WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacı tarafından usulsüz tebliğ şikayeti ile takibin iptali talebi yanında icra emrinde asıl alacağın nelerden ibaret olduğu, aylık nafakanın kimler adına ve ne nafakası olarak talep edildiği icra emrinde yazmadığından ayrıca müşterek çocuk Batuhan 07/06/2020 tarihinde 18 yaşını doldurduğundan ve müşterek çocuk davacı annesi ile birlikte yaşadığından icra emrinin iptali talebinde de bulunulmuşsa da ilk derece mahkemesince, davacının usulsüz tebliğ şikayeti, icranın ve takibin iptali taleplerine dair hüküm kurulmasına rağmen hükmün gerekçe kısmında davacının dava dilekçesindeki gerekçeleri değerlendirilerek icra emrinin iptali talebi hakkında herhangi bir değerlendirmede bulunulmamıştır....

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayetine ve gecikmiş itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İcra İflas Kanunu 16. madde, 65. madde, Tebligat Kanunu 21. madde. 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2.Temyizen incelenen karar, tebligat usulsüzlüğünden dolayı tebliğ tarihinin değiştirilmesi gecikmiş itiraz değildir. Yapılan tebligat Teb. Kan. 21/2. maddesine göre usule uygundur....

    DELLİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık; ödeme emrinin usulsüz tebliği ve takibin iptali talebinden ibarettir. Genel haciz yoluyla başlatılan takiplerde asıl olan ödeme emrinin tebliğinden itibaren kanuni süresi içinde itirazın icra müdürlüğüne yapılmasıdır. Kanuni süreden kasıt ise, ödeme emrinin usulsüz tebliğine dair iddianın öğrenilmesi tarihinden itibaren 7 gün içinde usulsüz tebligat şikayetinin icra mahkemesinde İİK. 16/1 maddesi gereğince dava ikamesi ile olacağı aşikardır. O halde, davacı asıl tarafından icra takip dosyasına ibraz edilen borca itiraz dilekçesinde takipten 12/01/2021 tarihinde haberdar olduğunun bildirilmiş olması anılan tarihten itibaren 7 günlük süre içinde dava açması halinde usulsüz tebligat iddialarının yargılaması yapılacağı aşikardır. Ancak, davacı tarafça davanın açılma tarihi nazara alındığında kanuni süresi içinde öğrenme tarihinden itibaren açılmış davanın bulunmadığı sabittir....

    Maddelerine uygun olduğu, borca itirazların ise icra müdürlüğüne yapılması gerektiği gerekçesiyle, şikayetin ve itirazın reddine dair 2021/101 E 2021/326 K sayılı karar verilmiştir. Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık deliline dayanmış olmalarına rağmen mahkemece tanıklarının dinlenmediğini, kaldırma kararının aksine delillerinin toplanmadığını, tebliğ işleminin usulsüz olduğunu beyan etmiş, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır. GEREKÇE: Dava, genel haciz yolu ile ilamsız takipte ödeme emri tebliğinin usule uygun olmadığı şikayeti ile birlikte borca itiraz nedeniyle takibin iptali taleplidir. Borca itirazların reddine ilişkin karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmamıştır. İstinaf incelemesi usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin yapılacaktır. T.K.'...

    İcra Dairesinin 2019/31397 sayılı dosyasında davalı aleyhine takip başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, borca itiraz eden davalının takibe konu senetteki imzaya itiraz etmediğini, bu nedenle takip konusu senedin İİK 68/a maddesi kapsamında belirtilen imzası ikrar edilmiş belgelerden olduğunu, borcun ödendiğinin de ispatlanamadığını söyleyerek itirazın kaldırılmasına, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; alacaklı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetiyle birlikte imzaya itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin ve imza itirazının kabulüne karar verildiği görülmektedir. Usulsüz tebligat şikayeti yönünden yapılan incelemede; Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri uyarınca; yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeninin yönetmelikte belirtilen kişilerden beyanının alınması, beyanda bulunan kişinin mutlaka adı ve soyadının ve sıfatının tebligat parçasına yazılması gerekir. Aksi halde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olur. (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12- 258 E. - 91/344 K. sayılı kararı)....

    Noterliğinin 03093 no’lu 02.02.2016 tarihli yazısıyla gönderildiği, ihtarnamenin ekinde hesap özetinin yer aldığı görüldüğü, takibin niteliği ipoteğin paraya çevrilmesi olduğu ve her durumda alacağın tahsili ipotek bedellerini aşmayacağı,davacı kat ihtarına süresinde itiraz etmiş olduğundan ve dilekçesinde de borca itiraz ettiğinden itirazlarına yönelik olarak 30.12.2019 tarihli kök rapor ve tarafların itirazları doğrultusunda 26.03.2020 ve 12.10.2020 tarihli ek rapor düzenlettirilmiş olup 12.10.2020 tarihli rapor denetime elverişli ve hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu kanaatine varıldığından davacının şikayeti bu bakımdan kabul edilmiş, dolayısıyla ilk derece mahkemesince verilen şikayetin kısmen kabul kısmen reddine dair kararın doğru istinaf nedenlerinin ise yerinde olmadığı ilamlı takip yapılmasında ve icra emri düzenlenmesinde bir hata olmadığı gibi üst limit ipoteği de olmadığı ve aşılmadığı, kat ihtarına itiraz etmekle ıttıla ettikleri, dava dilekçesindeki bütün şikayet sebeplerinin...

    Somut olayda, davacı borçlu tarafça, dava dilekçesinde sair itiraz ve şikayetlerin yanı sıra ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiği, borca faize ve ferilere ve zaman aşımına itiraz istemleri ileri sürülmüş, mahkemece belirtilen bu hususlardan, usulsüz tebligat şikayeti konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Gerekçeli kararda sadece borca itiraz yönünden inceleme yapılarak sonuca gidilmiştir. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355. Maddesi uyarınca, dairemizce resen nazara alınması zorunlu olduğundan; davacı tarafın istinaf sebepleri bu aşamada değerlendirilmeksizin, HMK'nun 355 ve 353/1- a-6 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen eksikliklerin giderilerek usulüne uygun şekilde hüküm kurulması için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, oy birliği ile karar verilmiştir....

    Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın hatalı olduğunu, tebligat parçası incelendiğinde, tebligat zarfı üzerinde TK 21/2 maddesine göre tebligat yapılmasına ilişkin ibarenin bulunduğunu, TK 21/2'ye uygun olarak tebliğ işleminin gerçekleştirildiğini, usulüne uygun tebligat karşısında davacının takibe süresi içerisinde itiraz etmediğini ve takibin kesinleştiğini, bu itibarla davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafça her ne kadar ödeme emrinin iptali, yetki itirazı, imza itirazı ve borca itiraz edilmiş ise de bu itirazlar yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece bu yönde hüküm kurulmadığını ve davacı tarafça yasal süresinde takibe itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, ilamsız icra takibinde usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir....

    UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava; ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takipte takibin iptali istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Somut olayda davacı vekili, ödeme emrinin ve kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğini, ipoteğin teminat ipoteği olması nedeniyle ilamlı takip yapılmasının mümkün olmadığını, , mükerrer ipotek takibi yapıldığını, borca ve yetkiye itiraz ettiklerini belirterek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece takibin ilamlı takip olmayıp ilamsız takip olduğu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle ödeme emrine süresinde itiraz edildiğinin tespitine, takibin iptali isteminin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinafa başvurulmuştur....

    UYAP Entegrasyonu