adresine tebligat çıkarılması, bu adrese çıkarılan tebligattan sonuç alınamazsa adres kayıt sistemindeki adresine tebligatı çıkaran mercice borçlunun mernis adresi olduğu tebliğ evrakında belirtilerek TK 21/2 maddesi uyarınca tebligat çıkarılması gerekirken, borçlunun bilinen en son adresine gönderilip bila tebliğ olan bir tebligat bulunmaksızın, tebliğ mazbatasına da herhangi bir şerh düşülmeden TK 21/2’ye göre yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmıştır. . Bu durumda TK'nın 32.buna dair Yönetmeliğin 53.maddelerine göre muhatap tarafından beyan edilen tarih tebliğ tarihi olarak sayılır ve bunun aksinin iddia ve ispatı caiz değildir. Açıklanan tüm bu nedenlerle usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Gaziosmanpaşa 6....

        UYAP Entegrasyonu