Dava İİK'nun 16. ve T.K'nun16. maddeleri uyarınca yapılmış usulsüz tebligat şikayetidir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde; “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” denilmekte olup Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde ise; “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda, davacı borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin “Tebliğ evrakı muhatap işte olduğundan çalışanı Cuma Doğan imzasına tebliğ edilmiştir....
Mahkemece;"Davacının 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnameleri ile ilgili usulsüz tebligat şikayetinin reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
'a dava dilekçelerinin tebliğ edildiği adresler yerine başka adreslere çıkartılan gerekçeli karar tebligatlarının tebliğ edilememesi üzerine bu davalılar adına usulsüz olarak ilanen tebligat yapıldığı; davalı ... 'nun daha önce tebligat yapılan adresine gerekçeli kararın tebliğ edilememesi üzerine Tebligat Yasasının 35. maddesine göre tebligat yapılması gerekirken usulsüz olarak ilanen tebligat yapıldığı; davalılardan ...,...,... 'ya dava dilekçesinin tebliğ edilmediği, gerekçeli karar tebligatı bila tebliğ iade edilince bu davalıların adreslerinin Tebligat Yasasında yazılı usuller çerçevesinde araştırma yapılmaksızın gerekçeli kararın ilanen tebligat yolu ile tebliğ edildiği anlaşılmıştır....
Kısım Mahallesi, Boğazköy Cad. 47/9" adresine ödeme emrinin tebliğe çıkartıldığı, tebligat parçası üzerinde muhatabın adresinin MERNİS adresi olduğundan TK 21. Maddesine göre tebligat yapılması gerektiği hususunun şerh düşüldüğü ve TK 21/2 maddesine göre ödeme emrinini 17/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Davacı takip borçlusunun mernis adresine çıkartılan tebligatın bila tebliğ dönmesi üzerine aynı adrese TK 21/2 maddesine göre usulüne uygun tebligat yapıldığı, tebligat yapılacak adresin mernis adresi olduğu ve TK 21. Maddeye göre tebligat yapılması hususunun tebligat parçası üzerine şerh düşüldüğü, bu nedenle usulsüz tebligat şikayetinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
DAVA Borçlu vekili dilekçesinde; Ortaca İcra Müdürlüğü'nün 2021/1826 Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine takip başlatıldığını 27.10.2021 tarihinde öğrendiklerini, ödeme emri tebliğ evrakının müvekkilinin nerede olduğu araştırılmadan alacaklının çalışanı olan ...isimli şahsa usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkilinin tebligat adresinde ikamet etmediğini, haber verilen komşu isminin yazılı olmadığını, sonradan Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre çıkartılan ve yasal şartlara uygun tebliğ edilmeyen evrakında usulsüz olduğunu ileri sürerek şikayetin kabulü ile usulsüz tebligata binaen öğrenme tarihinin 28.10.2021 olarak düzeltilmesini, borca ve yetkiye itirazla takibin durdurulmasını, hacizlerin iptalini talep etmiştir. II....
Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi ve Tebligat Yönetmeliği'nin 57. maddesi gereğince ticaret siciline bildirilen adrese TK' nun 35. madde gereğince tebligat yapılabilmesi için söz konusu adrese öncelikle normal usullere göre tebligat çıkartılıp bilâ tebliğ dönmesi halinde 35. maddedeki tebliğ prosedürünün işletilmesi gerekir. Somut olayda, borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı “... Sitesi ... Sk. A Blok No: 18 ...” adresine çıkarılan satış ilanı tebligatının, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi gereğince 07.9.2015 tarihinde tebliğ edildiği, ancak borçlu şirkete bu tebligattan önce çıkartılmış ve iade edilmiş bir tebligat bulunmadığı anlaşıldığından TK'nun 35/4. maddesine göre yapılan tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekir. Bununla birlikte, borçlu şirkete 02.9.2015 tarihinde de, "Şirket yetkilisi ... imzasına tebliğ" şerhi ile satış ilanı tebliğ edilmiş ise de; borçlunun şikayet dilekçesinde, bu tebligattaki yetkili imzasına itiraz ettiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil K A R A R Dairenin 04.06.2012 tarih ve 2011/6329 Esas, 2012/5198 Karar sayılı geri çevirme yazısıyla davalı...’a yapılan hükmün tebliğine ilişkin tebligatın usulsüz olduğunu bu nedenle 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca yöntemine uygun bir biçimde hükmün tebliğine karar verilmiştir. Ne var ki, mahkemece, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21. maddesi gereğince yapılan tebligatın yine usulsüz olduğu 07 ibaresinin ne anlama geldiğinin anlaşılamadığı, kapalı olması nedeniyle muhatap isim ve imzadan imtina ettiğinin açıklandığı verilen meşruatta komşusunun isim, soy isim ve imzasının bulunmadığı, evrakın mahalle muhtarına bırakıldığı ancak muhtarın isim, soy isim ve imzanın da olmadığı ve yapılan tebliğin usulsüz olduğu belirlenmiştir. Dava dilekçesi ve diğer tebligat parçalarının da usulüne uygun yapılmadığı anlaşılmıştır....
Adres kayıt sisteminde bulunan adresin bilinen en sonra adres olarak kabul edilebilmesi, bilinen en son adrese tebligat yapılamamış olması veya bu adresin tebliğe elverişli olmadığı anlaşılmadan veya bu adresle tebligat yapılamadığı görülmeden doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine tebligatın yapılması; yapılan tebligatı usulsüz kılar (Teb. K. m. 10/2). ... 2. Aile Mahkemesinin 2013/930 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; gerekçeli kararın davalı erkeğin mernis adresi olan "Şifa Mah. Tekel Sok. No:17, İç Kapı no:2, .../..." adresinde, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre muhatabın adreste tanınmadığından bahisle muhtara tebliğ edildiği görülmüş ise de dosya içerisinde bu tebligattan önce davalı erkeğin tebligata elverişli bilinen en son adresinden bila ikmalen iade edilen bir tebligat bulunmamaktadır. Bu durumda gerekçeli kararın erkeğe tebliği usulsüz olup, kararın bu şekilde 16.12.2014 tarihinde usulsüz olarak kesinleştirildiği anlaşılmaktadır....
Bu durumda, davacının usulsüz olduğunu iddia ettiği, tebligat ve konusunu en geç 20.07.2007 tarihinde öğrenmiş olduğundan Tebligat Yasasının 32. maddesine göre tebliğ tarihinin 20.07.2007 olarak kabul edilmesi gerekirken, tebligatın iptaline karar verilerek, kararın yeniden tebliğe çıkarılmasının hukuki dayanağı bulunmamaktadır. -2- 2008/10215 - 15762 Davacı tarafından yapılması gereken iş yukarıda açıklanan usulsüz tebliğ durumunu öğrenir öğrenmez bu hususu belirtip Tebligat Yasasının 32. maddesi gereğince öğrenme günü tebliğ tarihi kabul edilerek, bu tarihten itibaren yasal süresi içinde temyiz yoluna başvurmak olmalıydı. Ancak, davacı tarafından usulsüz tebligata itiraz edilmekle birlikte, yasal süresi içinde temyiz yoluna başvurulmadığından, karar yeniden kendisine tebliğ edilerek, temyiz olanağı sağlanamaz....
Somut olayda, satış ilanının ilk olarak borçlunun bilinen adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligatın iade edilmesi üzerine aynı adres olan mernis adresine tebliğ yapıldığı, tebligat evrakında sadece adresin başında “mernis adresi” ibaresinin yazılı olduğu, bu şerh dışında tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından TK'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında “adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese TK'nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılacağına dair meşruhat” verilmediği, bu hali ile tebligatın TK'nun 23/1-8. ve Tebligat Yönetmeliğinin 16/2. maddelerine aykırı olup usulsüz olduğu anlaşılmaktadır....