ın temyiz itirazlarına gelince; Genel haciz yolu ile yapılan takipte borçluların usulsüz tebligat şikayeti ve icra dairesinin yetkili olmadığını iddia ederek gecikmiş itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasını, ödeme emrinin iptalini talep ettikleri mahkemece borçluların takipten 09.07.2015 tarihli haciz tutanağıyla bu tarihte haberdar oldukları ve öğrenme tarihine göre usulsüz tebligat şikayetinin yedi günlük sürede ileri sürülmemiş olması gerekçesiyle diğer itirazların bu aşamada incelenmesine yer olmadığından bahisle istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur....
Borçlu, yetkili icra dairesinden gönderilen ödeme emrinin usulsüz olduğunu, usulsüz tebligattan 03/02/2015 günü haberdar olduğunu ileri sürerek 04/02/2015 tarihli itirazları gereğince takibin durdurulmasını istemiş olup, borçlunun bu yöndeki istemi, tebligat usulsüzlüğü şikayeti olmakla, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda; 22/01/2015 günü tebliğ edilen örnek 7 ödeme emrinden borçlu 03/02/2015 tarihinde haberdar olduğunu beyan ederek, bu tarihten itibaren yasal yedi günlük süreden sonra 25/02/2015 tarihinde icra mahkemesine başvurmuştur. O halde mahkemece, tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ile ödeme emrinin yasal şartları taşımadığı ve İİK'nın 61. maddesine dayalı dayanak belgenin ödeme emri ekinde tebliğ edilmediği şikayetlerine ilişkindir. Aliağa İcra Müdürlüğünün 2017/2740 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından borçlu davacı aleyhine 990.700,00 TL asıl alacak ve ferilerinin tahsili amacıyla başlatılan ilamsız takip olduğu, ödeme emrinin davacı borçluya 04/08/2017 tarihinde "adreste şirket yetkilisi olduğunu beyan eden Caner Duman'a tebliğ edilmiştir" şerhiyle tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İİK'nın 18/3. maddesi gereğince aksine hüküm bulunmayan hallerde, duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de; anılan takdir yetkisi mutlak bir seçimlik hak olmayıp, halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda mahkemenin takdir yetkisini duruşma yapmaktan yana kullanması gerekmektedir....
ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emrinin 30.01.2020 tarihinde yurt dışında yaşaması sebebiyle iade geldiğini, alacaklı vekili tarafından yurt dışı adresi olduğu iddia edilen "80 Stevens Street Freeport 115209988 Newyork USA" adresine tebligat yapılması talebi üzerine, ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığını, tebligat yapılamaması üzerine MERNİS adresine TK'nın 21/2 uyarınca MERNİS şerhli yapılan tebligatın usule uygun olmadığını, tebligatın çıkarıldığı tarihte "S.Bergen G1 Freeport 11520 Newyork USA adresinde ikamet ettiğini, Türkiye'de isim değişikliği talebinde bulunarak ismi ... olarak değiştirilmiş olsa da Amerika'da Veli Çömlekçioğulları olarak kayıtlı olduğunu, çıkarılan tebligatların hepsinin ... adına çıkarıldığını ileri sürerek ödeme emrine karşı haklı nedenle gecikmiş itirazlarının ve itiraz sebeplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. 01.06.2021 Tarihli duruşmada; 21.2.2020 tarihinden itibaren Türkiye'de MERNİS adresinde ikamet ettiğini beyan etmiştir....
ile gecikmiş itirazlarının kabulüne, takibin ve ödeme emrinin iptali ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....
Dairemizin kararından sonra yapılan yargılama sonucunda ilk derece mahkemesi; davacı borçluların usulsüz tebliğ şikayetinin yasal süresinde olduğu, her iki davacı/borçlu yönünden yapılan ödeme emri tebliği mazbatalarının incelenmesinde yapılan tebliğ işleminin Tebligat Kanunun 21., Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30.-31. maddelerine aykırı ve usulsüz olup, her iki borçlu yönünden usulsüz tebligat şikayetinin yerinde olduğu, bu nedenle yetki itirazının incelemesine geçildiği, takibe konu çekte adresin Malatya olduğu, davacının yetki itirazında haklı olduğu gerekçesiyle usulüne uygun yetki itirazının kabulüne, sair itiraz ve şikayetler hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/337 Esas sayılı dosyasıyla usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin davanın sonuçlanmadan ve henüz kesinleşmeden imzaya ve borca itiraz davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, usulsüz tebliğ şikayeti davasında hatalı karar verilmemiş olsaydı davanın süresinde olduğunun anlaşılacağını, takip dayanağı çekte imzanın davacıya ait olmadığını ve davacının borcunun bulunmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacının, çeke dayalı kambiyo takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasıyla İstanbul 1....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından, müvekkili hakkında Ortaköy İcra Müdürlüğü'nün 2011/194 Esas, 2011/594 Esas, 2011/597 Esas sayılı dosyalarıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipler yapıldığını, müvekkilinin takiplerden 15/03/2019 tarihinde haberdar olduğunu, ödeme emirlerinin doğrudan müvekkilinin mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesi uyarınca tebliğ edildiğini, öncelikle borçlunun bilinen son adresine tebligat gönderilmesi gerektiğini, tebligatın yapılamaması halinde ise Tebligat Kanununun 21/2 maddesi uyarınca tebligat yapılması gerektiğini, ancak müvekkili aleyhine davalı tarafından yürütülen icra takiplerinde ödeme emrinin tebliğ işlemlerinin tamamının doğrudan Tebligat Kanunun 21/2 maddesi uyarınca gerçekleştirildiğini, açıklanan sebeplerle dosya kapsamında müvekkiline yapılan tüm tebligatlar usulsüz olduğundan; öncelikle ödeme emirlerinin iptali ile tüm hacizlerin...
Tebligat Kanununun 32.maddesine göre tebliğ işlemi usulsüz olsa bile muhatap tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Tebligat usulsüzlüğü şikayeti İİK.nın 16/1.maddesine göre öğrenme tarihinden itibaren yasal yedi günlük süreye tabidir. Davacı taraf söz konusu icra dosyasından adına çıkartılan ödeme emrinin usulsüzlüğünü ileri sürmekte ise de; 06/05/2022 havale tarihli dilekçesi ile takip dosyasına itirazda bulunduğu, en geç bu tarih itibariyle tebligat usulsüzlüğünden haberdar olduğunun kabulü gerekeceği, bu şekilde usulsüz tebligattan haberdar olunduğu halde ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin 06/05/2022 öğrenme tarihine göre yasal yedi günlük süreden sonra 01/06/2022 tarihinde yapıldığı görülmüş, usulsüz tebligat şikayetinin süresinde ileri sürülmediği anlaşılmıştır....
ilişkin olan dayanak belgelerin ödeme emrine eklenmesi ve bu belgelerin ödeme emri ile birlikte borçluya tebliğ edilmesi gerekirken somut olayda müvekkili şirketi yetkilisinin yerleşim yeri adresine usulsüz bir tebliğ yapıldığını, bu tebliğin ekinde dayanak belgeler olmadan sadece ödeme emrinin gönderilmiş olması iptal gerektireceğini belirterek, bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....