Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

na tebliğ edildiğini bunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkil ...'in diğer vekilinin Av. ... olduğu ona tebligat çıkarılması gerektiğini bu nedenle tebligatın iptalini talep ve dava etmiştir. Somut olayda, kıymet takdiri talimat yoluyla, Denizli 1. İcra Müdürlüğünce yapılmış olsa da uyuşmazlığın davacının usulsüz tebligat şikayetine ilişkin olduğu anlaşılmakla şikayeti inceleme yetkisi Bakırköy 10. İcra Hukuk Mahkemesine aittir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince; Bakırköy 10. İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 29/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Uyuşmazlık; Usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraza ilişkindir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; İstinafa konu gerekçeli kararda Hakim sicilinin bulunduğu bölümde katip sicilinin yer aldığı, katibin sicilinin bulunduğu kısımda ise kararı yazan katibin sicili bulunmayıp karar duruşmasına katılan katibin sicilinin yer aldığı görülmüş ise de, Uyap sisteminden yapılan incelemede gerekçeli kararın karar başlığında belirtilen ilgili hakim ve katip tarafından e-imza ile imzalandığı anlaşıldığından belirtilen bu yanlışlık maddi hata olarak değerlendirilmiş olup, yapılan incelemede; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun "Bilinen Adreste Tebligat" başlığını taşıyan 10. maddesinde; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır....

    karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de yasal olmadığını beyanla, istinaf talebinin kabulü ile usulsüz tebligat şikayetinin reddine ve müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....

    XXV, Y. 2021, Sa. 2 179,, s.15 ), takibe konu senette İstanbul ve Karşıyaka İzmir olmak üzere 2 farklı düzenleme yerinin gösterildiği bu durumun TTK 777/4 maddesine uygun olmadığı davaya konu senedin kambiyo vasfında olmadığı gerekçesi ile, şikayetçinin usulsüz tebliğe ilişkin şikayeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, şikayetçinin yetki itirazı yerinde görülmediğinden reddine, şikayetçinin takibe konu senedin kambiyo vasfına haiz olmadığına yönelek şikayetinin kabulü ile, Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğünün 2021/32249 esas sayılı dosyasındaki takibin iptaline karar vermiştir. Davalı/alacaklı istinaf dilekçesinde; takibe konu senedi ciro yoluyla aldığını, borçlunun ilgili senet üzerine senet düzenlenirken yazdırdığı adresin aynı zamanda tebligat adresi niteliğinde olduğunu, 5 günlük itiraz süresinin aşıldığını, itirazın geçersiz olduğunu, borçlunun itirazının haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

    Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: *Davacı Oğuz Yılmaz'ın usulsüz ödeme emri tebliğ şikayeti yönünden yapılan incelemede; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır....

    Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı borçluların usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, ödeme emrinin davacı borçlulara tebliğ tarihinin 09.03.2020 tarihi olarak düzeltilmesine, karar verilmiştir. Kararın davalı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalı alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

      Tebligat usulsüz olsa dahi, borçlu Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre usulsüz tebligatı öğrendiğini beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi sayılacağından, bu hususta bir şikayeti olmayan borçlu yönünden tebligat parçasında yazılı tebliğ tarihinin geçerli olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde alacaklının takibin kesinleşmesi nedeniyle haciz konulma talebinin icra müdürlüğünce reddedildiği, bu ret kararının icra mahkemesinde şikayet yolu ile iptalinin istendiği, mahkemece bu ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu, tebliğ çıkaran merciin tebligatın yasaya uygun olup olmadığını denetleme görevi bulunduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir....

        mazbatasında bulunması gereken bilgiler ve tanzimi'' başlıklı Tebligat Yönetmeliği'nin 35. maddesinin (f) bendinde ise ''30 uncu ve 31 inci maddelerdeki durumların gerçekleşmesi halinde bu hususlarla ilgili hangi işlemlerin yapıldığının, adreste bulunmama ve kaçınma için gösterilen sebebin tebligat mazbatasına yazılacağının" hüküm altına alındığı görülmüştür....

        Maddesine göre "taşınmaz ipotek alacaklısı yetkili veya taşınmazın bulunduğu yer icra dairesinden.... " demek suretiyle yetki konusunu düzenlemiştir. Dosya içerisinde bulunan resmi senette Bayburt icra mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkisini taraflarca düzenlendiği anlaşılmıştır. Davacı tarafın usulsüz tebligat iddiasının incelenmesinde; Bayburt İcra Müdürlüğü'nün 2020/153 E. Sayılı takip dosyasında davacı - borçluya "Caferağa Mah. Ertüzün Sok....

        DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Öncelikle belirmek gerekir ki; davacı tarafça dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayetinin yanında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemi de yer almakta ise de davacı vekilinin yargılama sırasındaki yazılı ve sözlü beyanlarında davalarının yalnızca usulsüz tebligat şikayetine yönelik olduğunu beyan etmesi karşısında artık davaya usulsüz tebligat şikayeti olarak devam edilmesi gerektiğinden mahkemece davacı tarafın menfi tespit istemi hakkında hüküm kurulması yerinde değildir. Öte yandan taraf teşkili dava şartı olduğundan, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Şikayet, İcra ve İflas Hukukunda düzenlenmiş kendine özgü bir yol olup, Medeni Usul Hukuku kapsamında bir dava veya kanun yolu değildir....

        UYAP Entegrasyonu