ise de; yapılan takipte ipotek maliklerinin icra emrinde gösterildiği ve icra emrinin usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, ayrıca eş rızasının bulunmadığı da belirtilmiş ise de, bu şikayetin İİK'nun 16/1 maddesi gereğince 7 günlük süre içerisinde ileri sürülmesi gerektiği dolayısıyla başlatılan takipte usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacılar vekilinin mükerrer takibe ilişkin şikayeti ile ipoteğin paraya çevrilmesi şartlarının oluşmadığına dair şikayetin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir....
DAVA KONUSU : YETKİ İTİRAZI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatıldığını, borçlu şirketin adresinin Bayrampaşa olduğunu, Çağlayan İcra Müdürlüğünde takip başlatılması gerekirken Bakirköy'de icra takibi başlatıldığını, ayrıca takibe dayanak senetlerin bir örneğinin taraflarına tebliğ edilmediğini belirterek, yetki itirazının kabulüne, takibin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169. maddesine dayalı yetkiye ve borca itiraza ilişkindir. Bodrum 2. İcra Dairesi 2021/4985 Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde, alacaklı T3 tarafından davacı borçlu T1 A.Ş ve diğer borçlulara yönelik kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçluya 19/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 21/10/2021 tarihinde açıldığı ve süresinde olduğu görülmüştür. Takibe konu bonoda yetki sözleşmesi yapılmış olup, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu düzenlenmiştir. Yapılan bu yetki sözleşmesi tacirler arasında yapılmış olduğundan geçerli bir yetki sözleşmesidir. Somut olayda takibe konu bonoda tanzim yeri belirtilmemiş olup borçlunun adresi olarak Bodrum/Muğla belirlendiği, takibin Bodrum icra dairesinde yapıldığı anlaşılmıştır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/12/2021 NUMARASI : 2019/135 ESAS- 2021/1056 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ NEDENİ İLE ŞİKAYET- YETKİ İTİRAZI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu şirket yetkilisi dava dilekçesinde özetle; İstanbul 37. İcra Müdürlüğünün 2018/4434 E. sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından yetkilisi olduğu şirket hakkında takip başlatıldığını, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, takipten 28/01/2018 tarihinde haberdar olduklarını, süresi içinde yetki itirazında bulunduklarını, takip dayanağı senetteki yetki şartının tarafların tacir olmaması nedeni ile geçerli olmadığını, takipte Ankara icra dairelerinin yetkili olduğunu beyanla, 28/01/2018 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulü ile icra takibinin yetkisizlik nedeni ile reddine karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili yargılama aşamasında vekaletname sunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İstanbul 2....
YETKİ İTİRAZI 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 50 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 73 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 9 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı yan, davalı şirketin 15.07.2004 tarihli protokolden doğan edimini yerine getirmediğini iddia ederek, alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı 15.07.2004 tarihli protokolün kendilerince fesih edildiğini, icra takibi ve davanın yetkili yerde açılmadığını beyan ederek hem icranın hem de mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir....
İİK'nın 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinde başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasal koşulların oluşması halinde İİK'nin 79 ve 360. maddeleri, bu husustaki yetki ile ilgili istisnalardır. İİK'nın 79. maddesi gereğince, haczolunacak malların başka bir yerde bulunması halinde icra dairesi, malların bulunduğu yer icra dairesine talimat yazarak haczin yapılmasını ister. Bu halde, hacizle ilgili şikayetler, kendisine talimat yazılan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesince çözümlenir. Anılan husus, kesin yetki kuralı olup, mahkemece re'sen uygulanmalıdır....
DAVA KONUSU : YETKİ İTİRAZI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından müvekkil ve dava dışı borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkiline 03/03/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davayı yasal süresi içinde açtıklarını, müvekkilin adresinin Ankara, diğer borçlunun adresinin Van olduğunu, çekin keşide yerinin Van olduğunu, alacaklı tarafından Ankara veya Van İcra Müdürlüğünde icra takibi başlatacağı hususunda seçimlik hakkı bulunduğunu, yetkisiz İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğünde takip başlatıldığını belirterek, yetki itirazının kabulüne ve dosyanın Ankara İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesinin talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 24/06/2020 Gün, 2020/294 E., 2020/415 K sayılı kararla "1- 2004 Sayılı İİK'nın 50. maddesi gereğince davanın (yetki itirazının) KABULÜNE; 2- Davacı borçlular yönünden İstanbul Anadolu 1....
İCRA HUKUK MAHK TARİHİ : 14/04/2023 NUMARASI : 2023/107 ESAS- 2023/265 KARAR DAVA KONUSU : YETKİ İTİRAZI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 17 . İcra Müdürlüğünün 2023/290 E. sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından müvekkil şirket hakkında kambiyo senetlerine mahsus yolla takip başlatıldığını, ödeme emrinin 16/02/2023 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkil şirket adresi Mersin ili, Tarsus ilçesi sınırlarında olup, takipte Tarsus icra müdürlüklerinin yetkili olduğunu beyanla, yetki itirazlarının kabulü ile icra dosyasının yetkili Tarsus icra dairelerine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; Davanın usulsüz tebligat şikayeti, yetki, zamanaşımı, husumet ve imzaya itiraz olarak açıldığı, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin yapılan tebligatın Tebligat Kanunu'nun 20. maddesine göre usulsüz olduğundan bahisle kabulüne karar verildiği, bu talep yönünden verilen kararda usul ve yasaya aykırı yön bulunmadığından yetki itirazının süresinde ileri sürüldüğünün kabulü gerektiği, yasa gereğince öncelikle yetki itirazı yönünden inceleme yapıldığında; Bonoya dayalı takipte İİK.'nın 50. maddesi göndermesi ile uygulanması gereken, HMK.'nın 6. maddesi dikkate alındığında; takibin borçlunun ikametgahının bulunduğu genel yetkili icra dairesinde, bonoda öngörülen ödeme yerinde, ödeme yeri gösterilmeyen bonoda tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerektiği ve bu yerdeki icra dairesinde takibin yapılabileceği düzenlenmiştir....
Somut olayda, borçluların senet aslının icra kasasına alınmadığı yönünde bir şikayeti olmadığı gibi, borçluya çıkartılan ödeme emri tebliğ evrakının incelenmesinden, takip dayanağı senet suretinin ödeme emri ekinde gönderildiğine ilişkin şerh bulunduğu görülmektedir. İcra ve İflas Kanunu'nda takip öncesi alınan ihtiyati haciz kararının ayrıca borçluya tebliği zorunlu olmadığı gibi, takip talebi içeriğinde bu karara ilişkin bilgilerin de bulunduğu anlaşılmıştır. O halde, mahkemece şikayetin reddi ile borçlunun ödeme emri tebliğ tarihine göre süresinde olan yetki itirazının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, ödeme emri tebligatının iptali şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....