İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödeme emri tebligatının usule aykırı yapıldığına yönelik değerlendirmelerde isabet bulunmadığını, tebligatın usule uygun şekilde yapıldığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusu 17.05.2021 tarihli ek kararla ve kararın kesin olduğundan bahisle reddedilmiş, davalı vekilince ek karar ve asıl karara yönelik süresinde yeniden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, tebligatın şirket adresine yapıldığını ve takibe itiraz edilmediğini, tebliğ usulüne uygun olduğundan davanın reddi gerektiğini beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. Maddesine dayalı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile şikayete ilişkindir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesi uyarınca daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır. Bu durumda, anılan maddeye göre tebligat yapılabilmesi için, muhatabın ticaret sicilinde kayıtlı adresine çıkartılan tebligatın bila tebliğ iade edilmiş olması zorunludur....
den rücuen tahsili amacıyla icra takibi başlatılmadan önce Dikili Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/117D.İş sayılı dosyasında ihtiyati haciz kararı alındığını ve söz konusu kararın uygulandığını, akabinde ise ihtiyati haczin kesin hacze çevrilmesi amacıyla borçlulara 7 örnek ödeme emri tebliğe çıkarıldığını ve her iki borçlu tarafından süresinde ayrı ayrı borca itiraz edilmiş olması sebebiyle takibin durdurulmasına karar verildiğini, takibin durması akabinde, alacaklı tarafça süresi içerisinde itirazın iptali yahut kaldırılması davası açılmamış olması sebebiyle taraflarınca 05.04.2016 tarihli dilekçe ile dosyadaki tüm hacizlerin kaldırılmasının talep edildiğini ve icra müdürlüğünce dosyanın incelenmesinde süresi içerisinde açılmış bir dava olmadığı tespit edilerek taleplerinin kabulü ile hacizlerin fekkine karar verildiğini, bunun üzerine alacaklı tarafça 26.06.2017 tarihinde Uyap sistemi üzerinden gönderilen dilekçe ile; icra dosyasındaki itirazın iptali amacıyla İzmir 5....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini, tebligatın yapıldığı belirtilen adresin müvekkilinin adresi olmadığını, daimi çalışan olarak belirtilen şahsı müvekkilinin tanımadığını, takibi 12/11/2019 tarihinde öğrendiklerini belirterek usulsüz ödeme emri tebliğ işleminin iptali ile ıttıla tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine, müdürlüğe yaptıkları itiraz süresinde olduğundan takibin durdurulmasına, müvekkilinin araçlarına ve maaşına konulan hacizlerin kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
iptaline, bu iptal nedeniyle ödeme emrinin iptaline, yaptılan itirazın kabulüne ve dosyadaki hacizlerin kaldırılması ile yakalama koyulup bağlanan müvekkile ait olan 34 XX 892 plakalı aracın derhal müvekkile tesliminin sağlanmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/48 Esas, 2022/279 Karar sayılı dosyasında verilen şikayetin süre yönünden reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı hakkında İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2018/13408 esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığını, takibe dayanak ipoteğin zorunlu ipotek olduğunu, bu nedenle ipoteğin haczedilmezlikten feragat anlamına gelmediğini, davacının usulsüz tebligat nedeniyle takipten haberinin olmadığını ve takibi dava tarihi itibarıyla öğrendiğini, taşınmazına davacının haline münasip tek evi olduğunu, İİK'nın 82. maddesi gereği taşınmazın satılmasının mümkün olmadığını belirterek taşınmaz üzerindeki ipotek ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 Sayılı Kanunla değişik İİK'nin 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından bu yöndeki isteğin oybirliği ile reddine karar verildikten sonra işin esası incelendi: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile (Örnek 12) takipte, borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile birlikte borca itiraz ederek takibin iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince; davanın kabulüne, tebligat usulsüzlüğünün tespiti ile öğrenme...
İtirazın iptali kararının kaldırılmasından sonra icra müdürlüğünce takibin doğrudan durdurulması ve takibin ilerlemesini sağlayacak hiçbir işlemin yapılmaması gerekir. Aksi hal, bu işlemlerin hükümsüzlüğü sonucunu doğurur. Ancak, icranın iadesi, hacizlerin kaldırılması gibi işlemler ise ilamın kesinleşmiş olmasına bağlı olup ilam kesinleşmeden hacizler kaldırılamaz ve icra iade edilemez. Somut olayda; itirazın iptaline dair ilamın istinaf mahkemesince kaldırılması üzerine takip yasa gereği kendiliğinden durmuş olup, icra müdürlüğünce gerek taraflardan birinin başvurusu gerekse re'sen takibin durdurulması gerekirken, alacaklının bu yöndeki talebinin kesinleşmiş ilamın ibraz edilmesi şartına bağlı tutulmasına dair 11.03.2022 tarihli kararı İİK'nın 40. maddesine açıkça aykırıdır. Ancak, davacı borçlu vekili ayrıca hacizlerin de kaldırılması isteminde bulunduğundan, icra müdürlüğünce ilamın kesinleşmesinin aranması, hacizlerin kaldırılması talebi yönünden yerinde ve isabetlidir....
malul kalması sebebiyle hükmedilen tazminatları ilama dayalı olarak ödendiğini, dolayısıyla fazla ödenen tutarlar faizden kaynaklı olmakla faize faiz işletilmek suretiyle fazla para tahsilatı şeklinde başlatılan takibin usulsüz olduğunu, usul ve yasaya aykırı hacizler sebebiyle mağdur edilen davacının mağduriyetinin önlenmesi için hacizlerin ivedilikle kaldırılmasını, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; avacının iddialarının asılsız ve mesnetsiz olduğunu, takibin yetkili icra müdürlüklerinde başlatıldığını, yapılan tebligatların TK'nun 20. maddesine göre usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: Konya 10. İcra Müdürlüğünün 2020/4424 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Davacı borçlulara yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu kanaatine varılarak şikayetin kabulü ile davacılara ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir....