WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlunun, sair fesih nedenleri ile birlikte ihaleye konu taşınmaz ile ilgili haczedilmezlik iddiasına dayalı dava açtığını, istinaf incelemesinde olduğunu, haczedilmezlik şikayeti kesinleşmeden yapılan ihalenin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek 14/08/2020 tarihli taşınmaz ihalesinin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince; davanın reddi ile borçlu aleyhine ihale bedelinin %10'u oranında para cezasına hükmedildiği, karara karşı borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince; istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile...

    İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Somut olayda borçlu/davacının İcra Mahkemesi'ne başvurusu, 5393 sayılı Belediyeler Kanununun 15/son maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti niteliğinde olup bu yöndeki talep İİK'nun 16. maddesine göre yapılmış bir şikayet niteliğindedir. İİK'nun 18/3. maddesi gereğince şikayet üzerine icra mahkemesi kanunda aksine bir düzenleme yok ise duruşma açılmasına gerek olup olmadığına karar verir. Duruşma açılmasına karar verir ise ilgilileri duruşmaya çağırır, gelmeseler bile yargılamaya devam ederek gereken kararı verir. Duruşma yapılmasına karar verilmişse artık taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapılmalıdır....

    Somut olayda, borçlu adına kayıtlı olan taşınmazla ilgili yapılan kıymet takdiri raporunun borçluya 20/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, şikayete konu taşınmazın 02/12/2019 tarihinde haciz konulduğu, alacaklı tarafça satış talep edildiği ve satış avansı yatırıldığı, davacı borçlu tarafça herhangi bir usulsüz tebligat şikayetinin bulunmadığı, dolayısıyla borçlu tarafın taşınmazın haczinden haberdar olduğu, haczedilmezlik şikayetine konu olan taşınmaza konan haczin 02/12/2019 tarihli olduğu, haczedilmezlik davasının ise 01/06/2021 tarihinde açıldığı, dolayısıyla meskeniyet davasını yasal 7 günlük süre içerisinde dile getirmediği görülmekle, mahkemece şikayetin süre yönünden reddine yönelik kararı usul ve yasaya uygun olup, istinaf sebep ve gerekçelerinin yerinde olmadığı görülmektedir....

    Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Başvuru; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan icra takibinde usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte imzaya borca itiraz ve İİK'nun 82. maddesine dayanan meskeniyet şikayeti niteliğindedir. İİK'nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12. bendinde yer alan haline münasip evin haczedilmezliği şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 168. maddesinin 4. ve 5. bendine göre; imzaya ve borca itirazın ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup; mahkemece re'sen gözetilmelidir....

    Davalı vekili cevap dilekçesini özetle; Davacı tarafın haczedilmezlik talebinin maddi ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacıların bu takipte sorumluluğu mirasçı olmaları nedeniyle müşterek ve müteselsil sorumluluk esasına dayalı olduğunu, murisin ölümünden kısa bir önce , sahibi olduğu taşınmazın satışına rağmen, çok yüksek satış bedeli murisin terekesinde çıkmadığını, bu nedenle davacıların haczedilmezlik itirazlarının kötü niyetli olduğunu, bu hususun takip dayanağı ilama konu dava dosyasındaki belgelerle sabit olduğunu, kaldı ki İcra İflas Kanununda haczedilmezlik için aranan şartların da mevcut olmadığını, davacıların zorlamaya dayalı olarak iş yerleri, birden fazla mesken ve trafiğe kayıtlı araç gibi haczedilmezlik şikayetine konu edilemeyecek nitelikteki mallarla ilgili olarak da aynı iddia ve taleplerde bulunması itirazın samimiyetten uzak ve ihtiyacın da gerçek olmadığını göstermesi açısından önemli olduğunu, sunulan nedelerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun haczedilemezlik...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında yapılan genel haciz yoluyla icra takibinde, 3. kişi, icra mahkemesine başvurarak, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu mahkemece; borçlunun aynı taşınmazda ikamet eden eşinin Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi gereğince meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı olduğundan bahisle alınan bilirkişi raporu doğrultusunda şikayetin kabulü ile taşınmazdaki haczin kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edilmiştir....

      İcra Hukuk Mahkemesinin 23/06/2021 tarih ve 2021/139 esas, 2021/395 karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, haczedilmezlik şikayetinin 30/09/2021 tarihinde yapıldığı ve süresinde olmadığı anlaşılmakla, istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      İcra Müdürlüğünün 2013/2164 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından borçlu davacı ve dava dışı borçlu aleyhine başlatılan ilamsız takip olduğu, davacıya ait İstanbul İli, Bakırköy İlçesi, Şenlik Mahallesi, 949 ada 96 parsel 4 nolu bağımsız bölüme 06/11/2013 tarihinde haciz konulduğu, davacıya 103 davetiyesi tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Şikayet süresi, kamu düzenine ilişkin olup, Mahkemece kendiliğinden gözetilecektir....

      Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; İİK'nın 103. maddesine ilişkin davetiye tebliğinin usulsüzlüğü şikayeti ile İİK'nın 82/1-12. maddesine dayalı meskeniyet şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK md. 82/1-12., 103 maddeleri, Tebligat Kanunu 21/1, Tebligat Yönetmeliğin 30. maddesi 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup alacaklının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....

        Ayrıca, Dairemizce Uyaptan yapılan araştırmada, karar tarihi olan 16/06/2021 tarihinden sonra 24/11/2021 tarihinde davacının vefat ettiği anlaşılmakla, davacının mirasçılık belgesinin temini ile mirasçıları adına usulüne uygun vekaletname ibrazı veya mirasçılarına tebligat yapılmak suretiyle taraf teşkilinin sağlanması, daha sonra davacının haczedilmezlik şikayetinin davacının ölümü de dikkate alınarak değerlendirilmesi, dava tarihi itibariyle şikayette davacının haklılık durumunun ve aracın niteliğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının haczedilmezlik şikayeti hakkında karar verilmemesi nedeniyle kararın usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile, HMK'nın 353/1- a/6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....

        UYAP Entegrasyonu