Dava dilekçesi kapsamına göre uyuşmazlık usulsüz tebligat şikayeti ve imzaya itiraz olarak değerlendirilmiş olup, öncelikle taraf teşkili yönünden yapılan incelemede, her ne kadar davalı vekilince taraflarına husumet yöneltilmeyeceği iddia edilmiş ise de takip alacaklısı davalı olduğundan husumetin kendisine yöneltilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmış olup, usulsüz tebligat şikayeti yönünden yapılan değerlendirmede; Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça...
Somut olayda ise borçlunun icra mahkemesine başvurusunda iflas ödeme emri tebligatına ilişkin tebligat usulsüzlüğü şikayetini ileri sürdüğü, aynı tarihte icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile aynı iddia ile birlikte borca itirazda bulunduğu, icra müdürlüğünce tebligat usulsüzlüğü iddiası ve gecikmiş itirazın mahkemece değerlendirileceğinden bahisle istemin reddedildiği görülmektedir. İflas ödeme emrinin borçluya tebliğinde kanuna aykırı bir işlemde bulunulmuşsa, borçlunun başvuracağı yol İİK'nun 16. maddesinde düzenlenen şikayet yoludur. Zira, İİK’da, 171/3. maddede sayılan nedenler dışında yer alan usulsüz tebliğ şikayeti için de icra dairesine gidileceği yönünde bir hükme yer verilmemiştir. Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayeti ve istinaf nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin İİK'nun 172. maddesi gereğince reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Bu durumda alacaklının haciz isteme hakkı düşmediğinden takibe devam edilebilmesi için İİK'nun 78/5. maddesi gereğince harç alınmasına ve borçluya yenileme emrinin tebliğine gerek bulunmamaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12-258 E., 91/344 sayılı kararı). Ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmiş olması takibin iptali nedeni olamaz. Yukarıda da belirtildiği üzere bu durumda tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesi ile yetinilmesi gerekir....
Müh.adına usulsüz tebligat şikayetinin süreden reddine karar verildiğini ancak dava dilekçelerinde de belirtildiği üzere usulsüz değil ortada bir tebligatın olmadığını, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmaması sebebiyle icra takiplerinde de taraf ehliyetinin olmadığını, kanuni bir değeri olmayan tebligata dayalı yapılan takibin süreye bağlı olmadan iptali gerekirken mahkemece süre değerlendirmesi yapılması ve dosyanın özüne girilmemesinin alenen hak kaybına yol açtığını, müvekkilinin adi ortaklığın yönetici ortağı olarak ......
DAVA Borçlu icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, alacaklı tarafından yerleşim yeri adresi bilinmesine rağmen Tebligat Kanununun 10. maddesine göre bu adres yerine iş yeri adresine tebligat yapıldığını, tebliğ mazbatasında imza bulunmadığı gibi kapıya haber kağıdı yapıştırılmadığını ileri sürerek tebliğ tarihinin 28.06.2021 olarak düzeltilmesine, hacizlerin kaldırılmasına, ... icra müdürlükleri yetkili olduğundan icra müdürlüğünün yetkisizliğine, takibe konu bonolar dolandırıcılık sonucu elde edildiğinden takibin iptaline ve alacaklı aleyhine takip miktarının % 20'sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı, tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu ve itirazların sürede olmadığını ileri sürerek itirazın ve şikayetin reddi ile borçlunun %20'den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A....
Ancak anılan tebligat mazbatasına göre muhattabın nerede olduğunun tespit edilemediği gibi tevziat saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceği de yazılı olmayıp yapılan tebliğ işlemi usulsüzdür. Bu nedenle davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne TK.nun 32. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 20/08/2020 olarak düzeltilmesine dair" dair karar verildiği görülmüştür....
İcra Müdürlüğü'nün 2017/21402 esas sayılı dosyası incelendiğinde bildirilen adres değişikliğinden 5 gün sonra taraflarınca bu adrese tebligat gönderildiğini ancak bu tebligat ilgili adreste de tebliğ olamadığının görüldüğünü, davacının açmış olduğu haksız ve dayanaksız davanın reddine, teminat karşılığında takibin durdurulmasına yönelik kararın kaldırılmasına karar verilmesini savunmuştur. YEREL MAHKEME KARARI; Mahkemece, "... 1- )Usulsüz Tebligata Yönelik Yapılan Şikayetin İncelenmesinde: 7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. 1) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir....
nun hiç bir vekalet görevi olmadığını, bu avukata verilen yetki belgesinde iki dosya için yetki verildiğini, icra dosyası için yetki verilmediğini, icra dosyasında bir keşif tutanağı olmadığını, dosyanın bilirkişiye 03.12.2020'de teslim edildiğini, bilirkişinin eve geldiğinin öğrenilmesi üzerine derhal şikayettte bulunulduğunu, keşif tutanağı olsa bile haczin o gün öğrenildiğine dair dosyada bilgi olmadığını, icra emri tebligat usulsüzlüğü ve öğrenme tarihinin tebliğ tarihi sayılmasına ilişkin şikayetinin bulunmadığı gerekçesinin de hatalı olduğunu, çünkü şikayet dilekçesinde "vekaletnamede tek yetkili avukat olmasına rağmen bir başka avukata icra emri tebliği ile takibin kesinleştirilmesi de dayanaksızdır" ifadesinin olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, doğru vekile icra emri tebliğ edilmeden takibin usulsüz olarak kesinleştirildiği şikayeti ile meskeniyet şikayetine ilişkindir. 2....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirkete tebligat daimi çalışanı Ertuğrul Argımar'a tebliğ edildiğini, daimi bir çalışanın, işverininden habersiz iş yapmasının mümkün olmadığını, keza, tebligatın amacının tebligat konusu ile ilgili olan kişilerin bilgilendirilmesi olduğunu, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu' nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılacağını, usulsüz yapılan tebliğin, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacağını, kaldı ki, davacı şirkete yapılan tebligatların sürekli daimi çalışanı olan Ertuğrul Argımar tarafından alındığını, tebliğ işleminin tebligat kanuna uygun olduğunu, davacı şirket için usulsüz tebliğ şikayeti yönünden davanın reddinin gerektiğini belirtmiştir. Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, usulsüz tebligat şikayeti, borca itiraz ve takibin iptali istemlerine ilişkindir. Eskişehir 6....
yapılan adres olup, davacı borçlunun bu yöndeki iddiaları yerinde görülmemiş ise de; icra dosyasında yapılan incelemede; davacı borçluya sadece bir kez tebligat yapıldığı, yapılan tebligatın da doğrudan TK 21/2 maddesine göre yapıldığı ve tebligat parçasının muhtara teslim edildiği, icra müdürlüğünce 13/07/2020 tarihli müzekkere cevabına göre de, davacı borçluya bu tebligattan önce yapılan bir tebligatın bulunmadığı, TK'nın 21/2 maddesine göre davacı borçlunun mernis adresine öncelikle adresin mernis adresi olduğuna ilişkin bir şerh düşülmeden normal tebligat çıkarılması, iade dönmesi halinde TK 21/2 maddesine göre tebligat çıkarılması gerektiği, somut olayda ise, davacı borçluya öncelikle normal tebligat çıkarılması gerekirken bu yola gidilmeksizin TK 21/2 maddesine göre tebligat çıkarılması usulsüz olup, davacı dilekçesinde her ne kadar bu hususa değinmemiş ise de, neticei talepte usulsüz tebligat şikayet yoluna başvurduğundan usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile icra dosyasında yapılan...