WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 82/1-12. maddesi gereğince, haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Somut olayda; 103 davetiyesinin borçlu asile " muhatabın işte olduğunu beyan eden, muhatapla birlikte sakin ehil ve reşit kardeşi...'e tebliğ edilmiştir" şerhi ile 16.07.2014 tarihinde, kıymet takdir raporunun ise 03.12.2014 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Borçlu vekilinin temyiz dilekçesine eklediği aile nüfus kayıt örneği içeriğinden borçlunun 103 davetiye tebliğ şerhinde belirtilen "...." adında bir kardeşinin olmadığı görülmekle 103 davetiye tebliğinin usulsüz olduğunun kabulü gerekir Kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği 03.12.2014 tarihi itibariyle ise 08.12.2014 tarihinde yapılan şikayetin süresinde olduğunun kabulü gerekir....

    Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, diğer itirazlarının yanında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu da ileri sürdüğü halde, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı, olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmediği görülmektedir. O halde mahkemece; öncelikle tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin incelenerek tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılması halinde, tebligat tarihinin TK.'...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından başlatılan takipte, borçlunun haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, ancak şikayet dilekçesinde yanlış icra dosya numarasını bildirdiği, mahkemece taraflarla ilgisi olmayan bu icra dosyası getirtilip incelenerek, alacağın tahsil edildiğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu haczedilmezlik şikayeti olup, şikayet HMK'nun 118. maddesi anlamında bir dava değildir. Bu nedenle şikayet dilekçesinin HMK’nun 119. maddesinde yazılı şartları taşıması zorunlu değildir....

        Somut olayda, usulsüz tebligata ilişkin şikayete konu icra dosyasından davacı borçlu T1 14.12.2019 tarihinde kıymet takdirinin, 14.10.2020 tarihinde de satış ilanının tebliğ edildiği, borçlunun 19.12.2020 tarihinde ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin şikayette bulunduğu, şikayetinde kıymet takdiri ve satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunun ileri sürülmediği anlaşılmıştır. Usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük yasal süresinde yapılıp yapılmadığı kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alındığında, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır (Yargıtay 12. HD'nin 31.05.2021 tarihli, 2021/1917 E, 2021/5694 K. sayılı içtihadı)....

        İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yetki itirazının haksız olarak reddedildiğini, taraflar arasında kesin yetkili olarak yetki sözleşmesi gereğince taşınmazın bulunduğu Mersin Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, davacı T2 icra emri tebliğinin usule aykırı yapıldığını, usulsüz tebligata dayalı olarak yapılan tebliğ işleminin de iptalinin gerektiğini, usulsüz tebligat nedeniyle süresiz olarak şikayet hakkına sahip olduğunu, bilirkişi incelemesi yapılmadan hüküm verildiğini, taşınmazın müvekkilinin meskeni olup, haczedilmesinin ve satılmasının mümkün olmadığını, tapu takyidatları incelenmeden ve kolluk araştırması yapılmadan karar verildiğini, taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunduğunu, bu hususların dikkate alınmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        Şahıs olan Güner Kıvılcım'ın evinde, müvekkilinin yokluğunda ev eşyalarının usulsüz bir şekilde haczedildiğini, kullanımı zorunlu olan ev eşyaları ile iletişim özgürlüğünü sağlayan araç ve gereçlerin haczinin mümkün olmadığını, 18/03/2021 tarihinde Ali Fuat Cebesoy Mah. 9306 Sk. No:31/3 adresinde yapılan haciz esnasında hacze konu eşyaların haciz mahallinde bırakıldığını ve yediemin zorunluluğunun da ihlal edildiğini, yapılan haciz işleminin bu nedenlerle usulsüz olduğunu, hacze konu eşyaların müvekkiline ait olduğunu belirterek usulsüz yapılan haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Usulsüz tebligata itiraz K A R A R İnceleme konusu karar usulsüz tebligat şikayeti olup, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (12.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 25.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haczedilmezlik şikayeti için kanunda ön görülen yedi günlük sürenin geçtiğini, söz konusu taşınmazın borçlunun haline münasip evi olup olmadığının keşif ve bilirkişi marifeti ile araştırılması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde usulsüz tebligat şikayeti ve takip dayanağı belgelerin ödeme emri ile birlikte tebliğ edilmediğine yönelik şikayete ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur....

          Bu nedenle haczedilmezlik şikayeti ileri sürülemez. Ayrıca, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte, haciz safhası bulunmadığından borçlunun rehinli takipte haczedilmezlik iddiası da dinlenemez. O halde, ilk derece mahkemesince şikayetin reddine karar verilmesi isabetlidir. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1. bendi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

          UYAP Entegrasyonu