ve 13. maddeleri, Tebligat Yönetmeliği'nin 21. maddesi gereğince usulsüz olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, TK 32. maddesi uyarınca davacının daha önce tebliğe muttali olduğu tespit edilemediğinden, davacının tebligatı öğrendiğini beyan ettiği tarih olan 15/09/2021 tebliğ tarihi olarak tespitine karar verilmesi ve Erbaa İcra Müdürlüğünün 2021/6142 esas sayılı dosyasında takibin durdurulmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır; ancak, haczin kaldırılması talebi olmadığı halde 6100 sayılı HMK'nın "Taleple Bağlılık" başlıklı 26/1. maddesine aykırı olarak haczin kaldırılmasına da karar verilmesi isabetsizdir....
Tebligat Kanunu madde 35'e göre tebligat yapılarak dava işlemlerine devam edildiğini, cevap sürelerinin kaçırıldığını ve müvekkilinin aracının bağlanması ile dosyadan ve ihtiyati hacizden 27.02.2023 tarihinde haberdar olunduğunu, bu sebeple yasal süresi içerisinde ihtiyati haczin kaldırılması talebinde bulunuyor olup müvekkilinin ticaret sicil gazetesinde yer alan şirket ilanını ve mal kaçırma şüphesinin ve borca batık olmadığını gösterir şekilde icra müdürlüğünden araç takyidat bilgilerinin de sorulmasını talep ettiklerini, açılmış olan bu dava haricinde şirketin ne borç kaydı ne de mal kaçırma şüphesinin olduğunu, Yargıtay kararları ve Tebligat Kanunu gereğince asıl dava ve verilmiş olan ihtiyati haciz kararında da usulsüz tebligata ilişkin hükümlerin uygulandığını, Tebligat Kanunu madde 35'in uygulanabilmesi için tebligatın daha önce aynı adreste muhataba (ya da onun adına tebligatı almaya yetkili kimselere) en az bir kez yapılmış olması, muhatabın taşındığı yeni adresi ilgili yargı...
Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Tebligat adresinin, borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı olması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre; hükmi şahıslara tebligat, selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanun'un 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır....
Davacı kadın; kendisine yapılan duruşma günü tebliğinin usulsüz olduğunu, tebligat mazbatasında adı geçen "Betül Aydoğan'ı" tanımadığını, bu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini ileri sürmek suretiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, ziynet eşyası alacağı istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 6100 sayılı HMK'nın 150. maddesinde ''Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez....
çalışana usulsüz bir şekilde tebliğ edildiğini, oysaki, Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunu’nun uygulanmasına yönelik Yönetmelik’e göre, posta memuru tebligatın muhatabı olan tüzel kişiden sonra gelen ve bu işle görevlendirilmiş bir kimse veya evrak müdürünün belirtilen adreste olup olmadığına ilişkin yeterli araştırmayı yaparak bu hususa ilişkin detaylı bilgiyi gerekçesi ile birlikte mazbataya şerh düşülmesi gerektiğini, müvekkili şirket’e usulsüz olarak yapılan 18.01.2021 tebliğ tarihli tebligata ilişkin tebligat zarfı incelendiğinde, tebligatın şirkette hazır bulunan ve tebligatı almaya yetkili herhangi biri olup olmadığı araştırılmadan ve yine çalışanlar arasında kimin tebligat almakla görevlendirildiği konusu da incelenmeden bir çalışana teslim edilmiş olduğu tespit edildiğini, nitekim tebligat zarfı üzerinde tebligatı almaya elverişli şirket yetkilisinin neden bulunmadığı ile ilgili bir şerh de düşülmediğini, mazbatanın maktu olarak doldurulduğunu, dolayısıyla, tebligatın usulsüz...
usulsüz tebligat şikayetinin kabul kararının kesinleşmediği gerekçesi ile reddedildiğini ileri sürerek usul ve yasaya aykırı icra müdürlüğünün 13/09/2018 tarihli kararının iptali ile hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, ilk derece mahkemesince; şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, kararın alacaklı vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile hacizlerin geçerli olup olmadığının usulsüz tebligat şikayetinin kabul kararının kesinleşmiş olmasına bağlı olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine hükmedildiği, kararın borçlu vekili tarafından temyiz edildiği görülmektedir....
Tüzel kişilere tebligatın nasıl yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12. ve 13. maddelerinde açıkça gösterilmiş bulunmaktadır. Tüzel kişilere tebligat kanuni temsilcilerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Bu kişiler mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları takdirde tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Tebligat Yönetmeliğinin 21. maddesinde tebligat almaya yetkili kişilerin bulunmaması halinde yetkili kişilerin bulunmadığının tebliğ mazbatasında gösterilmesi gerektiği hüküm altına alınmış ve bu hususun tebliğ mazbatasında belirtilerek tebliğin o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılacağı düzenlenmiştir. Dava dosyasının incelenmesinde gerekçeli kararın tebligat mazbatasında bu hükümlere uyulmadığından tebliğ işlemi usulsüz olduğundan davacı vekilinin 13.07.2016 tarihli temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşılmaktadır....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 05/01/2022 tarihli 2021/531 Esas 2022/8 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, yerine "a- Davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile, Konya 7....
Borçlunun usulsüz tebligat şikayeti üzerine takibin durdurulması ve hacizlerin bu karar üzerine kaldırılması, İİK'nun 361. maddesi koşullarının oluştuğunun kabulü için yeterli değildir. Bu nedenle borçlu ancak genel mahkemede açacağı istirdat davası sonucuna göre ödediği parayı geri alabilir. Somut olayda, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 24/05/2019 olarak düzeltilmesi, daha önce yapılan ödemeleri hükümsüz kılmaz. İİK'nun 361. maddesinin koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla borçlu ancak genel mahkemede açacağı istirdat davası sonucuna göre ödediği parayı geri isteyebilir. İlk derece mahkemesince şikayetin bu yönden reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamakta olup, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
İstinaf Sebepleri Şikayetçi borçlu vekilince; mahkemece haczin kaldırılması taleplerinin reddine karar verilmesinin haksız olduğunu, UYAP üzerinden icra dosyasına 25.03.2021 tarihinde itiraz dilekçesi gönderdiklerini ileri sürerek mahkeme kararının hacze ilişkin talep yönünden kaldırılması talep edilmiştir....