"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki “icra takibinin iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Keşan İcra Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 08.03.2013 gün ve 2013/9 E. 2013/76 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 04.11.2013 gün ve 2013/25172 E. 2013/34420 K. sayılı ilamıyla; (…Alacaklının, borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun İcra Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına ilişkin şikayeti ile birlikte borca itiraz ettiği ve Mahkemece usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca itirazın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir....
O halde dava tarihi itibarı ile davacının usulsüz tebligat şikayeti bakımından dava açma süresi dolmuş olup mahkemece de davanın bu gerekçe ile reddi yerindedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İzmir 7....
Somut olayda borçlunun şikayeti tebligat usulsüzlüğüne ilişkin olup, borçlu dilekçesinde öğrendiği tarihi belirtmemiş ise de; dava tarihi itibariyle usulsüz tebliğden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Aksi alacaklı tarafından iddia edilmediğinden ve dosyada daha evvel haberdar olduğuna dair bir delil de bulunmadığından istemin süresinde olduğu kabul edilerek işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek şikayetin yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetsizdir. Kabule göre de; mahkemece tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayet reddedilerek icra inkar tazminatına hükmedilmişse de, tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin reddi halinde icra inkar tazminatı verileceğine ilişkin yasal düzenleme olmadığından tazminata ilişkin verilen karar da doğru değildir....
Tüm bu tespitler ve izahatlar ışığında, neticeten şikayetin reddi gerektiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından HMK'nın 355/1 maddesi delaletiyle HMK'nın 353/1- b.2 maddesi gereğince usulsüz tebliğ şikayetinin esastan reddine dair ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine, usulsüz tebliğ şikayeti reddedildiğinden, davacı hakkında yapılan takip işlemlerinin iptaline ilişkin ve hacizlerin kaldırılmasına ilişkin taleplerin de reddine dair yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, 2- Mersin 3....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde özetle, usulsüz tebligata rağmen yaptığı itirazın süresinde olmadığından bahisle davanın reddedildiğini, kararın usul ve esasa aykırı olduğunu belirterek, gerekçelerini sunma hakkının saklı tutulmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 4 ve 12. bentleri uyarınca meskeniyet ve maişet iddialarına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Sarıgöl İcra Müdürlüğünün 2018/415 E. sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından davacı borçlu ve dava dışı borçlular hakkında başlatılan kambiyo takibi olduğu, ödeme emrinin davacıya 04/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacıya ait taşınmazlara 16/09/2019 tarihinde haciz konulduğu, 103 davetiyesinin de 26/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İİK'nın 82. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar....
"no kısımında 2 " yazılı bonoda çift vade olduğundan kambiyo senedi vasfı taşımadığını ve kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yapılamayacağını belirterek bu bono yönünden takibin iptaline, takip konusu edilen 20.01.2007 düzenleme, 10.03.2017 vade tarihli 12.500,00 TL meblağlı bono ile ilgili alacaklının Denizbanktaki hesabına 10.000,00 TL ödeme yapıldığından ödeme miktarı kadar bu bono yönünden takibin iptaline ve 10.000.00 TL nin %20 si oranındaki tazminat ve yargılama giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı-borçlunun taraflarınca bilinen ve tespit edilen adresi mernis adresi olup bu adresine tebligat yapıldığını, davacı yana yapılan tebligat usulüne uygun olup hiçbir inceleme ve araştırma yapılmaksızın usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne dair verilen kararın kaldırılması gerektiğini, icranın geri bırakılmasına dair verilen kararın da usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, 14.06.2012 tarihinde davacı ve dava dışı diğer borçlular hakkında icra takibi başlatılmış olup 29.06.2012 tarihinde icra takibinin kesinleştirildiğini, takibin kesinleşmesi akabinde davacı borçluya ait Takbis, PTT, SGK ve üzerine kayıtlı araçların sorgulaması yapılmış olup çalıştığı kuruma maaş haczi müzekkeresi gönderildiğini, muhtelif tarihlerde icra dosyasından işlemler yapılmış olup icra dosyasının işlemsiz bırakılması söz konusu olmamasına rağmen üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle hüküm kurulmasının usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu...
Borçlu vekili takip dosyasına sunduğu 17.12.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, tebligatın usulsüz olduğunu 15/12/2015 tarihinde öğrendiklerini ifade ettiğine göre mahkemece; borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayeti yasaya uygun olarak kabul edildiğinden, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebligat tarihinin öğrenme tarihi olan 15.12.2015 olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, şikayet tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 4....
İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile; Cemrem T1 Şirketi yönünden usulsüz tebligat şikayetinin reddine, T2 yönünden usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, Karacabey İcra Müdürülüğünün 2021/1377 Esas sayılı Takip dosyasında borçlu T2 gönderilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin 22/06/2021 tarihi olarak düzeltilmesine, Cemrem T1 Şirketi'nin borca ve imzaya itirazlarının süre yönünden reddine, T2 borca ve imzaya itirazlarının esastan reddine, davacılar aleyhine tazminat hükmedilmesine yer olmadığına, dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı; davacılar vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...İncelenen iddia, savunma icra takip dosyası, ödeme emrinin tebliğine dair tebligat parçası aslı ve tüm dosya içeriğinden;İstanbul Anadolu 18.İcra Müdürlüğünün 2019/30862 esas sayılı icra takip dosyası üzerinden takip alacaklısı tarafın senet alacağının faiz ve fer'ileri ile birlikte birlikte tahsili amacıyla takip borçluları aleyhine kambiyo takibi başlattığı örnek no:10 ödeme emrinin takip borçlusu davacı Ömer Yıldırım' a 02/12/2019 tarihinde, Baran Sebze İnş. Şirketine 30/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, görülmüştür. İİK 168. Maddesi uyarınca itirazın yasal beş günlük süre içerisinde ileri sürülmesi gerekir.Bu süre hak düşürücü süredir. Re'sen nazara alınır. Davacı tarafça 08/04/2021 tarihli oturumda usulsüz tebligat şikayeti ileri sürülmüş ise de bu iddiaların iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında kaldığı anlaşılmıştır....