Dava, İİK'nun 16, 21/2 maddesine dayalı usulsüz tebligat ve 82/1- 12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır....
DAVA KONUSU : Haczedilmezlik Şikayeti KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tire İcra Müdürlüğü’nün 2019/2834 Esas sayılı dosyasında kayıtlı bulunan takip dosyası üzerinden müvekkili hakkında başlatılan icra takibine ilişkin olarak halen müvekkili adına kayıtlı bulunan taşınmazlara ve bu işte kullandığı araçlara haciz işlemi uygulandığını, anılan hacizlerle ilgili olarak taraflarına 29.11.2021 tarihinde İİK 103 davetiyesi tebliğ edildiğini, süresi içinde “meskeniyet nedeniyle ve diğer nedenlerle haczedilmezlik” şikayetinde bulunduklarını, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “Haczi caiz olmayan mallar ve haklar” başlıklı 82. maddesinde“ nelerin haczedilemeyeceğinin belirtildiğini, söz konusu yasal düzenleme nedeniyle müvekkili borçlunun evinin haczedilmesinin kanuna açıkça aykırılık taşıdığını, müvekkilinin icra dosyasında...
Aynı takip dosyasında veya aynı alacak için daha sonra yapılan takip dosyasında, aynı taraflar arasında ve ESAS NO : 2023/3154 aynı konuda daha önce verilen icra mahkemesi kararları, kesinleşmiş olması koşuluyla sonraki icra mahkemesi kararları için (şikayet, itirazın kaldırılması) kesin hüküm teşkil ederler. (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, cilt V, sayfa 5043) Somut olayda şikayetçinin daha önce de aynı icra takip dosyası ile ilgili olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu, Kayseri 5.İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/309 E. sayılı dosyasında haczedilmezlik şikayeti ile ilgili inceleme yapıldığı, verilen ret kararının istinaf ve temyiz incelemelerinden geçerek 06/07/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Temyiz incelemesine konu işbu haczedilmezlik şikayetinin ise 15/12/2022 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında Kayseri 5.İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/309 E.sayılı dosyasında verilen kararın kesin hüküm oluşturacağı pek tabiidir....
İstinaf Sebepleri Yargıtay ve AYM kararlarına göre aile konutunun haczi halinde hacizden doğrudan etkilenen borçlunun eşinin de şikayet hakkı bulunduğunu, müvekkiline herhangi bir tebligat yapılmadığından öğrenme tarihine göre şikayetlerinin süresinde olduğunu, eşin açık rızası olmadan taşınmaza ipotek konulamayacağını ve haline münasip aile konutuna konulan taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması gerektiğini ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; meskeniyet iddiasında bulunma hakkı, sadece takip borçlusuna ait olup takipte taraf sıfatı bulunmayan davacı 3. kişi haczedilmezlik iddiasında bulunamayacağından, aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/11/2021 NUMARASI : 2019/198 ESAS- 2021/2028 KARAR DAVA KONUSU : HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün 2014/521 Esas sayılı dosyasından başlatılan takip kapsamında davacıya ait İstanbul ili Şile ilçesi Doğancılı Mahallesi 419 parsel sayılı taşınmaza haciz konulduğunu, buna ilişkin 103 davetiyesinin davacıya 31/01/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, hacizden haricen haberdar olunsa bile borçlunun hacizle ilgili şikayetlerinde sürenin tebligat ile başladığını, bu taşınmazın borçlunun aile konutu, mesken olarak kullandığı bir yer olduğunu, bunun yanında geçimini de buradaki bağ, bahçe ve hayvanlardan sağladığını, haciz işleminin İİK'nın 82. maddesine aykırı olduğunu bildirerek, haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine iki adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun icra mahkemesi'ne yaptığı başvuruda, örnek 10 ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğine dair usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imza itirazın bulunduğu ve mahkemece, HMK'nun 320/4 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat:” başlıklı 16. maddesinde “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Öncelikle belirmek gerekir ki; davacı tarafça dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayetinin yanında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemi de yer almakta ise de davacı vekilinin yargılama sırasındaki yazılı ve sözlü beyanlarında davalarının yalnızca usulsüz tebligat şikayetine yönelik olduğunu beyan etmesi karşısında artık davaya usulsüz tebligat şikayeti olarak devam edilmesi gerektiğinden mahkemece davacı tarafın menfi tespit istemi hakkında hüküm kurulması yerinde değildir. Öte yandan taraf teşkili dava şartı olduğundan, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Şikayet, İcra ve İflas Hukukunda düzenlenmiş kendine özgü bir yol olup, Medeni Usul Hukuku kapsamında bir dava veya kanun yolu değildir....
Tebligat usulsüz olsa dahi, borçlu Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre usulsüz tebligatı öğrendiğini beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi sayılacağından, bu hususta bir şikayeti olmayan borçlu yönünden tebligat parçasında yazılı tebliğ tarihinin geçerli olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde alacaklının takibin kesinleşmesi nedeniyle haciz konulma talebinin icra müdürlüğünce reddedildiği, bu ret kararının icra mahkemesinde şikayet yolu ile iptalinin istendiği, mahkemece bu ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu, tebliğ çıkaran merciin tebligatın yasaya uygun olup olmadığını denetleme görevi bulunduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir....
Akabinde haczedilmezlik şikayetiyle ilgili talep yönünden dava, mahkemenin 2013/463 Esas sayısına kaydedilmiş ve yapılan yargılama neticesinde 2013/573 Karar sayılı karar ile haczedilmezlik şikayeti konusunda temyize konu karar verilmiştir. Yukarıda anlatılan dava dosyası safahatından da anlaşılacağı üzere; temyize konu dava bir istihkak davası olmayıp, haczedilmezlik şikayetine yöneliktir. Davacı 3.kişi, davaya konu takip dosyası olan ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2012/5941 Esas sayılı takip dosyasında taraf olmayıp anılan hacizde 3. kişi sıfatına sahiptir. Davacı 3. kişi takipte taraf olmadığından mahcuzlara ilişkin haczedilmezlik şikayetinde bulunmaya yetkili değildir. Bu durumda, 3. kişinin haczedilmezlik şikayeti yönünden aktif husumet ehliyeti bulunmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tefrik edilen istihkak davası ile ilgili olarak davanın esastan reddine ve davalı lehine tazminata karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
Ödeme emrinin usulsüz tebliğine dair şikayetin kabulü üzerine konulan hacizler fekkedilmiş, meskeniyet iddiasına konu taşınmaz üzerine 24.04.2014 tarihinde yeniden haciz konulmuş, borçluya bu hacze ilişkin 103 davetiyesi 09.09.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. İİK'nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12.bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1.maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Öte yandan İcra ve İflas Kanununda taşınmaz haczinin yenilenmesine dair bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz yeni bir işlem olup borçlunun her haciz için şikayet hakkı bulunmaktadır....