Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; ödeme emrinin 17/12/2020 tarihinde bizzat borçluya tebliğ edildiği, borçlunun İİK.nın 65. maddesi uyarınca gecikmiş itiraz talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, İİK.nın 65/1. maddesi uyarınca gecikmiş itiraza başvurulabilmesi için borçlunun geçerli bir engelinin bulunmasının zorunlu olduğu, borçlunun gecikmiş itirazına dayanak yaptığı epikriz raporları, tetkik sonuçları ve 15/01/2021 tarihli 18/01/2021 tarihinden itibaren 30 gün istirahatinin uygun görüldüğüne ilişkin raporun, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük takibe itiraz süresinde İİK.'...

Ek karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, müvekkili aleyhine alacaklı tarafından icra takibi başlatıldığını, ve ödeme emrinin 01/02/2023 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, ancak borca itiraz süresi içerisinde 06/02/2023 tarihinde yaşanan deprem nedeniyle müvekkilinin borca itiraz edemediğini ve icra takibinin kesinleştiğini, mahkemece gecikmiş borca itirazlarının kabulü ve icra dosyası kapsamında konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesinin gerektiğini, 2004 sayılı İİK'nın 65.maddesinden de anlaşılacağı üzere borçlu kusuru olmadan bir mani nedeniyle süresinde borca itiraz edememiş ise dava açmak suretiyle borca itiraz edebilmekte olduğunu, müvekkilinin deprem nedeniyle süresinde borca itiraz edemediğini, Yargıtay kararlarında da deprem nedeniyle süresinde yapılmayan itirazların gecikmiş itiraz yoluyla yapılabileceğinin açıkça ifade edildiğini, ancak mahkemece huzurda usulsüz tebligata ilişkin bir şikayet dosyası varmış gibi hüküm kurduğunu, taraflarınca açılan...

Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir'' hükmüne yer verildiği, aynı Kanunun 297/c maddesinde ise kararın; "Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" içermesi gerektiği belirtilmiştir. Somut olayda, borçlu hakkında 21.07.2014 tarihinde başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, alacaklı 215.894,10 TL toplam alacak talep etmiştir. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, usulsüz tebligat şikayeti ve tahrifat iddiasına bağlı borca itirazda bulunmuş olup, ayrıca faize yönelik bir itirazda bulunmamıştır. Bu durumda, mahkemece, taleple bağlı kalınarak, usulsüz tebligat şikayeti ve tahrifat konusunda inceleme yapılması ile yetinilmesi zorunludur....

    Borçlu, yetkili icra dairesinden gönderilen ödeme emrinin usulsüz olduğunu, usulsüz tebligattan 03/02/2015 günü haberdar olduğunu ileri sürerek 04/02/2015 tarihli itirazları gereğince takibin durdurulmasını istemiş olup, borçlunun bu yöndeki istemi, tebligat usulsüzlüğü şikayeti olmakla, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda; 22/01/2015 günü tebliğ edilen örnek 7 ödeme emrinden borçlu 03/02/2015 tarihinde haberdar olduğunu beyan ederek, bu tarihten itibaren yasal yedi günlük süreden sonra 25/02/2015 tarihinde icra mahkemesine başvurmuştur. O halde mahkemece, tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir....

      Ovacık şubesinde bulunan bankaya gitmesi neticesinde hesaplarında haciz olduğunu ve hakkında icra takibi yapıldığını ve şahsına ait gayrimenkulleri üzerine de haciz konulduğunu öğrendiğini, ödeme emrinin Atatürk Mahallesi 117....

      İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davacının usulsüz tebligat şikayeti ve gecikmiş itirazının reddine karar verilmiştir....

      Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: HMK.nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsif hakime aittir. Hakim, bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve netice-i taleplerle bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleri ve onların hukuki tavsifleri ile bağlı değildir. Kanunları re'sen tatbik ederek iddia ve müdafaadaki netice-i talepleri karara bağlamakla mükelleftir (4.6.1958 ve 15/6 sayılı İBK). Bu durumda, hukuki tavsif hakime ait olmakla, borçlunun başvuru dilekçesinde Tebligat Kanununa aykırı olarak yapılan ödeme emri tebliği nedeniyle takibin usulsüz kesinleştirildiğine yönelik icra mahkemesine yaptığı başvurunun, ödeme emri usulsüz tebliği şikayeti olduğu anlaşılmaktadır....

      Birleşen 2020/395 Esas sayılı dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekili olarak tarafınca takipten haricen haberi olduğunu, 04/03/2020 tarihinde borca ve tüm ferilerine vekaleten itiraz ettiğini, ayrıca dosyaya 04/03/2020 tarihinde vekaletini sunduğunu, daha sonra 06/03/2020 tarihinde müvekkiline icra dairesince ödeme emri çıkarıldığını, 06/04/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, vekille takip edilen işlerde, tebligatın vekile çıkarılması gerektiğini, müvekkiline çıkartılan tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkilinin Mahmut Uluata isimli şahsı tanımadığını, aynı evde de oturmadığını tebligatın bu kısmıyla da hükümsüz ve iptali gerektiğinden bahisle, yasaya uygun gecikmiş itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Mahkeme; davacıya çıkartılan ödeme emri tebligatının bila tebliğ döndüğü, davacının mernis adresine TK'nın 21/2.maddesi gereğince ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı, 23/01/2018 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğu, bu nedenlerle davacı tarafın usulsüz tebliğe ilişkin isteminin reddine, dava 17/12/2018 tarihinde açıldığından imzaya, borca ve tüm ferilerine itiraza yönelik istemler yönünden de süre yönünden reddine karar vermiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine, borca itiraza ayrıca takibe ve ödeme emrine yönelik şikayete ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı borçlu tarafça, sair şikayet ve itirazların yanında, ödeme emrinin usulsüz tebliğ şikayetinde bulunularak, ödeme emrinin tebliğ tarihinin 01/09/2021 olarak düzeltilmesi de talep edildiği halde, mahkemece bu hususta olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve taleplerin her biri ile ilgili de ayrı ayrı hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK'nun 355....

      UYAP Entegrasyonu