o adrese tebligat çıkarılacağı açıklanmıştır....
Tüm dosya kapsamından; Her ne kadar davacı tarafından haczedilmezlik şikayeti nedeniyle kendi taşınmazları üzerindeki hacizlerin fekki talep edilmiş ise de; haczedilmezlik şikayetinin 7 günlük süreye tabi olduğu, 103 davetiyesinin davacıya 09/12/2019 tarihinde TK.nun 21. Maddesine göre tebliğ edilmiş olduğu, bu tarih itibariyle haczin öğrenildiğinin kabulünün gerektiği 7 günlük süre geçtikten sonra 17/12/2019 tarihinde davanın açılmış olması nedeniyle davanın süre yönünden reddine karar vermek gerekmiş olup mahkememizce aşağıdaki hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davanın süre yönünden reddine" karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 5....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82/1- 12. maddesi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öğrenme tarihinin aksi ise ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....
Haczedilmezlik şikayeti İİK'nun 16/1.maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Bu kez, şikayete konu taşınmazın ihalesinin yapıldığı, Ayvalık İcra Müdürlüğünün 2013/722 Talimat sayılı dosyasının incelenmesinde; şikayetçi borçluya satış ilanın 10.09.2014 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçi borçlunun ise şikayet dilekçesinde satış ilanı tebligatının usulsüz olduğuna dair bir iddia ileri sürmediği görülmüştür. O halde mahkemece; şikayetçi borçluya satış ilanın 10.09.2014 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin ise 17.11.2014 tarihinde yani yedi günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra yapıldığı gerekçesi ile şikayetin reddi gerekirken, yazılı şekilde ve aksi yönde hüküm tesisi isabetsizdir....
tebliğ mazbatasının resmi evrak olduğundan aksinin ancak yazılı delil ile ispatı gerektiğini, ayrıca iş bu davanın usulsüz tebligat şikayeti olup tebligatı yapan kişinin posta memuru olduğunu, bu nedenle müvekkili aleyhinde usulsüz tebligat nedeniyle mahkeme masrafı ve yargılama giderine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
hükümlerine yer verilmiş, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/1. maddesinde ise; "Tebligat, öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır." Aynı maddenin 2. fıkrasında da; "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır, ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz.” düzenlemeleri getirilmiştir. İİK'nun 82/l-12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir....
ve T2 aleyhine Tebligat Kanunu Hükümlerine aykırı olarak tebliğ edildiğini belirterek şikayetin kabulü ile usulsüz ödeme emrinin iptaline, müvekkilleri Hatice Günay Özdemir ile T2 yönünden usulsüz olarak yapılan tebligatın iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/02/2021 NUMARASI : 2020/293 ESAS 2021/66 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti, Meskeniyet İddiası KARAR : Adana 1....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: *Davacı Oğuz Yılmaz'ın usulsüz ödeme emri tebliğ şikayeti yönünden yapılan incelemede; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır....
Usulsüz tebligatta ise, İİK.nun 65. maddesine göre yapılacak incelemeden farklı olarak, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamıştır. Bu durumda icra hakimi tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığını inceleyecek ve aynı kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihini düzeltecektir. Somut olayda, davacı taraf usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte gecikmiş itirazda da bulunduğunu beyan etmektedir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur....