İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, "usulsüz tebligata ilişkin şikayetin kabulü ile, Fethiye İcra Müdürlüğü'nün 2021/1430 Esas sayılı takip dosyasında şikayetçi borçlular T1 ve T2 yapılan 26/02/2021 tarihli ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespitine, Tebligat Kanunu'nun 32. Maddesi gereğince ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08/03/2021 tarihi olduğunun tespitine, yetkiye ve borca itirazlar yönünden takibin niteliği gereğince karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir....
de yasak olacağını, takipten 26.2. 2020 tarihinde haberdar olduklarını, yine ödeme emrinde icra müdürlüğünün IBAN numarasının bulunmadığını beyan ile usulsüz tebligat şikayetlerinin kabulüne tebliğ tarihi olarak 26.2.2020 tarihinin tespitine ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
İhtiyati haczin infazına ve hacizlerin kaldırılmasına ilişkin şikayeti inceleme görevi İİK.nun 261 ve 266.maddesi uyarınca icra takibine başlandıktan sonra icra mahkemesine aittir. Bu durumda mahkemece, borçlunun ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına ilişkin şikayetinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu yöndeki istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan borçlunun zamanaşımı itirazı mahkemenin de kabulünde olduğu üzere İİK.nun 168/5.maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olup, anılan madde uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük sürede icra mahkemesine bildirilmelidir. İtiraz süresinin başlaması için borçluya ödeme emri tebliği zorunlu olup, takibi öğrenmiş olması süreyi başlatmaz. Öğrenme ile sürenin başlayabilmesi için borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin bulunması gerekir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı borçluların usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, ödeme emrinin davacı borçlulara tebliğ tarihinin 09.03.2020 tarihi olarak düzeltilmesine, karar verilmiştir. Kararın davalı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalı alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
İcra Müdürlüğünün 2011/7435 sayılı takip dosyasının incelenmesinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 6.987,40 TL asıl alacak, 655,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.642,40 TL alacak için ilâmsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalıya 29.02.2012 tarihinde tebliğ edildiği, 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 22.03.2012 tarihli dilekçe ile tebligatın usulsüz olduğu ve dilekçe tarihinde öğrendiklerinden bahisle borca itiraz edildiği, icra mahkemesinde davalı borçlu tarafından ödeme emrinin tebliğinin usulsüzlüğü ve öğrenme tarihinin tebliğ tarihi sayılmasına dair şikayet davasının açılmadığı anlaşılmaktadır. Davalı borçlunun bu itiraz dilekçesi süresinden sonra olmakla birlikte icra müdürlüğünce 22.03.2012 tarihinde borçluya yapılan tebligat usulsüz olduğundan tebligatın iptâline ve itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmiştir....
hiçbir surette kapılarında böyle bir kağıda rastlamadıklarını beyanla, davanın kabulü ile ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 13/08/2021 tarihi olarak kabulüne karar verilmesini istemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava, usulsüz tebligat şikayeti, ödeme emrinin takip talebine uygun düzenlenmediğine yönelik şikayet ve borcun zaman aşımına uğradığına yönelik itiraz/şikayettir. Mahkemece, davacıya yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu, İİK'nın 71. maddesi kapsamında borcun zaman aşımına uğramadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Varlık Yönetim A.Ş. tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından iki adet çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus takipte, borçlu şirketin icra mahkemesine başvurusunda usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itirazda bulunduğu, ilk derece mahkemesince imza itirazına ilişkin rapor alınarak itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği; alacaklının istinaf talebi üzerine ... Adliye Mahkemesince, ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, buna göre itirazın süresinde olmadığı ancak bu hususun istinaf sebebi yapılmadığı gerekçesi ile HMK’nın 353/...-b-.... maddesi uyarınca istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği görülmektedir....
tebligatının ve 26/05/2021 tarihli kıymet takdiri bilirkişi raporu tebligatının iptali ile usulsüz tebliğden haberdar olunan 20/10/2021 tarihinin ödeme emrinin ve kıymet takdiri bilirkişi raporunun tebliği tarihi olarak kabul edilmesini, dosya kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2019/25937 esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, tebligat yapılan “ Uğur Mumcu Mahallesi K caddesi No:37 D:5 Sultangazi İstanbul “ adresinde müvekkilinin hiç oturmadığını, mernis adresinin de farklı olduğunu, ödeme emrinin ilgisiz bir adrese tebliğe çıkarıldığını, herhangi bir şerh olmamasına rağmen TK 21/2. maddeye göre işlem yapıldığını söyleyerek tebliğ tarihinin 07.10.2019 olarak düzeltilmesine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, ödeme emrinin TK 10. maddeye göre borçlunun bilinen ve müvekkili kuruma öğrenci velisi olarak bildirdiği adrese yapıldığını, TK 21. maddeye göre ödeme emrinin tebliğ edildiğini, tebligatın usulsüz olduğu kabul edilse dahi davacı alacaklı kuruma kasten yanlış bilgi verdiği için kötü niyetli sayılacağını söyleyerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....