İcra Dairesi'nin ... esas sayılı dosyası ile açılan icra takibi neticesinde dosyadan haberdar olduğunu, usulsüz tebligat yapıldığından yargılamanın yenilenmesi için yeterli nedenleri olduğunu beyan etmiştir....
Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; müvekkilinin şirket olduğunu, ödeme emri tebligatının, Tebligat Kanununun 21/2 maddesine göre usulsüz olarak yapıldığını, ilk olarak tüzel kişilere tebligatın, Tebligat Kanununun 35.maddesine uygun olarak yapılması gerektiğini, madde 21'in yalnızca şahıslara yapılan tebligatlarda geçerli olduğunu, bu açıdan zaten müvekkili şirkete yapılan tebligatın usulsüz olacağını, kabulü mümkün olmamakla birlikte tüzel kişilere de madde 21 'e göre tebligat yapılabildiğinin varsayılması durumunda; sözkonusu takipte icra müdürlüğünce ilk tebligat üzerinde doğrudan 'Adres Kayıt Sistemindeki Adresidir TK 21′e göre iade olunmaması ihtar olunur” şeklinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 23/8. maddesine uygun şerh olmadan direk 21/2 ye göre yapıldığını, tebligatın doğrudan muhtara yapıldığını, Tebligat Kanunu'nun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine...
adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca yapılan karar tebliğinin usulsüz olduğu anlaşılmakla, gerekçeli karar ve temyiz talebi katılana usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek, temyiz süresi beklenip, verilirse gerekçeli temyiz dilekçesi ile birlikte ve katılanın temyizi hakkında EK TEBLİĞNAME düzenlenerek temyiz incelemesi için Dairemize tekrar gönderilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Kaldı ki davalı alacaklının 29.12.2010 tarihli ticaret sicil gazetesinde yer alan ve davacıya tebligat çıkardığı adresin ticaret sicil gazetesinin 29.12.2010 tarih ve 7718 sayısında ilan edilerek kapandığı dolayısıyla tebliğ tarihi itibariyle tebliğ edilen adresin davacı borçlu şirkete ait adres olmadığı da anlaşıldığından iade edilen tebligat üzerine TK'nun 35. Maddesine göre yapılan ödeme emri tebligatı da usulüne uygun değildir. Davayı tasfiye halindeki borçlu şirketi tasfiye memuru temsil ettiğinden davalının davanın aktif husumetten reddi talebi yersizdir. Bu nedenlerle usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emri tarihinin öğrenme tarihi olan 03.12.2021 tarihi olarak tespitine verilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "1- Davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, İstanbul 18.İcra Dairesinin 2017/24664 Esas sayılı dosyasında ödeme emrinin tebliğ tarihinin 03/12/2021 tarihi olarak düzeltilmesine, " karar verildiği görülmüştür....
Davacı taraf, 15.12.2005 tarihinde ikame ettiği dava ile kesinleşen bu hükme karşı hileli ve usulsüz tebligat nedeniyle yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk hükmün temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 30.06.2020 tarih ve 2016/15748 Esas, 2020/4204 Karar sayılı kararı ile taraf teşkili sağlanmadığından hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma kararına uyularak HMK 375 inci maddesinde yer alan şartlar içerisinde usulsüz tabligatın sayılmadığı, hileli tebligat iddiasının da ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Alacaklı tarafından dava dışı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibinde; 3. kişi şikayetçi, kendisine 89/1, 2 ve 3. haciz ihbarnamesi gönderildiğini, söz konusu işlemlerden ve tebligatlardan haberdar olmadığını ileri sürerek, usulsüz tüm tebligat işlemlerinin ve hacizlerin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurmuş, mahkemece şikayetin kabulüne, tebligatların usulsüz olduklarının tespiti ile tebligatların ve tebligatlardan sonra yapılan işlemlerin iptaline karar verilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesinin 1. fıkrasına göre; "Kendisine veya adresine Kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur....
Maddesi hükmüne göre taraflarına bildirilen adrese yapıldığını, ("Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.") tebligat, taraflarınca 'normal tebligat' olarak gönderildiğini, tebligat, borçlu şahsın çalıştığı işyerinde daimi çalışan aynı zamanda ek şoför olarak da kira sözleşmesinde ismi geçen dava dışı Güven Gürbüz imzasına yapıldığını, her ne kadar yerel mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmiş ise de; Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre ; ''Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır” denildiğini, borçlu tarafın müvekkili şirkete bildirdiği adres, ek şoför olarak kaydettirdiği Güven Gürbüz ile beraber çalıştığı işyeri adresi olduğunu, Tebligat kanunun 16/2 maddesi uyarınca da taraflarınca borçlunun taraflarına bildirdiği adrese öncelikle...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Sanığın mahkumiyetine dair Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Mahkemece verilen kararın sanığın kovuşturma aşamasında gösterdiği adresine tebligat işleminin yapılmaması nedeniyle 7201 sayılı Tebligat Kanunun 35. madde hükümlerine aykırı davranılması nedeniyle tebliğin usulsüz olduğu değerlendirildiğinden, sanığın yokluğunda verilen karara karşı 19.4.2010 tarihli dilekçe ile yaptığı başvurunun süresinde yapılmış temyiz talebi olduğu kabul edilerek, mahkemenin 04.03.2010 tarihli temyiz isteminin süre yönünden reddine dair kararı kaldırılarak yapılan incelemede; Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 26/11/2012 gününde oybirliğiyle karar...
Davacı taraf ödeme emri tebliğ edilen UETS hesabının alacaklı görülen davalı T3 ait olup tebligatın usulsüz olduğunu beyanla; 07/03/2022 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulünü talep etmiş, mahkemece usulsüz tebliğ talebinin kabulüne karar verilmiş, davalı tarafça ilk derece mahkemesine sunulan cevap dilekçesi aynen tekrar edilerek icra memur muamelesi şikayetinin reddi talep edilmiş, istinaf harç ve avansı da yasal süresinde yatırılmış olmakla, dilekçenin istinaf dilekçesi mahiyetinde olduğu kabul edilerek talebinin esastan incelemesine geçilmiştir. Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 3/1- d maddesine göre, "Elektronik tebligat adresi: PTT tarafından, gerçek kişiler için kimlik bilgileri, tüzel kişiler için ise tabi oldukları sistem bilgileri esas alınmak suretiyle tek ve benzersiz şekilde oluşturulan ve UETS’ye kaydedilen tebligat adresini ifade eder."...
DAVA Davacı borçlu icra mahkemesine başvurusunda: aleyhine yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve elektronik olarak çıkartıldığı, halbuki Tebligat Yönetmeliğinin 5. maddesinde sayılan ve elektronik tebligat yapılması zorunlu olan kişilerden olmadığı ayrıca takibe konu bonolarda borçlunun keşideci değil bonoların alacaklısı-lehtarı olduğu, takibe konu bonolar nedeniyle alacaklı tarafından keşideciye ödememe protestosunun gönderilmediği buna ilişkin belgelerin icra dosyasına sunulmadığı, bu nedenle alacaklının lehtar ciranta konumunda olan borçlu aleyhine takip hakkının bulunmadığı şikayetiyle takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II....