Bölge adliye mahkemesince incelenmesi istenen taşkın haciz şikayetinin reddine dair kararın İİK.nun 363/1 maddesinde belirtilen istinaf yoluna başvurulabilecek kararlardan olmadığı, kesin nitelikte bulunduğu görülmekle taşkın haciz şikayeti yönünden İİK'nun 365/3 maddesi gereğince istinaf başvuru dilekçesinin reddine, haczedilmezlik şikayeti yönünden mahkeme kararının usul ve esas yönünden yasaya uygun olduğu anlaşılmakla esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi açıklandığı üzere; Davacı vekilinin Kayseri 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Haczedilmezlik şikayeti KARAR İnceleme konusu karar haczedilmezlik şikayetine ilişkin olup, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin bozma ilamına göre hüküm kurulmuştur. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun hukuk dairelerinin iş bölümüne dair 09.02.2012 gün 2012/1 nolu Kararı gereğince 12. Hukuk Dairesinin görevine ilişkin 8.maddesi kapsamında kalmaktadır. Bu durumda hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (12.) Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki, anılan Dairece görevsizlik kararı verilmekle dosyanın inceleneceği görevli Dairenin belirlenmesi için Hukuk Başkanlar Kuruluna gönderilmek üzere Yüksek Yargıtay Birinci Başkanlığına SUNULMASINA, 07.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı asil istinaf dilekçesinde özetle; yapmış olduğu başvuruda süre aşımının söz konusu olmadığını, gerekli inceleme ve araştırmanını yapılmadan karar verildiğini, 24/03/2021 tarihinde muhtarlığa bırakılan tebligatı 25/03/2021 tarihinde muhtarlıktan aldığını, aynı gün icra dairesine yasal itirazını sunduğunu, 30/03/2021 tarihinde hukuk mahkemesinde dava açtığını, dava harcı eksiğini 31/03/2021 tarihinde tamamladığını, herhangi bir süre aşımının söz konusu olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İİK.nun 82/12 maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK.nun 16/1 maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. İstanbul 25....
Buna göre davacının mezkur icra dosyasında hazırlanan ilk bilirkişi raporu ile tespit edilen değerin taşınmazların objektif özellikleri ve emsallerine göre ''düşük'' olduğu iddiası mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan bilirkişi raporu ile ortaya konulmuş olmakla kıymet takdiri şikayetinin kabulüne dair hüküm kurmak gerekmiştir. Haczedilmezlik şikayeti bakımından; İİK.nın 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası, haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığından ve meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de olmadığından, meskeniyet iddiasının dinlenmesi de mümkün değildir. (Yargıtay 12....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Somut olayda borçlu/davacının İcra Mahkemesi'ne başvurusu, 5393 sayılı Belediyeler Kanununun 15/son maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti niteliğinde olup bu yöndeki talep İİK'nun 16. maddesine göre yapılmış bir şikayet niteliğindedir. İİK'nun 18/3. maddesi gereğince şikayet üzerine icra mahkemesi kanunda aksine bir düzenleme yok ise duruşma açılmasına gerek olup olmadığına karar verir. Duruşma açılmasına karar verir ise ilgilileri duruşmaya çağırır, gelmeseler bile yargılamaya devam ederek gereken kararı verir. Duruşma yapılmasına karar verilmişse artık taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapılmalıdır....
Kural olarak, dosya borcunun ihtirazi kayıt konulmaksızın ödenmesi halinde haczin kaldırılması gerekeceğinden haczedilmezlik şikayeti konusuz kalır. Ancak ödeme şikayete konu hacizler nedeniyle dosyaya gelen para ile yapılmış ise, borçlunun haczedilmezlik şikayeti incelenip sonuçlandırılmalıdır. Her ne kadar, mahkeme gerekçesinde borçlu tarafından 30.06.2015 tarihinde dosyaya ödeme yapıldığından ve dosya borcu kalmadığından bahsedilmiş ise de, anılan tarihte borçlunun icra dosyasına ihtirazi kayıtsız yaptığı bir ödeme görülmemektedir. Dosya borcu konulan haciz ve gönderilen haciz ihbarnameleri üzerine dosyaya 3. şahıslar tarafından yapılan ödemeler ile kapatılmış olup, anılan ödemeler haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesine engel teşkil etmez. Bu nedenle, şikayetin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın konusu kalmadığından bahisle ret kararı verilmesi doğru değildir....
İsim ve imzadan imtina eden komşularına haber verildi." açıklaması ile 07/08/2020 tarihinde tebligat işleminin yapıldığı görülmüştür. Tebligatta, borçlunun nerede olduğunun kimden sorularak tespit edildiğinin imzalı beyanı alınması gerektiği halde sözlü beyan alındığı, muhatabın tevziat saatinden sonra dönüp dönmeyeceği hususunun tespit ve tevsik edilmediği, kime haber bırakıldığının tebliğ mazbatasında ad ve soyadının yazılmadığı görülmekle tebliğ işlemi, Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmadığından usulsüzdür. Kıymet takdiri raporu tebligatının usulsüzlüğü şikayetinin incelenmesinde, Kıymet takdiri raporunun davacının 27/06/2019 tarihinde değiştirdiği yeni mernis adresi olan "Kocavezir Mah. 32058 sk....
Mahkemece;"Davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine, davacının takibin iptali talebinin reddine, davacının haczedilmezlik şikayetinin süre nedeniyle reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
No:37/7 Kadıköy/İstanbul olduğunu, müvekkilinin usulsüz tebligattan, tebligatın çıkarıldığı apartmanın güvenlik görevlisi olan İsmail Gültekin'in yönlendirmesiyle haberdar olduğunu, müvekkiline satış ilanının eksik gönderildiğini, icra emrinin ve kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğini, satış ilanında KDV oranın yanlış gösterildiğini, ilk derece mahkemesinin eksik inceleme yaptığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, ihalenin feshini, vekalet ücreti ve yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....
Davacı gecikmiş itirazda bulunmuşsa da davanın hukuki nitelendirilmesi hakime ait bir görev olup somut olayda gecikmiş itirazın koşulları bulunmamaktadır, olsa olsa usulsüz tebligat şikayeti söz konusu olabilir. Zaten usulsüz tebligat şikayeti ile gecikmiş itiraz bir arada yapılamaz. Gecikmiş itirazda tebligat usulsüzlüğü söz konusu olmayıp aksine yapılan tebligat usulüne uygundur, borçlu hastalık vs. geçerli bir mazereti sebebiyle süresinde borca itiraz edememiştir. Somut olayda böyle bir durum söz konusu değildir. Davacı bonoda keşideci konumunda olup herhangi bir adres bildirmemiştir. (Bononun keşide yeri Ankara'dır.) Davacının mernis adresine yapılan ilk tebligatın bila iade dönmesi üzerine ikinci tebligat TK 21/2'ye göre yapılmış olup herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Tebligat usulüne uygun olarak kabul edildiğinden davacının şikayeti ve borca itirazı yasal süresi içerisinde yapılmamış olup süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....