Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğini, tebligatta gönderen mercinin, takibin başlatıldığı icra dairesinden farklı olarak İstanbul İcra Müdürlüğü olarak yazıldığını, tebliğ yapılan adresin ikamet adresi olmadığını, babasına yapılan tebligatın geçersiz olduğunu, babası ile arasının bozuk olduğunu, konuşmadıklarını, takipten 01.07.2021 tarihinde tesadüfen haberdar olduğunu, takip talebinde adresinin yazılmadığını, mernis adresine tebligat şeklinde ibare ile hazırlanan takip talebinin icra müdürlüğünce kabul edildiğini, takibin bu hali ile iptali gerektiğini, alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, takipten 01.07.2021 tarihinde haberdar olduğunun tespitine, yasal şartları taşımayan takibin ve ödeme emrinin iptaline, takibin durdurulmasına, hacizlerin ayrı ayrı fekkine karar verilmesini talep etmiştir. II....

    Somut olayda, davacı tarafından usulsüz tebliğ şikayeti ile takibin iptali talebi yanında icra emrinde asıl alacağın nelerden ibaret olduğu, aylık nafakanın kimler adına ve ne nafakası olarak talep edildiği icra emrinde yazmadığından ayrıca müşterek çocuk Batuhan 07/06/2020 tarihinde 18 yaşını doldurduğundan ve müşterek çocuk davacı annesi ile birlikte yaşadığından icra emrinin iptali talebinde de bulunulmuşsa da ilk derece mahkemesince, davacının usulsüz tebliğ şikayeti, icranın ve takibin iptali taleplerine dair hüküm kurulmasına rağmen hükmün gerekçe kısmında davacının dava dilekçesindeki gerekçeleri değerlendirilerek icra emrinin iptali talebi hakkında herhangi bir değerlendirmede bulunulmamıştır....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/04/2021 NUMARASI : 2021/24 ESAS- 2021/192 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ- KARAR : GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 11/05/2023 TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy 1....

    Mahkeme; tebligat usulsüzlüğü şikayetinin, İİK'nun 16.maddesi uyarınca usulsüz tebliğin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesinde ileri sürülmesi gerektiği, aksi takdirde tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddedileceği, davacı borçluya gönderilen örnek 103 davetiyesinin 24/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlu vekili tarafından 103 davetiyesi tebliğinin usulsüz olduğuna ilişkin bir iddianın ileri sürülmediği, davacı borçlu vekili Stj....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, usulsüz tebligat şikayeti ile borca itiraz ve diğer şikayetlerini ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, istemlerin reddine karar verildiği görülmüştür....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Öncelikle belirmek gerekir ki; davacı tarafça dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayetinin yanında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemi de yer almakta ise de davacı vekilinin yargılama sırasındaki yazılı ve sözlü beyanlarında davalarının yalnızca usulsüz tebligat şikayetine yönelik olduğunu beyan etmesi karşısında artık davaya usulsüz tebligat şikayeti olarak devam edilmesi gerektiğinden mahkemece davacı tarafın menfi tespit istemi hakkında hüküm kurulması yerinde değildir. Öte yandan taraf teşkili dava şartı olduğundan, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Şikayet, İcra ve İflas Hukukunda düzenlenmiş kendine özgü bir yol olup, Medeni Usul Hukuku kapsamında bir dava veya kanun yolu değildir....

      Bu hali ile yapılmış bulunan tebligat, Tebligat Kanun ve Tüzüğüne aykırı olarak tebliğ edilen, usulüne uygun olmayan bir tebligattır. Söz konusu tebligat ile idari para cezasının ilgilisine tebliğ edildiğini ve idari cezasının kesinleştiğini söyleyip, icra takibine geçmek mümkün değildir. İlk Derece Mahkemesi'nce davalı şirketin cevap dilekçesindeki tebligatın usulsüz olduğu savunması değerlendirilmeden, tebligatın usulüne uygun olup olmadığı konusunda bir değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, davalı vekilinin tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmüştür....

      Bu hali ile yapılmış bulunan tebligat, Tebligat Kanun ve Tüzüğüne aykırı olarak tebliğ edilen, usulüne uygun olmayan bir tebligattır. Söz konusu tebligat ile idari para cezasının ilgilisine tebliğ edildiğini ve idari cezasının kesinleştiğini söyleyip, icra takibine geçmek mümkün değildir. İlk Derece Mahkemesi'nce davalı şirketin cevap dilekçesindeki tebligatın usulsüz olduğu savunması değerlendirilmeden, tebligatın usulüne uygun olup olmadığı konusunda bir değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, davalı vekilinin tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmüştür....

      İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dosyada usulüne uygun olarak tebliğ edilmeyen 3 adet haciz ihbarnamesinin bulunduğunu, haciz ihbarnamelerinin her birinin ayrı hukuki prosedürü ve sonucu olduğunu, Mahkemece usulsüz tek bir tebligat varmış gibi hüküm tesis edildiğini, 1. haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiği tespit edildikten sonra 2. ve 3. haciz ihbarnamesinin iptali yerine, tek bir tebligat yapılmışcasına hüküm tesisinin yerinde olmadığını belirterek istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/06/2020 NUMARASI : 2020/241 ESAS- 2020/455 KARAR DAVA KONUSU : TEBLİĞ USULSÜZLÜĞÜ ŞİKAYETİ VE KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı aleyhine yapılan takipte davacının mernis adresine gönderilen ilk tebligatın muhatabın tanınmadığı gerekçesi ile bila tebliğ dosyaya iade edildiğini, birinci tebligattan sonra Tebligat Kanunu’nun 21/2 maddesi gereğince tebligat yapılarak takibin kesinleştirildiğini ve dosyada davacının taşınmazına haciz işlemi uygulandığını, Tebligat Kanunu’nun 21/2 maddesine göre yapılan tebligata esas alınan ve bila gelen 28.5.2019 çıkış tarihi tebligatın beyanda bulunan komşunun ismi alınıp imzası alınmaması nedeni ile kanunun 21 / 1 ve 23 / 7 maddeleri ile yönetmeliğin 30 ve 35. maddelerine aykırı olduğunu, usulsüz olan bu tebligat esas alınarak yine kanunun 21/2 maddesine göre yapılan ikinci tebligatında usulsüz kabul edilmesi gerektiğini, zira yasak ağacın meyvesinin...

      UYAP Entegrasyonu