İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine İstanbul 30.İcra Müdürlüğünün 2020/11094 Esas sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla ilamsız takibe başlandığını, davacı borçlu adına çıkarılan ödeme emrinin normal tebligat yapılmadan doğrudan TK 21/2 maddesi uyarınca usulsüz tebliğ edildiğini, tebligatta TK 21/2 şerhinin de bulunmadığını, müvekkiline ait araca haciz konulduğunu bu bahisle ödeme emri ıttıla tarihinin 13/10/2020 olarak düzeltilmesine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği belirlenmiştir....
DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı/alacaklı vekili tarafından müvekkili davacı/borçlu şirket aleyhine 19.750,00 TL tutarında alacağının tahsili için Aliağa İcra Dairesi'nin 2020/2708 Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra dosyasından gönderilen 7 örnek ödeme emrinin müvekkilline 24.08.2020 tarihinde ''İş yerinin dağıtım saatinde sürekli kapalı olduğundan 21. madde gereğince mahalle muhtarına teslim edildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 30/06/2015 tarih, 2015/15169 Esas - 2015/18431 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlular usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte sari itiraz ve şikayetlerini ileri sürmüşler, mahkemece tebligat usulsüzlüğü şikayeti kabul edilerek ödeme emrinin iptaline karar verilmiş, kabul edilen öğrenme tarihine göre süresinde olduğu anlaşılan diğer itiraz ve şikayetler hakkında ise hüküm kurulmamıştır.Tebligat usulsüzlüğü şikayeti kabul edilip Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligat tarihi düzeltildiğine göre, düzeltilen tebliğ tarihine göre borçluların sair itiraz ve...
İcra Hukuk Mahkemesinin 23.05.2023 Tarihli ve 2023/216 Esas, 2023/228 Karar Sayılı Kararı Davacı tarafından usulsüz tebligat şikayeti ve kıymet takdirine itiraza ilişkin dava açıldığı, kıymet takdirine itiraz yönünden tefrik kararı verilerek yargılamaya usulsüz tebligat şikayeti yönünden devam olunduğu, şikayete konu işlemin Ankara Gayrimenkul Satış İcra Dairesince gerçekleştirildiğinden, usulsüz tebligat şikayetini inceleme yetkisinin Ankara İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. B. Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 06.10.2023 Tarihli ve 2023/1339 Esas, 2023/1252 Karar Sayılı Kararı Davacı tarafından kıymet takdiri ve satış ilanına ilişkin tebligatların usulsüz tebliğ edildiğinin bildirerek iptalinin talep edildiği, kıymet takdirinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetin Ankara 3....
DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine başlatılan İstanbul 1. İcra Müdürlüğünün 2019/31338 E. sayılı dosyasında müvekkiline normal tebligat çıkarıldığı ve tebligat zarfı üzerinde tebligat adresinin mernis adresi olduğuna ilişkin bir ibare bulunmadığı halde tebligat memuru tarafından hukuka aykırı ve usulsüz olarak TK 21 maddeye göre tebligat yapıldığını ve adreste müvekkilinin bulunmaması nedeniyle kapıya çağrı kağıdı yapıştırıldığını, ayrıca usulsüz yapılan bu tebligat adresinin müvekkilinin eski iş yeri adresi olduğunu, başlatılan bu takipten müvekkili tarafından 04.10.2019 tarihinde öğrenildiğini, bu nedenlerle ödeme emrinin iptaline, tebliğ tarihinin müvekkilinin öğrenme tarihi olan 04.10.2019 olarak düzeltilmesine ve takibin yargılama sonuna kadar durdurulmasına, hacizlerin ve icrai işlemlerin iptaline ve kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
icra müdürlüğünce reddedildiğini, ancak haciz müzekkeresinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, bu nedenle maaş haczi müzekkeresine ilişkin usulsüz tebligatın iptaline, usulsüz tebligat nedeni ile öğrenme tarihi olan 08/06/2021 tarihinin tebliğ tarihi kabul edilerek müvekkili şirketin borçlu sıfatının ve hacizlerin kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin borçluya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir....
Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre borçlu şirketin ticaret sicili adresine tebligat yapılabilmesi için, bu adrese daha önce bir tebligatın çıkarılması, borçlu şirketin adresten taşınması veya adresin kapalı olması nedeni ile tebligatın yapılamamış olması gerekir. Aynı madde uyarınca, daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır. Bu durumda, anılan maddeye göre tebligat yapılabilmesi için, tebligat yapılan adresin, tebliğ tarihi itibariyle muhatabın ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması zorunludur....
e yapılan ödeme emrine ilişkin tebligatın, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince yapıldığı, ancak Tebligat Kanunu'nun 23/8. maddesi uyarınca, tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydın tebliğ evrakı üzerine yazılması zorunlu olduğundan ve şikayete konu 25.12.2015 tebliğ tarihli ödeme emri tebliğ evrakında bu kaydın bulunmadığı anlaşıldığından tebliğ işlemi usulsüz olup, başvuru bu hali ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir. Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12-258 E., 91/344 K. sayılı kararı)....
Borçlu öncelikle 6552 sayılı Kanunla getirilen hükümler uyarınca icra müdürlüğünden hacizlerin kaldırılmasını talep etmeden icra mahkemesine bu yönde bir başvuru yapması usulsüz olup, mahkemenin bu gerekçe ile hacizlerin kaldırılmasına karar vermesi usulsüz ve yasaya aykırıdır.Mahkemece 5393 sayılı Kanunla getirilen değişiklikten önceki 15/son fıkra uyarınca haciz konulan paraların niteliği gereği haczi kabil olup olmadığının veya kamu hizmetinde fiilen kullanılıp kullanılmadığının, haciz konulan banka hesapları üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tespiti ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu incceleme yapılmadan 5393 sayılı Kanun'un geçici 8. maddesinden bahisle hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin usulsüz tebligat şikayeti yapılmadığından bahisle dava açma süresi geçtiğinden davanın süre aşımından reddine karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, yoklukla malul bir işlemin hükümsüz kılınması için herhangi bir beyanda bulunulmasına veya bir dava açılmasına gerek olmadığını, çünkü zaten ortada var olmayan bir hukuki işlem söz konusu olduğunu, yok hükmünde olan bir tebligat ile ilgili usulsüz tebligat şikayeti yapılmasında da hukuki yarar bulunmadığı gibi usul ekonomisine de aykırı olduğunu, tebligatın yokluğu hususunun taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiğini, somut olayda; Yerel Mahkemece usulsüz tebligat şikayeti yapılmadığı ve netice-i talepte usulsüz tebligat şikayeti bulunmadığından davanın süre aşımından reddi kararı hukuka aykırı olduğunu, yukarıda açıklamış oldukları üzere ortada usulsüz bir tebligat değil yok hükmünde olan bir tebligat mevcut olduğunu, yok hükümünde olan bir...