Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bingöl Merkez / BİNGÖL" adresine gönderildiğini ve Tebligat Kanunu 21.madde doğrultusunda tebligat yaptırılmak suretiyle takibin usulsüz olarak kesinleştirildiğini ve haciz işlemlerine geçildiğini, yapılan takibin, ödeme emrinin gönderildiği adresin bilinçli olarak yanlış gösterilmesinin, usule aykırı bir biçimde ilk tebligatta TK 21.madde uygulanmasının istenmesinin açıkça kötü niyetli bir tavır olduğunu, İcra memurunun başlangıçtan itibaren tüm işlemlerinin hukuka açıkça aykırı olduğunu, gerek takibin kabulü ve ödeme emrinin gönderiliş şekli, usulsüz tebligatın kabul edilmek suretiyle takibin kesinleştirilmesi ve bu işlemlerin düzeltilmesine yönelik talebin reddinin hukuka açıkça aykırı olduğunu, müvekkili şirkete gönderilen ödeme emrinin usulsüz bir biçimde icra edildiğini, ödeme emrinin müvekkili şirketin kullanmadığı bir adrese gönderildiğini, ekte sunulan ticaret sicil gazetesi incelendiğinde görüleceği üzere müvekkili şirketin adresinin "Yenişehir Mah....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/03/2021 NUMARASI : 2021/98 ESAS - 2021/262 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligat Şikayeti) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2020/1292 Esas sayılı dosyasından müvekkili aleyhine başlatılan takibi müvekkilinin e-devlet üzerinden öğrendiğini, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini belirterek, usulsüz olarak tebliğ edilen ödeme emrinin ve tebligatın iptali ile takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; ''...Ankara 28....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İtiraz eden borçluların murisi ...'ya ölümünden önce 29.01.2013 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiği ve adı geçenin usulsüz tebligat şikayeti ya da borca itirazda bulunmadığı, ancak borçlu mirasçılarının borçlu murise yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, senet üzerindeki parmak izlerinin murise ait olmadığını, kime ait olduğunun anlaşılamadığını, murisin okuma yazma bilmediğini, borçlandırıcı işlemin noter kanalıyla yapılmaması nedeniyle geçerli olmadığını ileri sürerek takibin iptalini istedikleri anlaşılmaktadır....

    İİK'nun 18/son maddesinde, icra mahkemesinin aksine hüküm bulunmayan hallerde, duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir edeceği, duruşma yapılması uygun görüldüğü takdirde ilgilileri en yakın zamanda duruşmaya çağıracağı ve gelmeseler bile gereken kararı vereceği belirtilmiştir. Somut olayda, borçlu vekilinin icra mahkemesi'ne başvuru nedenleri ilama aykırılık şikayeti niteliğindedir. Bu durumda Mahkemece, taraflar gelmese bile işin esası incelenerek gereken kararın verilmesi yerine yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye rağmen HMK'nun 150. maddesi uygulanarak "dosyanın işlemden kaldırılması", daha sonra da "davanın açılmamış sayılması" yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. Öte yandan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur. Somut olayda, şikayetçi takip borçlusu ...'...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Dava ilamlı takipte ilama aykırılık şikayeti olup, İİK'nun 16. maddesine göre yapılmış bir şikayet niteliğindedir. HMK'nun 118. maddesi anlamında dava değildir. Bu nedenle şikayet dilekçesinin HMK'nun 119. maddesinde yazılı şartları taşıma zorunluluğu bulunmamaktadır. İİK'nun 18/3. maddesi gereğince şikayet üzerine icra mahkemesi kanunda aksine bir düzenleme yok ise duruşma açılmasına gerek olup olmadığına karar verir. Duruşma açılmasına karar verir ise ilgilileri duruşmaya çağırır, gelmeseler bile yargılamaya devam ederek gereken kararı verir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Dava ilamlı takipte ilama aykırılık şikayeti olup, İİK'nun 16. maddesine göre yapılmış bir şikayet niteliğindedir. HMK'nun 118. maddesi anlamında dava değildir. Bu nedenle şikayet dilekçesinin HMK'nun 119. maddesinde yazılı şartları taşıma zorunluluğu bulunmamaktadır. İİK'nun 18/3. maddesi gereğince şikayet üzerine icra mahkemesi kanunda aksine bir düzenleme yok ise duruşma açılmasına gerek olup olmadığına karar verir. Duruşma açılmasına karar verir ise ilgilileri duruşmaya çağırır, gelmeseler bile yargılamaya devam ederek gereken kararı verir....

          Somut olayda; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte keşide tarihinde tahrifat yapıldığı ve sair itirazlarda bulunduğu, mahkemece; usulsüz tebliğ şikayeti ile ilgili olarak değerlendirmede bulunulmasına rağmen bu konuda herhangi bir hükme yer verilmediği, tahrifat iddiasının ise bilirkişi incelemesine başvurulmaksızın kabul edilerek, takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. Oysa ki, yukarıda yer verilen hükümler doğrultusunda mahkemece, şikayet/itiraz dilekçesindeki nedenler tartışılarak her bir talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat, selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır....

            Somut olayda, borçlu vekilinin icra müdürlüğüne 14.12.2015 tarihinde sunduğu dilekçe ile usulsüz ödeme emri tebliğinden 08.12.2015 tarihinde haberdar olduğunu belirterek ödeme emrine, borca ve ferilerine itirazda bulunması üzerine, tebligat usulsüzlüğü itirazının icra müdürlüğünce değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle 24.12.2015 tarihinde itirazın reddine karar verildiği, yine borçlu vekilinin icra mahkemesine 25.12.2015 tarihinde yaptığı başvuruda da usulsüz tebligattan 08.12.2015 tarihinde haberdar olduğunu belirttiği görülmüştür. Bu durumda, borçlu vekilinin icra mahkemesine 25.12.2015 tarihinde yaptığı usulsüz tebliğ şikayetinin 7 günlük süre içerisinde yapılmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, şikayetin ve dolayısıyla borca itirazın bu gerekçe ile süreden reddi gerekirken, esası incelenerek yazılı gerekçe ile reddi yerinde değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir....

              Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece usulsüz tebliğ şikayeti incelenerek kabulüne karar verilmesine rağmen yargılama giderlerinin müvekkili üzerinde bırakılmasına karar verilmesi ve müvekkili lehine vekalet ücretine karar verilmemesinin HMK, İİK, Avukatlık Kanunu, ve asgari tarifesine aykırılık oluşturduğunu beyanla kısmi istinaf başvurularının kabulü ile talepleri doğrultusunda kararın düzeltilmesini istemiştir....

              Bu durumda, emsal içtihat gereğince borçlunun, takipten ve usulsüz tebliğ işleminden en geç 06.02.2019 tarihinde haberdar olduğu kabul edilmelidir. Ancak bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1.maddesinde öngörülen (7) günlük şikayet süresini geçirdikten sonra 24.01.2020 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda ilk derece mahkemesinin kararı isabetlidir. Diğer taraftan, usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilse ve tebliğ tarihi talep gibi 17.01.2020 olarak düzeltilse dahi borca itirazın İİK.nun 168/5. maddesinde belirtilen 5 günlük süreden sonra 24/01/2020 yapılması nedeniyle de borca itirazın reddine karar verilmesi gerekecekti....

              UYAP Entegrasyonu