Mahallesi 60023 Sokak No:32/1 adresine tebligat çıkartıldığı, muhatabın yurt dışında olduğundan bahisle bu tebligatın da bila tebliğ iade edildiği ve adres kayıt sistemindeki adresine gerekli şerh verilerek T.K.’nun 21/2’ye göre usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 65/2. maddesine göre ise; “Ancak borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye ve mütaakıp fıkra için yapılacak duruşmaya taallük eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur.” Bu durumda, borçlunun gecikmiş itirazlarını, maninin kalktığı ve yurtdışından döndüğü 21.11.2019 tarihinden itibaren 25.11.2019 tarihinde üç gün içerisinde icra mahkemesine bildirdiğinden Bölge Adliye Mahkemesince, gecikmiş itirazın esasının incelenmesi gerekirken süreden red kararı verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7....
beyan eden kişinin sıfatını ve ismini açıkça belirtmesi gerektiğini, bu işlemin usule aykırı olduğunu, şikayete konu tebligatın usulsüz yapıldığını, Afyonkarahisar İcra Müdürlüğü'nün 2020/7817 Esas sayılı icra takibine usulsüz tebligat nedeniyle geçikmiş itirazlarının kabulüne, icra takibinin durdurulmasına, hacizlerin kaldırılmasına, ödeme emrinin iptaline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....
tamamına yönelik araştırma yapılıp yapılmadığının belli olmadığını, davacı tarafın gecikmiş itiraz taleplerinin de kabul edilebilmesinin mümkün olmadığını, şehir dışında seyahatte olunmasının İİK'nın 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz bakımından bir mazeret olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararının Dairemizce istinaf yoluyla tetkikinin istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Dairemize gönderilmiş olup, dosya içerisindeki tüm bilgi ve belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Gaziantep İcra Müdürlüğünün 2019/125872 Esas sayılı takip dosyası ile alacaklısı T3 görünen dosyadan askerde olduğu dönemde ev adresine tebligat yapılarak ödeme emrinin usulsüz olarak muhtara tebliğ edildiğini, bu nedenlerden dolayı şikayetin kabulü ile usulsüz tebligat nedeni ile takibin iptaline ve ödeme emrinin iptaline, usulsüz tebligat nedeni ile icra dosyasının öğrenme tarihi olan 09/09/2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilerek gecikmiş itirazın kabulüne, yetkiye takip konusu borcun tamamına, icra takibine, işlemiş faize, işleyecek faize, faiz oranına, ferilerine ve ödeme emrine itiraz ederek takibin...
Davacının talebi değerlendirilerek tebligat tarihinde ceza infaz kurumunda olup olmadığının araştırılması bundan sonra usulsüz tebligat veya gecikmiş itiraz konusunda vasıflandırma yapılarak gerekirse gecikmiş itirazın incelenerek karar verilmesi gerekirken, yargılama işlemlerinin eksik bırakıldığı anlaşıldığından, davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 3....
Borçlu başvuru dilekçesinde; kendisi adına tebligat yapılan ...’ın güvenlik görevlisi olduğunu ve bu kişinin kendi konutunda oturmadığı gibi, TK’nun 21. maddesine göre de tebligatın usulsüz olduğunu iddia etmiş olup, mahkemece, borçlunun iddiası doğrultusunda hiç bir araştırma yapılmaksızın tebligatın usulüne uygun olduğu kabul edilerek hüküm kurulması doğru değildir. Mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti yönünden borçlunun iddiası doğrultusunda araştırma yapılarak tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince şikayetçiden takibi öğrenme tarihi sorularak, usulsüz tebligat şikayetinin İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca (7) günlük süre içinde yapıldığının tespiti halinde tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, öğrenme tarihine göre itirazın süresinde yapıldığı sonucuna varılırsa borçlunun itirazlarının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2021 NUMARASI : 2020/852 ESAS, 2021/225 KARAR DAVA KONUSU : İtiraz (İcra Takibine Gecikmiş İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Bakırköy 12. İcra mdnün 2020/9560 esas sayılı dosyasında aleyhine takip başlatıldığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, tebligat yapılan adreste hiçbir zaman yaşamadığını, Papatya 2. Sk no:13 Alkent 2000 Mah. Büyükçekmece /İstanbul adresinde ikamet ettiğini söyleyerek ödeme emri tebliğ tarihinin 03/11/2020 olarak düzeltilmesini istemiştir....
Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, usulsüz tebliğ şikayeti ile gecikmiş itirazın vazgeçme (feragat) nedeniyle reddine ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır. Buna göre, Dairemizce incelenmesi istenen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, İİK’nun 365/1-son maddesinde belirtildiği üzere KESİN nitelikte olduğundan, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK'nun 364. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 366.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352.maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 03/02/2021gününde oy birliğiyle karar verildi....
Dava dilekçesinde belirtildiği üzere İİK'nın 65.maddesi kapsamında gecikmiş itiraz yönünden yapılan incelemede de, borçlunun itirazına engel bir durum bulunmadığı gibi engelin kalktığı günden itibaren 3 gün içerisinde yapılan bir itiraz olmadığı anlaşıldığından gecikmiş itirazın da uygulanma alanı bulunmadığı görüldüğünden takibin kesinleşmesi sebebiyle borçlunun mal varlığına haciz konulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, somut olayda komşunun evrakı almak istememesi ve imza vermekten kaçınması nedeniyle usulüne uygun olarak kapıya da haber kağıdı yapıştırılarak mahalle muhtarına tebligat evrakının bırakıldığını, mevzuata göre yapılması gereken her adımın tam ve eksiksiz olarak gerçekleştirildiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddesi hükümleri uyarınca yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeni araştırılarak komşu, kapıcı, yönetici beyanının alınması, beyanda bulunan kişinin mutlaka adı ve soyadı ile sıfatının (komşu, kapıcı, yönetici) tebligat parçasına yazılması gerekir....