WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, İİK'nun 82/1- 12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti davasıdır. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, davacının sosyal ve ekonomik durum araştırmasında bakmakla yükümlü olduğu eşi ve 2 çocuğunun bulunduğunun tespit edilmesine, bilirkişi raporunda davacının haline münasip evin değerinin 90.000,00- TL, dava konusu taşınmazın değerinin ise 101.608,10- TL olarak belirlenmesine, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve yeterli olmasına ve ilk derece mahkemesi kararında gösterilen gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Manisa 1....

İİK'nun 82/12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, şikayetçi borçlu ... adına kayıtlı şikayete konu taşınmazın tapu kaydına 26.02.2009'da ihtiyati haciz işlendiği, alacaklının 23.02.2009 tarihli talebi ile borçlu Serkan Toykar dışındaki borçlular yönünden ihtiyati hacizden feragat edildiğini bildirdiği, şikayetçi borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin 11.5.2009'da tebliğ edildiği, yani borçlu hakkındaki takip kesinleşmeden önce ihtiyati hacizden feragat edilmiş olduğundan taşınmazdaki 26.02.2009 tarihli ihtiyati haczin hükümsüz hale geldiği, alacaklının 24.4.2015 tarihli haciz talebi üzerine borçlunun şikayete konu taşınmazının tapu kaydına 13.02.2015'te yeni bir haciz şerhi işlendiği görülmektedir. Bu nedenle borçlunun yeniden konulan hacze karşı süresinde haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunan hakkı vardır....

    Davalılardan, borçlu ... 2012/104 Esas ve 2012/105 Esas sayılı dosyalar ile açılan haczedilmezlik şikayeti davasının neticelerinin beklenmesini ve davanın reddini savunmuş, davalı ... ve 536 sayılı parselin paylı maliki dahili davalı ... Göngür davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, haczedilmezlik şikayeti davalarının birleştirilerek yapılan yargılaması sonunda davanın reddine dair verilen kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin temyiz incelemesinde geçerek kesinleştiğine dair dosyalar getirtilerek yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, davalıların murisi adına kayıtlı 535, 536 ve 1337 parsel sayılı 3 adet taşınmazla ilgili olarak ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir....

      Buna göre, tebliğin usulsüz yapılması halinde ise mahkemece, muhatabın tebliğe muttali olduğu tarihin tespit edilerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir. Somut olayda mahkemeninde kabulü olduğu üzere borçlu tarafa yapılan ödeme emri tebliği uslsüzdür. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen nedenlerle usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebligat tarihinin düzeltilmesine ve tespit edilen tebliğ tarihine göre sair şikayet nedenleri hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan, hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde; “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır....

        Buna göre, tebliğin usulsüz yapılması halinde ise mahkemece, muhatabın tebliğe muttali olduğu tarihin tespit edilerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir. Somut olayda mahkemenin de kabulü olduğu üzere borçlu tarafa yapılan ödeme emri tebliği usulsüzdür. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen nedenlerle usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebligat tarihinin düzeltilmesine ve tespit edilen tebliğ tarihine göre sair şikayet nedenleri hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan, hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır....

          Buna göre, tebliğin usulsüz yapılması halinde ise mahkemece, muhatabın tebliğe muttali olduğu tarihin tespit edilerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir. Somut olayda mahkemeninde kabulü olduğu üzere borçlu tarafa yapılan ödeme emri tebliği uslsüzdür. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen nedenlerle usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebligat tarihinin düzeltilmesine ve tespit edilen tebliğ tarihine göre sair şikayet nedenleri hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan, hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır....

            Buna göre, tebliğin usulsüz yapılması halinde ise mahkemece, muhatabın tebliğe muttali olduğu tarihin tespit edilerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir. Somut olayda mahkemeninde kabulü olduğu üzere borçlu tarafa yapılan ödeme emri tebliği uslsüzdür. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen nedenlerle usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebligat tarihinin düzeltilmesine ve tespit edilen tebliğ tarihine göre sair şikayet nedenleri hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan, hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır....

              GEREKÇE : Usulsüz tebliğ şikayeti yönünden yapılan değerlendirmede, Davacı Ercan Yıldırım yönünden; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde; “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” denilmekte olup Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde ise; “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda, tebliğ memurunca muhatabın o sırada orada bulunmadığının belirlendiği, aynı konutta beraber oturan kişi olan eşe yapılan ödeme emri tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine uygun olduğu görülmüştür ( Yargıtay 12....

              Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; Mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti yönünden borçlunun iddiası doğrultusunda araştırma yapılarak tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi ve usulsüz tebligat şikayetinin İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca (7) günlük süre içinde yapıldığının tespiti halinde tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, öğrenme tarihine göre itirazın süresinde yapıldığı sonucuna varılırsa borçlunun imzaya vaki itirazının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti yönünden gerekli delillerin toplanması ve sonrasında oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken herhangi bir araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde sonuca gidilmesinin usul ve yasaya uygun bulunmadığı, bu durumda yargılama işlemlerinin eksik bırakıldığı anlaşıldığından davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, icra mahkemesine verdiği dilekçede, örnek 7 ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğinden ödeme emri tebliğ tarihinin öğgrenme tarihi olarak düzeltilmesini, usulsüz olarak konulan hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği mahkemece, tebligat usulsüzlüğü şikayeti değerlendirilmeden haczin kaldırılması şikayetinin husumet yokluğu gerekçesi ile reddine karar verildiği görülmektedir....

                UYAP Entegrasyonu