Dava, çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus takipte borçlu şirkete ödeme emrinin TK'nın 35. maddesine göre tebliğinin usulsüz olduğu iddiasının yanısıra senedin vasfına yönelik şikayet ve imzaya itiraza ilişkindir. Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Borçlu şirketin tebligat adresinin, ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı bulunması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesi uyarınca daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır. Bu durumda, anılan maddeye göre tebligat yapılabilmesi için, muhatabın ticaret sicilinde kayıtlı adresine çıkartılan tebligatın bilâ tebliğ iade edilmiş olması zorunludur....
Dava usulsüz tebligat şikayeti ve icra memur muamelesini şikayete ilişkindir....
Mahkemece, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu kabul edildiğine göre, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekirken, tebligat ve icra takip işleminin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Md. 21/2'ye göre yapıldığını, önce "bilinen son adrese" gönderilen tebligat usulsüz olduğundan tüm tebligatların sıhhatini etkiler noktada olduğunu, müvekkilinin bilinen adresine çıkarılan ilk tebligattaki usulsüzlükler nedeniyle 2....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, davacı vekili tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile şikayette ve icra müdürlüğünün yetkisine, imzaya ve borca itirazda bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından usulsüz tebligat şikayetinin reddine, diğer itirazların süreden reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. İcra dosyasında ödeme emri tebligatlarının bulunmaması nedeni ile davacıya yapılan ödeme emri tebligatları icra müdürlüğünden istenmiş icra müdürlüğü tarafından davacıya TK 21/2 maddesi uyarınca yapılan tebligat parçası gönderilmiş ,davacıya gönderilen ve bila tebliğ dönen ilk tebligat tekrar istenmesine rağmen aynı tebligat tekrar gönderilmiştir....
No:4 Çankaya/ANKARA'' adresine usulsüz olarak tebliğ edildiğini, tebligat mazbatası üzerinde yazılan ''şirket yetkilisinin Çarşıya gittiği beyanı''nın gerçeği yansıtmadığını, tebligat yapılan şahsın tebligat almaya yetkili olmadığından tebligatın usulsüz olduğunu belirterek, şikayetlerinin kabulü ile İİK 89/1 ,2 ve 3 haciz ihbarnameleri kapsamındaki tebligatlara ilişkin memur işleminin iptaline ve tüm haciz ihbarnameleri bakımından tebliğ tarihinin 04/07/2019 tarihi olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; ihbarnameler usulüne uygun tebliğ edildiği gibi İİK 89/1 ve 2 haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz edilmediğinden 89/3 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, 29/06/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, İİK 89.md gereğince davacının itirazının kanunen bir sonuç doğurmayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
birine yapılır”, Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde ise; “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” hükümleri yer almaktadır....
Açıklanan nedenlerle, davacı şirketin usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, davacı gerçek kişilerin usulsüz tebligat şikayetinin ise süreden reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı ve oluşa uygun düşmeyen gerekçelerle tüm davacılar yönünden şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetli olmadığından, davacı T2 Anonim Şirketinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden; Davacı T2 Anonim Şirketinin usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, Davacı şirkete gönderilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin, öğrenme tarihi olan 17/08/2020 tarihi olarak düzeltilmesine, Davacı şirket hakkında şeklen kesinleşme vakasına dayalı olarak gerçekleştirilen daha önceki takip işlemlerinin yok hükmünde sayılmasına, Davacılar T1 T4 T5 T4'nun usulsüz tebligat şikayetinin süreden reddine, Davacılar T1 T4 T5 T4'nun yerinde görülmeyen istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine...
Tüzel kişilere TK. 35. maddeye göre tebligat yapılması için öncelikle iade edilen tebligatın, usulüne uygun olarak araştırılarak kanuna uygun şekilde iade edilmesi gerekirken, usulsüz şekilde yapılan tebligatın iadesi üzerine çıkartılan TK.35. madde kapsamındaki tebligat işlemi de usule uygun olmayacaktır. Somut davada; ödeme emri tebligatının iade edildiği 12/02/2022 tarihi itibariyle borçlu şirketin, tebligat çıkartılan adreste faaliyet gösterip göstermediği hususunda kollukça yapılan araştırmada borçlu şirketin tebliğin iade edildiği tarihte, faaliyette olduğunun tespit edilmesine göre, iade işleminin usulsüz olduğu anlaşılmakla TK.35. madde kapsamındaki tebligat işlemi de usule uygun değildir. 7201 sayılı TK'nın 32. maddesi uyarınca muhatabın öğrendiğini beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi sayılır. Daha önceki bir tarihte öğrenme olayının gerçekleştiği davalı tarafça ancak yazılı belge ile ispat edilebilir....
Tebligat Kanunu'nun 10. maddesinde; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa, bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır..." hükmü yer almaktadır. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre de; ''Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.''...