Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ortaca İcra Müdürlüğü'nün 2022/1905 Esas sayılı dosyasından ödeme emrinin müvekkili bankaya 27.04.2022 tarihinde fiziken tebliğ edildiğini, oysa 7201 sayılı Tebligat Kanununun Elektronik Tebligat başlıklı 7/A maddesi ve Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin 5. maddesi uyarınca elektronik tebligat adresi bulunan müvekkili T1 ödeme emrinin elektronik tebligatla (UETS 35057- 67509- 05185) gönderilmesinin zorunlu olduğunu, dolayısıyla müvekkili bankaya fiziken gönderilen ödeme emri tebligatının usule aykırı olduğunu, ödeme emrinin müvekkili bankaya usulsüz tebliğ edilmiş olması nedeniyle yasal sürede müvekkili bankaca borca itiraz edilemediğini, icra dosyasının alacaklı vekilinin iletişimiyle haricen 10.05.2022 tarihinde öğrenilmiş olduğunu, aynı gün dosyaya...

Dolayısıyla muhatabın annesine 26/10/2021 tarihinde yapılan tebligat usulsüz olduğundan şikayetin ikame edildiği tarihte tebliğin öğrenildiği kabul edilerek tebligatın öğrenilme tarihinin 26/01/2022 olarak kabul edilmesine, şikayet eden adına konulan tüm hacizlerin kaldırılmasına, ödeme emri usulsüz olduğundan takibin kesinleşmemiş olduğu, İİK 264 gereğince ödeme emri kesinleşmeden ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmeyeceği, 27/09/2021 tarihli ihtiyati haciz kararının dayanağının ilam olduğu, İİK 259'a göre alacak ilama müstenitse teminat aranmaz hükmü gereğince teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verildiği, dolayısıyla şikayet edenin teminatın iadesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

Bölge Adliye Mahkemesi’nin 18.10.2018 tarih ve 2018/435 E.-2018/1618 K. sayılı kararı ile “Davacı borçlu dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayeti dışında ayrıca tebligat tarihinde yurt dışında olduğunu, 15/11/2017 tarihinde Türkiye'ye döndüğünü iddia etmektedir. Bu halde borçlunun itirazı İİK'nun 65....

    İcra Müdürlüğü'nün 2020/8689 esas sayılı dosyasında yaptığı itirazının süresinde olduğunun kabulü ile talep gibi işlem yapılmasına, davacı-borçlunun hacizlerin kaldırılması talebi icra müdürlüğünce yerine getirileceğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, istinaf yoluna başvurulmayan hüküm kısımlarının aynen muhafaza edilmesine, davalı tarafların yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine, oy birliği ile karar verilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1- HMK'nun 355 ve 353/1- b-2 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden, 2- Davacının usulsüz tebligat şikayetinin KABULÜNE, 3- Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2020/8689 E. Sayılı dosyasında davacıya gönderilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin, öğrenme tarihi olan 18/02/2021 tarihi olarak DÜZELTİLMESİNE, 4- Bursa 8....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; usulüne uygun tebligat yapılmadığından müvekkillerinin davadan haberdar olmadığını, talep olmadığı halde icra müdürlüğünün örnek13 göndermesinin İİK 58.maddeninin 5.fıkrasına aykırı olduğunu, icra dosyasında alacaklının takip talebinin 9. maddesinde alacaklının takip yollarından hangisini seçtiği bölümde haciz yolu ibaresi ve talebi mevcut olup, burada aktin feshi ve tahliye talebi yazılmadığını, mahkemenin icra dosyasında takip talebinde tahliye talebi olmadığı halde tahliye kararı verdiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile itirazın kaldırılmasına ve davalının kiralanandan tahliyesine, karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 27. maddesinde; “hukuki dinlenilme hakkı” düzenlenmiştir....

    Kanunu 35.maddesine göre tebliğ talebi üzerine icra müdürlüğünce müvekkilin Mernis adresi araştırılmadan Tebligat Kanunu 35.maddesi uyarınca tebligat çıkarılıp müvekkiline Taşınmaz Kıymet Raporu ve Satış ilanlarının bu şekilde usulsüz olarak tebliğ edildiğini, bu durumda mernise kayıtlı adresinin usulüne göre araştırılıp 7201 sayılı Tebligat Kanunun 21.maddesi uyarınca tebligat yapılması gerekirken yasanın 35.maddesine göre tebligat yapılmasının usulsüz olduğunu, tebligatın hiç bir zaman müvekkilinin eline ulaşmadığını, kaldı ki anılan tarihlerde müvekkilinin üniversite öğrencisi olup kolluk marifeti ile yapılacak araştırmada müvekkilinin adresine ulaşılma olanağı mevcut iken bu yola başvurulmaksızın müvekkiline tebligatların TK 35. maddesine göre yapılmış olmasının usulsüz olduğunu, müvekkilinin satıştan 07.04.2020 tarihinde haberdar olduğunu belirterek, ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir....

    Davacının Usulsüz tebligat şikayetinin reddedildiğinden, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren İİK'nun 168/5 maddesinde yazılı olan 5 günlük itiraz süresinin 19/01/2021 tarihinde mesai saati sonunda sona erdiği, borçlunun imzaya itirazının süresinde olmadığı anlaşıldığından borçlunun imzaya itirazının süre yönünden reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçelerle; 1- Davacının Usulsüz Tebligat Şikayetinin REDDİNE, 2- Davacının imzaya itirazının süre yönünden REDDİNE karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hatalı hukuki değerlendirmelerle yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

    İcra Müdürlüğünün 2020/11407 Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, mernis adresine çıkartılan tebligat zarfının açık mavi renkte olması gerektiğini, tebligat muhtara usulüne uygun yapılmadığını, takipten 10/09/2021 tarihinde haberdar olduklarını, ayrıca kamu düzenine ilişkin davalarda şikayetin süresiz olduğunu, müvekkili aleyhine haksız olarak konulan hacizlerin kaldırılması gerektiğini söyleyerek tebliğ tarihinin 10/09/2021 olarak düzeltilmesine, borca ve ferilerine yönelik itirazlarının kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına, takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Öncelikle belirmek gerekir ki; davacı tarafça dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayetinin yanında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemi de yer almakta ise de davacı vekilinin yargılama sırasındaki yazılı ve sözlü beyanlarında davalarının yalnızca usulsüz tebligat şikayetine yönelik olduğunu beyan etmesi karşısında artık davaya usulsüz tebligat şikayeti olarak devam edilmesi gerektiğinden mahkemece davacı tarafın menfi tespit istemi hakkında hüküm kurulması yerinde değildir. Öte yandan taraf teşkili dava şartı olduğundan, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Şikayet, İcra ve İflas Hukukunda düzenlenmiş kendine özgü bir yol olup, Medeni Usul Hukuku kapsamında bir dava veya kanun yolu değildir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK'nın 157/1, 52 ve 53 maddeleri uyarınca mahkumiyet Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü; Tebligat Kanunu 10. maddesine göre bilinen en son adreste tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde yer alan adresi araştırılarak buraya tebligat yapılması, bulunmaması halinde kendisine daha önce kanuni usullere göre tebligat yapılmış olması şartı ile aynı adrese anılan yasanın 35. maddesine göre tebligat yapılması, daha önce kendisine tebligat yapılan adresin olmaması halinde ise, adres araştırması ile yeni adres tespitine çalışılıp, bulunamaması halinde ilanen tebligat yapılması gerektiği, daha önce aynı adrese kanuni usullere göre yapılmış bir tebligat bulunmamasına rağmen sanığın yokluğunda verilen hükmün, sorgusunda bildirdiği son adresine Tebligat Kanunu 35. maddesine göre tebliğ yapılmak...

      UYAP Entegrasyonu